opportunist

Significados de "opportunist" en diccionario turco inglés : 15 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	opportunist n.	fırsatçı
Only a strengthened Europe is immune to political opportunists who exploit dissatisfaction. Sadece güçlenmiş bir Avrupa, memnuniyetsizliği istismar eden siyasi fırsatçılara karşı bağışıklığa sahiptir. More Sentences
Trade/Economic
2	Trade/Economic	opportunist n.	fırsatçı
I am speaking on behalf of an alliance of opportunists and hypocrites. Fırsatçılar ve ikiyüzlüler ittifakı adına konuşuyorum. More Sentences
Politics
3	Politics	opportunist n.	fırsatçı
Nor do we want to be messed about by political opportunists or the Council's indecision. Siyasi fırsatçılar ya da Konseyin kararsızlığı tarafından oyalanmak istemiyoruz. More Sentences
Food Engineering
4	Food Engineering	opportunist n.	fırsatçı
Tom's a money-grubbing opportunist. Tom para düşkünü bir fırsatçı. More Sentences
General
5	General	opportunist n.	oportünist
6	General	opportunist n.	fırsat düşkünü
7	General	opportunist n.	tırnaksız
8	General	opportunist adj.	menfaat içeren bir durumdan gayriahlaki şekilde istifade eden
Trade/Economic
9	Trade/Economic	opportunist n.	fırsat kollayan
Politics
10	Politics	opportunist n.	oportünist
Medical
11	Medical	opportunist adj.	genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizmanın sebep olduğu (enfeksiyon)
Food Engineering
12	Food Engineering	opportunist n.	opurtunist
Biology
13	Biology	opportunist adj.	genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizmaya ait
14	Biology	opportunist adj.	genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizma ile ilişkili
Marine Biology
15	Marine Biology	opportunist n.	oportunist