Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | mediation n. | aracılık | ||
I take the opportunity to hope that the European Union will also soon regulate the mediation of public insurance. Bu vesileyle Avrupa Birliği'nin de yakında kamu sigortası aracılığını düzenleyeceğini umuyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
General | mediation n. | arabuluculuk | ||
However, we need help and mediation from the rest of the world. Ancak, dünyanın geri kalanının yardımına ve arabuluculuğuna ihtiyacımız var. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | mediation n. | arabuluculuk | ||
Last but not least, it would increase the costs of insurance mediation. Son olarak, sigorta arabuluculuğunun maliyetlerini artıracaktır. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | mediation n. | arabuluculuk | ||
We all, therefore, asked the World Trade Organisation for mediation last autumn. Bu nedenle hepimiz geçtiğimiz sonbaharda Dünya Ticaret Örgütü'nden arabuluculuk talebinde bulunduk. More Sentences |
||||
Law | mediation n. | arabuluculuk | ||
Mediation with the Council is therefore on the horizon. Bu nedenle Konsey ile arabuluculuk ufukta görünüyor. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | mediation n. | arabuluculuk | ||
It rightly presses for mediation and political consultation. Haklı olarak arabuluculuk ve siyasi istişare için baskı yapmaktadır. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | mediation n. | arabuluculuk | ||
Last, but not least, it would increase the costs of insurance mediation. Son olarak, sigorta arabuluculuğunun maliyetini arttıracaktır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | mediation n. | dolayım | ||
General | mediation n. | arabulma | ||
General | mediation n. | aracılık etme | ||
General | mediation n. | dolayımlama | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | mediation n. | aracılık | ||
Trade/Economic | mediation n. | tavassut | ||
Law | ||||
Law | mediation n. | şefaat | ||
Law | mediation n. | tavassut | ||
Law | mediation n. | (uluslararası hukukta) bir gücün diğer güçlerin ricası veya izni üzerine aralarındaki farklılıkları veya anlaşmazlıkları gidermek ve uzlaşma sağlamak için araya girmesi | ||
Industry | ||||
Industry | mediation n. | bir iş anlaşmazlığını üçüncü bir tarafın uyuşmazlığa düşenlere danışmanlık verip çözüm önerisi sunması ile çözme yöntemi | ||
Computer | ||||
Computer | mediation n. | aracılık etme | ||
Computer | mediation n. | dolayımlama | ||
Music | ||||
Music | mediation n. | (gregoryan veya anglikan ilahisinde) tekrar eden iki ses arasındaki durgu | ||