offending - Turco Inglés Diccionario

offending

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "offending" en diccionario turco inglés : 24 resultado(s)

Inglés Turco
General
offending n. suç işleme
UNAMA, the United Nations Assistance Mission to Afghanistan, must stop funding these offending warlords immediately.
Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonu UNAMA, suç işleyen bu savaş ağalarını finanse etmeyi derhal durdurmalıdır.

More Sentences
offending adj. rencide edici
This is a splendid report, which lists all the critical points without offending Turkey.
Bu rapor, Türkiye'yi rencide etmeden tüm kritik noktaları sıralayan muhteşem bir rapordur.

More Sentences
Common Usage
offending adj. kırıcı
offending adj. incitici
General
offending n. günah işleme
offending n. küstürme
offending adj. hoşa gitmeyen
offending adj. can sıkıcı
offending adj. iç acıtıcı
offending adj. -e karşı koyan
offending adj. '-e saldıran
offending adj. yasayı ihlal eden
offending adj. kuralı ihlal eden
offending adj. sinir bozan imse
offending adj. sinirlendiren kimse
offending adj. suç teşkil eden
offending adj. suç oluşturan
offending adj. suçlu
offending adj. günahkar
offending adj. habis
offending adj. utanç verici
Technical
offending adj. karşı koyan
Informatics
offending n. sorun yaratan
offending adj. karşı koyan

Significados de "offending" con otros términos en diccionario inglés turco: 6 resultado(s)

Inglés Turco
General
offending messages n. rencide edici mesajlar
contributed to one's offending adj. suç işlemesine sebep olmuş
contributed to your offending adj. suç işlemenize sebep olmuş
Law
acts offending good morals n. ahlak ve adaba aykırı davranışlar
acts offending good morals n. ahlak ve adaba aykırı işlemler
Computer
offending command is n. karşı koyan komut