memnun

Significados de "memnun" en diccionario inglés turco : 34 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	memnun	satisfied adj.
I believe, as has been so often repeated, that we can indeed be truly satisfied with this budget. Sık sık tekrarlandığı gibi, bu bütçeden gerçekten memnun olabileceğimize inanıyorum. More Sentences
2	Common Usage	memnun	contented adj.
Tom is very contented. Tom çok memnun. More Sentences
3	Common Usage	memnun	pleased adj.
The Council is pleased to note that the Commission has implemented in full the new impact assessment procedure. Konsey, Komisyon'un yeni etki değerlendirme prosedürünü tam olarak uygulamaya koyduğunu memnuniyetle kaydetmiştir. More Sentences
4	Common Usage	memnun	glad adj.
I am very glad you gave that undertaking today and I look forward to taking this matter further. Bugün bu taahhüdü verdiğiniz için çok memnunum ve bu konuyu daha ileri götürmeyi dört gözle bekliyorum. More Sentences
General
5	General	memnun	gratified adj.
I am highly gratified that we are all trying to follow the same line. Hepimizin aynı çizgiyi takip etmeye çalışıyor olmasından son derece memnunum. More Sentences
6	General	memnun	happy adj.
In that sense, too, I am very happy with this report. Bu anlamda da bu rapordan çok memnunum. More Sentences
7	General	memnun	grateful adj.
I would be very grateful for an answer to this question. Bu soruya cevap verirseniz çok memnun olurum. More Sentences
8	General	memnun	delighted adj.
Personally, I am not entirely delighted with all these amendments, but I can live with them. Şahsen ben tüm bu değişikliklerden tam olarak memnun değilim, ancak bunlarla yaşayabilirim. More Sentences
9	General	memnun	content adj.
We are not content to remain as a chorus. Biz koro olarak kalmaktan memnun değiliz. More Sentences
10	General	memnun	pleased with adj.
We are reasonably pleased with the directive as it is now before us. Şu anda önümüzde bulunan haliyle direktiften oldukça memnunuz. More Sentences
Archaic
11	Archaic	memnun	gladly adj.
We gladly brag about that with undisguised pride. Bu konuda gizlemediğimiz bir gururla övünmekten memnunuz. More Sentences
General
12	General	memnun	elate adj.
13	General	memnun	gladsome adj.
14	General	memnun	chuffed adj.
15	General	memnun	thankful adj.
16	General	memnun	elated adj.
17	General	memnun	tickled adj.
18	General	memnun	unharried adj.
19	General	memnun	unrepining adj.
20	General	memnun	made-up [uk] adj.
21	General	memnun	quat adj.
22	General	memnun	fawe [obsolete] adj.
23	General	memnun	perfect [obsolete] adj.
24	General	memnun	prideful adj.
25	General	memnun	proud [dialect] adj.
26	General	memnun	bene placito expr.
Idioms
27	Idioms	memnun	pleased as punch adj.
28	Idioms	memnun	proud as punch adj.
29	Idioms	memnun	as happy as lark expr.
30	Idioms	memnun	as happy as a sand boy expr.
Formal
31	Formal	memnun	honoured adj.
Archaic
32	Archaic	memnun	fain adj.
Slang
33	Slang	memnun	rapt n.
British Slang
34	British Slang	memnun	chuffed adj.

Significados de "memnun" con otros términos en diccionario inglés turco: 493 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	memnun etmek	please v.
This was also clear in the reply, which pleases me greatly. Bu, beni çok memnun eden yanıtta da açıkça ifade edildi. More Sentences
General
2	General	memnun etme	satisfaction n.
I only did it for your satisfaction. Bunu sadece seni memnun etmek için yaptım. More Sentences
3	General	halinden memnun olma	complacency n.
All economic problems would be solved, if they made complacency taxable. Halinden memnun olmayı vergiye bağlasalar tüm ekonomik sorunlar çözülürdü. More Sentences
4	General	memnun kalmak	be satisfied v.
He was satisfied with the result. Sonuçtan memnun kaldı. More Sentences
5	General	memnun etmek	delight v.
This has delighted British Government representatives to the European Convention. Bu durum İngiliz Hükümeti temsilcilerini Avrupa Konvansiyonu nezdinde memnun etmiştir. More Sentences
6	General	memnun olmak	be glad v.
I'm really glad I got to meet you. Seninle tanıştığıma gerçekten memnun oldum. More Sentences
7	General	memnun etmek	satisfy v.
Sami did everything to satisfy Layla. Sami, Leyla'yı memnun etmek için her şeyi yaptı. More Sentences
8	General	memnun olmak	be pleased v.
I'm pleased to finally meet you. Sonunda tanıştığımıza memnun oldum. More Sentences
9	General	memnun olmak	be satisfied v.
Tom knew that I was satisfied. Tom memnun olduğumu biliyordu. More Sentences
10	General	memnun olmak	be pleased to v.
She was pleased to hear that. Bunu duyduğuna memnun oldu. More Sentences
11	General	memnun olmak	be content v.
If I had a nickname, I would be content. Eğer bir lakabım olsaydı, memnun olurdum. More Sentences
12	General	memnun etmek	please v.
This was also clear in the reply, which pleases me greatly. Bu, beni çok memnun eden yanıtta da açıkça ifade edildi. More Sentences
13	General	memnun kalmamak	be dissatisfied v.
Tom was dissatisfied with the service at the hotel where he stayed. Tom kaldığı oteldeki servisten memnun kalmadı. More Sentences
14	General	memnun olmak	be glad of v.
She was glad of my company. Arkadaşlığımdan memnun oldu. More Sentences
15	General	memnun kalmak	be pleased with v.
He is pleased with the plan. Plandan memnun kaldı. More Sentences
16	General	memnun olmak	be pleased with v.
She was pleased with the gift. Hediyeden çok memnun oldu. More Sentences
17	General	herkesi memnun etmek	satisfy everyone v.
Even angels can't satisfy everyone. Melekler bile herkesi memnun edemez. More Sentences
18	General	herkesi memnun etmek	please everyone v.
It would probably please everyone, except for unification fanatics. Birleşme fanatikleri dışında muhtemelen herkesi memnun edecektir. More Sentences
19	General	memnun olmak	be delighted v.
I'd be delighted if that happened again. Bu tekrar olsa memnun olurdum. More Sentences
20	General	çok memnun	overjoyed adj.
Tom didn't seem exactly overjoyed to see us. Tom bizi görmek için tam olarak çok memnun görünmüyordu. More Sentences
21	General	halinden memnun	contented adj.
I think Tom is contented. Bence Tom halinden memnun. More Sentences
22	General	memnun olmayan	unhappy adj.
It is no secret that I was unhappy with the deal concluded during July's conciliation. Temmuz ayındaki uzlaşma sürecinde varılan anlaşmadan memnun olmadığım bir sır değil. More Sentences
Colloquial
23	Colloquial	(birinden/bir şeyden) memnun kalmamış	dissatisfied with (someone or something) adj.
We can return to it if colleagues remain dissatisfied with the matter. Eğer meslektaşlarımız bu konudan memnun kalmazlarsa bu konuya geri dönebiliriz. More Sentences
Speaking
24	Speaking	tanıştığımıza memnun oldum	nice meeting you expr.
It's nice meeting you. Sizinle tanıştığıma memnun oldum. More Sentences
General
25	General	çok memnun etme	enrapturing n.
26	General	sırıtış (birinin kendinden memnun olduğunu gösteren)	smirk n.
27	General	kendi kendini memnun etme	self-satisfaction n.
28	General	kendi kendinden memnun olma	self-contentment n.
29	General	kendinden memnun olma	self-satisfaction n.
30	General	memnun edici	pleaser n.
31	General	memnun bırakan	pleaser n.
32	General	memnun/hoşnut eden (kişi)	pleaser n.
33	General	memnun müşteri	satisfied customer n.
34	General	halinden memnun olma	complacence n.
35	General	eğlendiren veya memnun eden kimse	entertainer n.
36	General	memnun olmamışlık	unsatisfiedness n.
37	General	temel dürtüsü tanrı'yı değil, insanları ve dünyayı memnun etmek olan kimse	men-pleaser n.
38	General	son derece memnun etme	oblectation n.
39	General	çok memnun olma	oblectation n.
40	General	memnun eden şey	delighter n.
41	General	memnun edilen kimse	delighter n.
42	General	memnun edici kimse	gratifier n.
43	General	kendini memnun etme	onanism n.
44	General	memnun etme eğilimi	complacence [obsolete] n.
45	General	memnun etmeyen şey	infelicity n.
46	General	memnun eden şey	content [obsolete] n.
47	General	memnun eden şey	contentation [obsolete] n.
48	General	memnun edici davranış	pleasance [obsolete] n.
49	General	memnun etme	pleasing n.
50	General	memnun olma	pleasing n.
51	General	memnun edicilik	pleasurability n.
52	General	memnun olmayan kimse	discontent n.
53	General	kendi kendini memnun etme	self-content n.
54	General	kendini memnun etme	self-enjoyment n.
55	General	kendinden memnun sırıtış	smerk [dated] n.
56	General	memnun eden şey	sugarplum n.
57	General	memnun etmek	humor v.
58	General	memnun etmek	comfort v.
59	General	hayatından memnun olmak	tick v.
60	General	hayatından memnun olmak	tick along v.
61	General	çok memnun kalmak	overjoy v.
62	General	memnun etmemek	dissatisfy v.
63	General	memnun etmek	make glad v.
64	General	çok memnun olmak	be so pleased to v.
65	General	memnun etmek	oblige v.
66	General	(taviz vererek) memnun etmek	placate v.
67	General	memnun etmek	content v.
68	General	tanıştığına memnun olmak	be glad to meet you v.
69	General	bir şeyden memnun olmamak	dissatisfy v.
70	General	memnun etmek	make happy v.
71	General	memnun edememek	dissatisfy v.
72	General	memnun etmek	humour v.
73	General	-den memnun olmak	be pleased with v.
74	General	çok memnun olmak	be very pleased to v.
75	General	memnun etmek	gladden v.
76	General	memnun etmek	suit v.
77	General	memnun etmek	charm v.
78	General	memnun etmek	indulge v.
79	General	memnun etmek	gratify v.
80	General	kendinden memnun olmak	be pleased with oneself v.
81	General	memnun etmek	rejoice v.
82	General	sırıtmak (kendinden memnun bir şekilde)	smirk v.
83	General	-den memnun olmak	be happy about v.
84	General	(biriyle) çalışmaktan memnun olmak	enjoy working with v.
85	General	halinden memnun olmak	be content with v.
86	General	halinden memnun olmak	be content with one's situation v.
87	General	hayatından memnun olmak	be content v.
88	General	hayatından memnun olmak	be content with one's life v.
89	General	-den memnun olmak	be happy with v.
90	General	memnun kılmak	content v.
91	General	tam anlamıyla memnun etmek	give full satisfaction v.
92	General	tamamen memnun bırakmak	give full satisfaction v.
93	General	-den memnun olmak	be comfortable with v.
94	General	geriye dönüp baktığında başarılarından memnun olmak	look back on one's accomplishments with satisfaction v.
95	General	memnun olmak	get satisfaction v.
96	General	halinden memnun olmak	be pleased with oneself v.
97	General	yeniden memnun etmek	reconfort [obsolete] v.
98	General	yeniden memnun etmek	reconsolate [obsolete] v.
99	General	memnun olmak	be pleased in v.
100	General	yapmaktan memnun olmak	be pleased to do a thing v.
101	General	memnun olmamak	hide the face from v.
102	General	memnun hissetmek	congratulate one's self v.
103	General	memnun etmek	arride [obsolete] v.
104	General	yeterince memnun edememek	underfulfil v.
105	General	memnun etmek	beglad v.
106	General	memnun etmek	joy [obsolete] v.
107	General	çok memnun olmak	kvell v.
108	General	(kendinden) memnun olmak	hug v.
109	General	memnun etmemek	mispay v.
110	General	memnun etmek	lyken v.
111	General	memnun olmak	glad [obsolete] v.
112	General	memnun etmek	gladder v.
113	General	memnun olmak	glow v.
114	General	memnun etmek	oblectate [obsolete] v.
115	General	memnun etmek	grace [obsolete] v.
116	General	çok memnun etmek	overplease v.
117	General	memnun etmek	good [dialect] v.
118	General	memnun etmek	fancy [obsolete] v.
119	General	memnun etmek	feed v.
120	General	memnun etmek	pandar v.
121	General	memnun etmek	pandarize [obsolete] v.
122	General	memnun etmek	pandarise [obsolete] v.
123	General	memnun etmek	pleasure v.
124	General	memnun etmek	flesh [obsolete] v.
125	General	memnun olmak	fly v.
126	General	kendinden memnun olmak	plume [obsolete] v.
127	General	memnun etmek	serve [scotland] v.
128	General	memnun görünmek	smile v.
129	General	memnun edecek hizmeti vermek	suit v.
130	General	aşırı memnun etmek	superplease v.
131	General	-den memnun	glad of adj.
132	General	memnun edici	pleasurable adj.
133	General	halinden memnun	self complacent adj.
134	General	memnun edilmemiş	unsatisfied adj.
135	General	memnun kalmamış	unsatisfied adj.
136	General	memnun edici	gladsome adj.
137	General	çok memnun edilmiş	enravished adj.
138	General	kendinden memnun	self satisfied adj.
139	General	yaşamından ve kendinden memnun	jaunty adj.
140	General	halinden memnun	self satisfied adj.
141	General	çok memnun	well pleased adj.
142	General	memnun edici	satisfactory adj.
143	General	memnun olmuş	pleased adj.
144	General	kendinden memnun	smug adj.
145	General	halinden memnun	complacent adj.
146	General	memnun olmayan	discontent adj.
147	General	memnun edilmiş	gratified adj.
148	General	durumundan memnun	as happy as a king adj.
149	General	memnun olmayan	malcontent adj.
150	General	memnun kalan	contented adj.
151	General	memnun edici	gainly adj.
152	General	-den memnun	delighted at adj.
153	General	kendi halinden memnun	self-satisfied adj.
154	General	halinden memnun	self-complacent adj.
155	General	halinden memnun	self-satisfied adj.
156	General	-den memnun	satisfied with adj.
157	General	gayri memnun	dissatisfied adj.
158	General	kendi halinden memnun	self-complacent adj.
159	General	kalabalıkları memnun eden	crowd-pleasing adj.
160	General	kalabalığı/toplumu memnun eden	crowd-pleasing adj.
161	General	memnun edici	heartwarming adj.
162	General	memnun edilmiş	apaid adj.
163	General	memnun etmeyen	unsatisfying adj.
164	General	halinden memnun olmayan	uncomplacent adj.
165	General	memnun etmeyen	undelightful adj.
166	General	yeterince memnun olmamış	underfulfilled adj.
167	General	yeterince memnun edemeyen	underfulfilling adj.
168	General	memnun olmayan	unglad adj.
169	General	memnun olmayan	ungrateful adj.
170	General	memnun etmeyen	unpleasurable adj.
171	General	memnun edilemez	unsatable adj.
172	General	memnun edilemeyen	unsatisfiable adj.
173	General	memnun edilemez	unstanchable adj.
174	General	memnun olmamış	unstanched adj.
175	General	memnun olmamış	unsupplied adj.
176	General	memnun eden	rewarding adj.
177	General	memnun etmesi zor	hypercritical adj.
178	General	daha memnun	gladder adj.
179	General	memnun eden	delightable adj.
180	General	memnun etmeyen	delightless adj.
181	General	memnun etme amaçlı	grate [obsolete] adj.
182	General	en memnun edici	optimal adj.
183	General	aşırı memnun	overdelighted adj.
184	General	aşırı memnun	overglad adj.
185	General	memnun etmeyen	impleasing [obsolete] adj.
186	General	memnun eden	complacential adj.
187	General	memnun eden	ingratiating adj.
188	General	memnun eden	ingratiatory adj.
189	General	kendi çıkarı pahasına başkalarını memnun etmeye meyilli kimse	good-natured adj.
190	General	memnun etmesi zor olan	conceity [dialect] adj.
191	General	memnun edici	clever adj.
192	General	çok zor memnun edilen	fastidious adj.
193	General	memnun etmeyen	discontenting adj.
194	General	halinden memnun	self-content adj.
195	General	memnun edici	snazzy adj.
196	General	memnun ederek	pleasingly adv.
197	General	memnun bir şekilde	satisfiedly adv.
198	General	memnun edici bir şekilde	satisfyingly adv.
199	General	memnun edici şekilde	enjoyably adv.
200	General	memnun bir şekilde	contently adv.
201	General	memnun edici bir şekilde	pleasingly adv.
202	General	memnun bir şekilde	gratifiedly adv.
203	General	memnun edici bir şekilde	pleasurably adv.
204	General	memnun olarak	contentedly adv.
205	General	fazlasıyla memnun bir şekilde	over-joyedly adv.
206	General	halinden memnun bir biçimde	self-satisfiedly adv.
207	General	memnun eder şekilde	satisfactorily adv.
208	General	memnun bir şekilde	elatedly adv.
209	General	memnun etmeden	unpleasurably adv.
210	General	memnun bir şekilde	unrepiningly adv.
211	General	memnun etmeden	unrewardedly adv.
212	General	memnun ederek	rewardingly adv.
213	General	kendinden memnun bir şekilde	fatly adv.
214	General	(fransızca) eğer sizi memnun ediyorsa	s'il vous plaît expr.
Phrasals
215	Phrasals	memnun olmak	like of v.
216	Phrasals	memnun etmek	take with v.
217	Phrasals	(bir şey yapmaktan) keyif almak/memnun olmak/tatmin olmak	satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) v.
218	Phrasals	birisini memnun/hoşnut etmek	delight someone with something v.
219	Phrasals	birisini memnun/hoşnut etmek	delight someone by something v.
220	Phrasals	çok hoşnut/memnun olmak	delight in someone or something v.
221	Phrasals	ile hoşnut/memnun etmek	satisfy someone with something v.
222	Phrasals	birini memnun etmek	get to someone v.
223	Phrasals	ile memnun etmek	gorge with v.
224	Phrasals	(bir şey yaparak birini) memnun etmek	satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) v.
225	Phrasals	memnun edici notlar almak	pass in v.
226	Phrasals	memnun edici bir not vermek	pass in v.
227	Phrasals	(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) memnun etmek	satisfy (someone, something, or oneself) with (something) v.
228	Phrasals	(bir şey yaparak birini) memnun etmek	delight (someone) by (doing something) v.
229	Phrasals	ile/yaparak memnun etmek	delight by v.
230	Phrasals	ile/yaparak memnun etmek	delight with v.
231	Phrasals	-den keyif almak/memnun olmak/tatmin olmak	satisfy by v.
232	Phrasals	ile hoşnut/memnun etmek	satisfy with v.
233	Phrasals	memnun etmek	come on v.
Phrases
234	Phrases	çok memnun oldum	much appreciated expr.
235	Phrases	memnun olurum	I would appreciate expr.
236	Phrases	memnun/müteşekkir/minnettar olurum	I would appreciate expr.
Proverb
237	Proverb	halinden memnun kişi daha fazlası için uğraşmaz	a contented mind is a perpetual feast n.
Colloquial
238	Colloquial	çok hoş ya da memnun edici şey	nectar n.
239	Colloquial	insanları memnun etmeye çalışan kimse	people pleaser n.
240	Colloquial	hayranları memnun etmek için yapılan şeyler	fan service n.
241	Colloquial	kurgu tv şovu hayranlarını memnun etmek için içeriğe yapılan katkılar	fan service n.
242	Colloquial	genel istek doğrultusunda içeriğe yapılan hayranları memnun edecek katkılar	fan service n.
243	Colloquial	(bir şeyin) memnun edici düzeyde olması	(one's) fill (of something) n.
244	Colloquial	hiç memnun (olmama)	no joy n.
245	Colloquial	memnun kimse	happy camper n.
246	Colloquial	memnun kişi/kimse	happy camber n.
247	Colloquial	memnun olmak	be down v.
248	Colloquial	(bir şeyi yapmaktan) çok memnun olmak	be more than glad (to do something) v.
249	Colloquial	halinden memnun olmak	be laughing v.
250	Colloquial	memnun olmak	be laughing v.
251	Colloquial	(etkileme amacıyla) memnun etmek	work v.
252	Colloquial	(bir şey yapmak) daha memnun edici olmak	be better off (doing something) v.
253	Colloquial	(birinin) gitmesine memnun olmak	be glad to see the back of (someone) v.
254	Colloquial	(bir şeyin) bitmesine memnun olmak	be glad to see the back of (something) v.
255	Colloquial	birinin/bir şeyin gitmesine memnun olmak	be glad to see the back of someone or something [uk] v.
256	Colloquial	çok memnun olmak	be more than glad v.
257	Colloquial	son derece memnun olmak	be more than glad v.
258	Colloquial	memnun edici olmak	cut it v.
259	Colloquial	(birini/bir grubu) memnun etmek	work (someone or something) v.
260	Colloquial	memnun edici	high-res adj.
261	Colloquial	-den memnun kalmamış	dissatisfied with adj.
262	Colloquial	(kendinden) memnun	pleased with (oneself) adj.
263	Colloquial	halinden memnun	pleased with (oneself) adj.
264	Colloquial	aşırı memnun eden	superterrific adj.
265	Colloquial	bir şeyden memnun olmayı belirten bir ifade	mmm interj.
266	Colloquial	bundan hiç hoşlanmayacak/memnun olmayacak	(he, she) won't thank you for (something) expr.
267	Colloquial	memnun oldum	enchanted [dated] expr.
268	Colloquial	tanıştığıma memnun oldum	enchanted [dated] expr.
269	Colloquial	ödeme memnun edici	the price is right expr.
270	Colloquial	teşekkürler, beni memnun ettin	you've made my day expr.
271	Colloquial	teşekkürler, beni memnun ettin	you made my day (ymmd) expr.
272	Colloquial	pek memnun değil	best pleased [uk] expr.
273	Colloquial	(biri bir şeye) memnun olmayacak	(someone) is not going to thank you for (something) expr.
274	Colloquial	bunu duyduğuma (çok) memnun oldum	(I'm) (so) glad to hear it/that expr.
275	Colloquial	duyduğuma sevindim/memnun oldum	(I'm) glad to hear it expr.
276	Colloquial	geldiğine (çok) memnun oldum	(I'm) (so) glad you could come expr.
277	Colloquial	geldiğine memnun oldum	(I'm) glad you could come expr.
278	Colloquial	uğramana (çok) memnun oldum	(I'm) (so) glad you could drop by expr.
279	Colloquial	tanıştığıma (çok) memnun oldum	(I'm) (very) pleased to meet you expr.
280	Colloquial	geldiğine/geldiğinize (çok) memnun oldum	(I'm) (so) glad you could stop by expr.
281	Colloquial	uğradığına/uğradığınıza (çok) memnun oldum	(I'm) (so) glad you could stop by expr.
282	Colloquial	geldiğine/geldiğinize (çok) memnun olduk	(we're) (so) glad you could stop by expr.
283	Colloquial	uğradığına/uğradığınıza (çok) memnun olduk	(we're) (so) glad you could stop by expr.
284	Colloquial	seni gördüğüme memnun oldum	(it's) nice to see you expr.
285	Colloquial	ben de seni gördüğüme memnun oldum	(it's) nice to see you, too expr.
286	Colloquial	tanıştığımızda çok memnun oldum	delighted to make your acquaintance expr.
287	Colloquial	bunu duyduğuma memnun oldum	glad to hear it expr.
288	Colloquial	geldiğine/geldiğinize çok memnun oldum	glad you could come expr.
289	Colloquial	geldiğine/geldiğinize memnun oldum	glad you could drop by expr.
290	Colloquial	hiç memnun olmayacak	he/she won't thank you for something expr.
291	Colloquial	(hiç de) memnun/hoşnut değil	less than pleased expr.
292	Colloquial	ben de tanıştığıma memnun oldum	likewise, I'm sure expr.
Idioms
293	Idioms	memnun/hoşnut/mutlu olma	happy bunny n.
294	Idioms	alan memnun satan memnun	willing buyer willing seller n.
295	Idioms	memnun edilmesi güç olan kitle	tough crowd n.
296	Idioms	(insanları) memnun etme hastalığı	the disease to please n.
297	Idioms	halinden memnun sırıtma	fish-eating grin n.
298	Idioms	halinden memnun sırıtma	pie-eating grin n.
299	Idioms	memnun olunmayan/hoşlanılmayan fakat finansal getirisi iyi olduğu için vazgeçilmek istenmeyen durum	golden handcuffs n.
300	Idioms	(birini) mutlu/memnun etmenin yolu	the way to (one's) heart n.
301	Idioms	bir erkeği mutlu/memnun etmenin yolu	the way to a man's heart n.
302	Idioms	ailesini, öğretmenlerini memnun etmeye çalışan kimse	a goody two-shoes n.
303	Idioms	ailesini, öğretmenlerini memnun etmeye çalışan kimse	a ˈgoody-goody n.
304	Idioms	durumundan memnun kimse	a happy bunny n.
305	Idioms	halinden memnun, mutlu kimse	a happy bunny n.
306	Idioms	durumundan memnun kimse	a happy camper n.
307	Idioms	halinden memnun, mutlu kimse	a happy camper n.
308	Idioms	herkesin memnun olduğu ilk dönemler	a honeymoon period n.
309	Idioms	herkesin memnun olduğu ilk dönemler	the honeymoon period n.
310	Idioms	(insanları) memnun etme hastalığı	disease to please n.
311	Idioms	kendinden memnun kimse	the cat that ate the canary n.
312	Idioms	halinden memnun kimse	the cat that ate the canary n.
313	Idioms	kendinden memnun kimse	the cat that swallowed the canary n.
314	Idioms	halinden memnun kimse	the cat that swallowed the canary n.
315	Idioms	birini mutlu/memnun etmenin yolu	the way to somebody's heart n.
316	Idioms	memnun olunmayan/hoşlanılmayan fakat finansal getirisi iyi olduğu için vazgeçilmek istenmeyen durum	velvet handcuffs n.
317	Idioms	çok memnun olmak/hoşnut olmak	be made up (about/with something) [uk] v.
318	Idioms	memnun olmak/hoşnut olmak	be made up with (something) v.
319	Idioms	bir şeyden memnun olmamak	have a beef with something v.
320	Idioms	bir şeyden memnun olmamak	not take kindly to something v.
321	Idioms	birisini memnun etmek için her yolu denemek	fall over backwards v.
322	Idioms	birisini memnun etmek için her yolu denemek	lean over backwards v.
323	Idioms	birinden memnun olmamak	have a beef with someone v.
324	Idioms	birisini memnun etmek için her yolu denemek	bend over backwards v.
325	Idioms	çok memnun olmak	purr like a kitten v.
326	Idioms	çok memnun olmak	purr like a cat v.
327	Idioms	herkesi memnun etmek	be all things to all men v.
328	Idioms	kendinden memnun olmak	be comfortable in one's skin v.
329	Idioms	(meydana gelenden) pek memnun olmamak	not be a happy bunny v.
330	Idioms	yasa dışı yollarla kazandığı paradan memnun olmak	laugh all the way to the bank v.
331	Idioms	(meydana gelenden) pek memnun olmamak	not be a happy camper v.
332	Idioms	(ne yaparsa yapsın) birini memnun edememek	(one) can't win v.
333	Idioms	(bir şeyden) (hiç de) memnun/hoşnut kalmamak	be less than pleased v.
334	Idioms	tatmin/memnun edici bir sonuca ulaşmak	fall into place v.
335	Idioms	ziyaretçileri/misafirleri memnun etmeye çalışmak	lay out the welcome mat (for somebody) v.
336	Idioms	ziyaretçileri/misafirleri memnun etmeye çalışmak	put out the welcome mat (for somebody) v.
337	Idioms	ziyaretçileri/misafirleri memnun etmeye çalışmak	roll out the welcome mat (for somebody) v.
338	Idioms	(birini) cinsel olarak memnun etmek	gratify (one's) desires v.
339	Idioms	(birini) memnun/hoşnut etmek (cinsel olarak)	gratify (one's) desires v.
340	Idioms	herkesi memnun etmek	be all things to all people v.
341	Idioms	hayatından memnun olmak	be at peace v.
342	Idioms	(bir şeyden) çok memnun olmak	be made up about (something) v.
343	Idioms	(bir şeyden) çok memnun olmak	be made up (about/with something) [uk] v.
344	Idioms	(bir şeyden) çok memnun olmak	be made up with (something) [uk] v.
345	Idioms	çok memnun olmak	be rubbing your hands together v.
346	Idioms	memnun olmak	have a light heart v.
347	Idioms	memnun etmek	make it v.
348	Idioms	kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek	rub one's hands v.
349	Idioms	yaptığından/kendinden memnun başını yastığa rahat koymak	sleep the sleep of the just v.
350	Idioms	yaptığından/kendinden memnun başını yastığa rahat koymak	sleep the sleep of the just v.
351	Idioms	(birinden/bir şeyden) çok memnun olmak	be thrilled with (someone or something) v.
352	Idioms	(birini) çok memnun etmek	tickle (one) to pieces v.
353	Idioms	herkesi memnun etmek	be all things to all men v.
354	Idioms	herkesi memnun etmek	be all things to all people v.
355	Idioms	herkesi memnun etmek	be all things to all men v.
356	Idioms	herkesi memnun etmek	be all things to all people v.
357	Idioms	çok memnun olmak	be (as) happy as a clam (at high tide) v.
358	Idioms	memnun olmak	be a happy camper v.
359	Idioms	herkesi memnun etmek	be all things to all men/people v.
360	Idioms	çok memnun olmak	be chuffed to bits v.
361	Idioms	tatmin/memnun edici olmamak	be not up to scratch v.
362	Idioms	tatmin/memnun edici olmamak	be not up to snuff v.
363	Idioms	tatmin/memnun edici olmamak	be not up to the mark v.
364	Idioms	çok sevinmek/memnun olmak	be tickled to death v.
365	Idioms	birini memnun etmek için her yolu denemek	bend over backward v.
366	Idioms	birini memnun etmek için her yolu denemek	lean over backward v.
367	Idioms	birini memnun etmek için her yolu denemek	lean over backwards to do something v.
368	Idioms	birini memnun etmek için her yolu denemek	bend over backwards to do something v.
369	Idioms	(birinden/bir şeyden) çok hoşnut/memnun olmak	take delight in (someone or something) v.
370	Idioms	(birinden/bir şeyden) memnun olmamak	have a beef with (someone or something) v.
371	Idioms	(ziyaretçileri/misafirleri) memnun etmeye çalışmak	lay out the welcome mat (for somebody) [us] v.
372	Idioms	(ziyaretçileri/misafirleri) memnun etmeye çalışmak	put out the welcome mat (for somebody) [us] v.
373	Idioms	(ziyaretçileri/misafirleri) memnun etmeye çalışmak	roll out the welcome mat (for somebody) [us] v.
374	Idioms	(birini) memnun etmek	make (one's) toes curl v.
375	Idioms	(birini) mutlu/memnun etmek	put a smile on (one's) face v.
376	Idioms	mutlu/memnun etmek	put a smile on face v.
377	Idioms	kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek	rub hands v.
378	Idioms	kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek	rub your hands v.
379	Idioms	memnun edici olmak	come up to scratch v.
380	Idioms	memnun edici olmak	be up to scratch v.
381	Idioms	memnun değil	none too pleased adj.
382	Idioms	çok memnun olmuş/edilmiş	tickled to pieces adj.
383	Idioms	halinden/durumundan çok memnun	(as) happy as a pig in clover adj.
384	Idioms	halinden/durumundan çok memnun	(as) happy as a pig in muck [uk] adj.
385	Idioms	halinden/durumundan çok memnun	(as) happy as a sandboy adj.
386	Idioms	halinden/durumundan çok memnun	(as) happy as larry adj.
387	Idioms	kendinden memnun	comfortable in (one's) own skin adj.
388	Idioms	halinden/durumundan çok memnun	happy as a sandboy [old-fashioned] [uk] adj.
389	Idioms	halinden/durumundan çok memnun	happy as larry [uk] adj.
390	Idioms	halinden/durumundan çok memnun	happy as the day is long adj.
391	Idioms	halinden/durumundan çok memnun	happy as a clam adj.
392	Idioms	birini memnun edecek şekilde	to the satisfaction of someone adv.
393	Idioms	halinden memnun	like the cat that stole the cream adv.
394	Idioms	halinden memnun	like the cat that got the cream adv.
395	Idioms	hiç memnun olmayacak	(someone) is not going to thank you for (something) expr.
396	Idioms	hiç memnun olmayacak	(someone) won't thank you for (something) expr.
397	Idioms	halinden memnun	in his/her element expr.
398	Idioms	sen kendi işine bakarsan memnun olurum	I'll thank you to mind your own business expr.
399	Idioms	hayatından memnun olmayan	at odds with the world expr.
400	Idioms	hayatından memnun olmayan	at odds with yourself expr.
401	Idioms	memnun edici	up to the knocker expr.
402	Idioms	halinden çok memnun	(as) happy as a pig in mud expr.
403	Idioms	çok memnun	(as) happy as a pig in mud expr.
404	Idioms	halinden çok memnun	(as) happy as a pig in slop expr.
405	Idioms	çok memnun	(as) happy as a pig in slop expr.
406	Idioms	(kendinden) memnun değil	at odds with (oneself) expr.
407	Idioms	'-den memnun	at peace with expr.
408	Idioms	pek memnun değil	not a happy bunny [uk] expr.
409	Idioms	halinden memnun değil	not a happy bunny [uk] expr.
410	Idioms	pek memnun değil	not a happy camper [us] expr.
411	Idioms	halinden memnun değil	not a happy camper [us] expr.
412	Idioms	halinden memnun	in element expr.
413	Idioms	halinden memnun	like the cat that's got the cream [uk] expr.
414	Idioms	halinden memnun	like the cat who's stolen the cream [uk] expr.
415	Idioms	yerli nüfus memnun değil	the natives are getting restless expr.
416	Idioms	yerli nüfus memnun değil	the natives are restless expr.
417	Idioms	hıhı, evet, ben de (memnun oldum)	charmed, I'm sure exclam.
418	Idioms	ben de (memnun oldum), herhalde	charmed, I'm sure exclam.
Formal
419	Formal	memnun olmayan	unquenched adj.
420	Formal	sizi gördüğüme çok memnun olacağım	I shall be very charmed to see you expr.
Speaking
421	Speaking	memnun olurum	I will be glad interj.
422	Speaking	bu hiç yaşanmamış gibi davranırsak çok memnun olurum	I'd appreciate it if we just pretend that this never happened expr.
423	Speaking	ben de bundan memnun değilim	I'm not happy about it either expr.
424	Speaking	ben de memnun oldum	nice to meet you, too expr.
425	Speaking	bilseniz ne kadar memnun oldum	I was simply delighted expr.
426	Speaking	ben de tanıştığımıza memnun oldum	it's nice to meet you also expr.
427	Speaking	bize katılmana çok memnun olduk	it's a pleasure to have you with us expr.
428	Speaking	çok memnun oldum	it is nice to ... expr.
429	Speaking	çok memnun oldum	I am so glad expr.
430	Speaking	geldiğinize çok memnun olduk	we're glad you could drop by expr.
431	Speaking	hayatınızdan memnun musunuz?	are you contented with your life? expr.
432	Speaking	geldiğinize çok memnun olduk	we're glad you could come expr.
433	Speaking	geldiğinize çok memnun oldum	I'm glad you could drop by expr.
434	Speaking	hayatından memnun musun?	are you contented with your life? expr.
435	Speaking	geldiğinize çok memnun oldum	I'm glad you could stop by expr.
436	Speaking	hayatınızdan memnun musunuz?	are you happy with your life? expr.
437	Speaking	fikirlerini kendine saklarsan iyi olur/memnun olurum	I'll thank you to keep your opinions to yourself expr.
438	Speaking	herkesi memnun edemezsin	you cannot please everyone expr.
439	Speaking	gelirseniz memnun olacağım	I will be glad if you come expr.
440	Speaking	geldiğinize çok memnun oldum	I'm glad you could come expr.
441	Speaking	herkesi memnun edemezsin	you can't please everyone expr.
442	Speaking	gelirseniz memnun olurum	i will be glad if you come expr.
443	Speaking	geldiğinize çok memnun olduk	we're glad you could stop by expr.
444	Speaking	gelirsen memnun olurum	i will be glad if you come expr.
445	Speaking	hayatından memnun musun?	are you happy with your life? expr.
446	Speaking	kendinden memnun bir şekilde	complacently expr.
447	Speaking	memnun oldum	glad to meet you expr.
448	Speaking	memnun kalırım	I would love to expr.
449	Speaking	ne kadar mutlu/memnun olduğumu söylemeliyim	let me just say how i am pleased expr.
450	Speaking	ne kadar mutlu/memnun olduğumu söylemeliyim	just let me say how i am pleased expr.
451	Speaking	memnun olurum	I will appreciate it expr.
452	Speaking	memnun oluruz	we will be glad expr.
453	Speaking	sizinle tanıştığıma memnun oldum	I am glad to meet you expr.
454	Speaking	sana yardımcı olmaktan memnun olacağım	I will be glad to help you expr.
455	Speaking	sizi burada görmekten memnun olduk	we are glad to see you here expr.
456	Speaking	tanıştığımıza memnun oldum	I'm pleased to meet you expr.
457	Speaking	tanıştığıma memnun oldum	nice to meet you expr.
458	Speaking	tanıştığımıza memnun oldum	I am glad to meet you expr.
459	Speaking	tanıştığımıza memnun oldum	nice to meet you expr.
460	Speaking	tanıştığıma memnun oldum	it's good to meet you expr.
461	Speaking	tanıştığıma memnun oldum	pleased to meet you expr.
462	Speaking	tanıştığımızda çok memnun oldum	I'm delighted to make your acquaintance expr.
463	Speaking	tanıştığıma memnun oldum	I'm pleased to meet you expr.
464	Speaking	tanıştığımıza çok memnun oldum	I am so glad to meet you expr.
465	Speaking	tanıştığıma memnun oldum	I'm glad to meet you expr.
466	Speaking	tanıştığımıza memnun oldum	pleased to meet you expr.
467	Speaking	tanıştığımıza çok memnun oldum	I'm very glad to meet you expr.
468	Speaking	tanıştığımıza memnun oldum	it's nice to meet you expr.
Trade/Economic
469	Trade/Economic	memnun müşteri numarası yapıp diğer alıcıları kızıştıran kimse	shillaber n.
Law
470	Law	(eski ingiliz hukuku) ormancının birahane işletmesi ve insanların onu memnun etme kaygısıyla orada para harcaması	scotal n.
471	Law	memnun olmuş	gratified adj.
Psychology
472	Psychology	memnun etme sendromu	people-pleasing syndrome n.
473	Psychology	memnun etme hastalığı	people-pleasing syndrome n.
Archaic
474	Archaic	memnun etmek	aggrate v.
475	Archaic	yeniden memnun etmek	recomfort v.
476	Archaic	memnun etmek	glad v.
477	Archaic	memnun etmek	apay v.
478	Archaic	memnun etmek	stanch v.
479	Archaic	başkalarını memnun etmeye hevesli olmayan	uncomplacent adj.
Slang
480	Slang	çok memnun etmek	gas v.
481	Slang	çok memnun	stoked adj.
482	Slang	mutlu ve memnun	grooved adj.
483	Slang	halinden/durumundan çok memnun	(as) happy as a pig in shit adj.
484	Slang	memnun edici	positive adj.
485	Slang	çok memnun	like a pig in clover expr.
486	Slang	halinden çok memnun	like a pig in clover expr.
487	Slang	çok memnun	like pigs in clover expr.
488	Slang	halinden çok memnun	like pigs in clover expr.
British Slang
489	British Slang	memnun etmek	chuff v.
490	British Slang	son derece hoşnut/memnun	chuffed to fuck adj.
491	British Slang	son derece hoşnut/memnun	chuffed as nuts adj.
492	British Slang	son derece hoşnut/memnun	chuffed to buggery adj.
Star Wars
493	Star Wars	memnun krayt	contented krayt n.