meraktan - Turco Inglés Diccionario

meraktan

Significados de "meraktan" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
meraktan out of curiosity adv.
I did it out of curiosity.
Merakımdan yaptım.

More Sentences
meraktan out of interest adv.

Significados de "meraktan" con otros términos en diccionario inglés turco: 41 resultado(s)

Turco Inglés
Colloquial
meraktan ölmüş worried sick adj.
I'm worried sick.
Meraktan ölüyorum.

More Sentences
Idioms
meraktan ölmek be worried sick v.
We've been worried sick about you.
Senin için meraktan ölüyorduk.

More Sentences
meraktan ölmek be worried sick v.
Tom will be worried sick.
Tom meraktan ölecek.

More Sentences
General
beraber gitmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle) tag along with v.
beraber gitmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle) tag along after v.
meraktan çatlatmak keep somebody guessing v.
beraber gelmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle) tag along after v.
beraber gelmek (meraktan veya çıkar elde etme umuduyla biriyle) tag along with v.
meraktan çatlamak burst with curiosity v.
meraktan çatlamak be filled with anxiety v.
meraktan ölmek worry oneself to death v.
(üzüntüden/endişeden/meraktan) kendini yiyip bitirmek worry oneself to death v.
meraktan çatlamak die to know something v.
meraktan çatlatmak keep (a person) guessing v.
meraktan dolayı out of curiosity adv.
Proverb
insanın başına ne gelirse meraktan gelir curiosity killed the cat
Colloquial
bu arada meraktan soruyorum by the way i'm just curious n.
meraktan çatlamak be burning with curiosity v.
meraktan çatlamak be burning with curiosity v.
meraktan soruyorum (I am/was) just wondering expr.
meraktan soruyorum (I am/was) only wondering expr.
Idioms
meraktan deliye dönmek get bitten by the bug v.
meraktan yerinde duramamak get ants in one's pants v.
meraktan deliye dönmek be bitten by the bug v.
meraktan ölmek die of curiosity v.
meraktan yerinde duramamak have ants in one's pants v.
meraktan ölmek die from curiosity v.
(heyecandan/meraktan) kalbi durmak/duracak gibi olmak one's heart stands still v.
(endişeden/meraktan) saçını başını yolmak pull one's hair out v.
(endişeden/meraktan) saçını başını yolmak tear one's hair v.
(endişeden/meraktan) saçını başını yolmak tear one's hair out v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) meraktan ölmek be worried sick (about someone or something) v.
meraktan ölmek be sick with worry v.
meraktan katılmak be along for the ride v.
meraktan katılmak go along for the ride v.
meraktan çatlıyorum the suspense is killing me expr.
(heyecandan/meraktan) yüreği ağzına gelmiş somebody's heart is in their mouth expr.
(heyecandan/meraktan) yüreği ağzına gelmiş your heart is in your mouth expr.
Speaking
meraktan ölme don't die wondering expr.
meraktan geberdim I've been worried sick expr.
meraktan ölüyordum I was worried sick expr.