Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | perplexed adj. | kafası karışmış | ||
A great many people, however, are perplexed, and fear that enlargement will be to their detriment. Ancak pek çok kişinin kafası karışmış durumda ve genişlemenin kendi zararlarına olacağından korkuyorlar. More Sentences |
||||
General | perplexed adj. | şaşırmış | ||
He was perplexed. O şaşırmış. More Sentences |
||||
General | perplexed adj. | şaşkın | ||
We are perplexed because you tell us that you are going to look at what Parliament's proposals are. Şaşkınız çünkü bize Parlamento'nun önerilerinin ne olduğuna bakacağınızı söylüyorsunuz. More Sentences |
||||
General | perplexed adj. | aklı karışmış | ||
General | perplexed adj. | kafası bulanmış | ||
General | perplexed adj. | ambale | ||
General | perplexed adj. | anlaşılmaz | ||
General | perplexed adj. | karışık | ||
General | perplexed adj. | kafası bulandırılmış | ||
General | perplexed adj. | çapraşık |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | be perplexed v. | aklı gitmek |
General | be perplexed v. | ambale olmak |
General | self-perplexed adj. | kendi kendine kafası karışmış |
General | self-perplexed adj. | kendi aklını bulandırmış |