kurban - Turco Inglés Diccionario

kurban

Significados de "kurban" en diccionario inglés turco : 29 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kurban sacrifice n.
He offered the beast as a sacrifice to the gods.
Hayvanı tanrılara kurban olarak sundu.

More Sentences
kurban victim n.
Indeed, lower speeds lead to fewer road accidents and fewer victims.
Gerçekten de, daha düşük hızlar daha az trafik kazasına ve daha az kurbana yol açmaktadır.

More Sentences
General
kurban patsy n.
He was used as a patsy by the real culprits to divert attention from their crimes.
Dikkatleri işledikleri suçlardan başka yöne çekmek isteyen gerçek suçlular onu kurban olarak seçmişti.

More Sentences
kurban victim n.
I cannot imagine that we would bring toys into circulation which claim 5 million victims annually.
Yılda 5 milyon kurbana mal olan oyuncakları dolaşıma sokacağımızı hayal bile edemiyorum.

More Sentences
kurban prey n.
She's fallen prey to a bounty hunter.
Bir ödül avcısının kurbanı oldu.

More Sentences
kurban fall guy n.
That's why he's the perfect fall guy.
Bu yüzden o mükemmel bir kurban.

More Sentences
Law
kurban victim n.
We are witnessing an unprecedented level of violence, with a horrendous number of victims.
Daha önce görülmemiş düzeyde bir şiddete ve korkunç sayıda kurbana tanık oluyoruz.

More Sentences
General
kurban oblation n.
kurban sacrificial animal n.
kurban sufferer n.
kurban fatality n.
kurban jactura n.
kurban martyr n.
kurban stiff n.
kurban peace offering n.
kurban subject n.
kurban holocaust n.
kurban offering n.
kurban religious offering n.
kurban target n.
kurban immolation n.
kurban soyle [obsolete] n.
kurban sacrificial adj.
Colloquial
kurban john n.
kurban vic (victim) n.
Idioms
kurban clay pigeon [us/south africa] n.
Religious
kurban host [obsolete] n.
Archaic
kurban piacle n.
Slang
kurban mug [uk] n.

Significados de "kurban" con otros términos en diccionario inglés turco: 209 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kurban bayramı eid al-adha n.
Happy Eid al-Adha.
Kurban Bayramı'nız mübarek olsun.

More Sentences
kurban etmek sacrifice v.
The villagers sacrificed a sheep in the temple.
Köylüler tapınakta bir koyun kurban ettiler.

More Sentences
General
kurban bayramı eid al-adha n.
Happy Eid al-Adha.
Kurban Bayramın kutlu olsun.

More Sentences
masum kurban innocent victim n.
Of course, the fact that there are innocent victims represents a direct attack on human rights.
Elbette masum kurbanların olması insan haklarına doğrudan bir saldırı anlamına gelmektedir.

More Sentences
kurban olmak be a victim v.
You don't have to be a victim.
Bir kurban olmak zorunda değilsiniz.

More Sentences
kurban gitmek fall a victim v.
He fell a victim to a deadly disease.
Ölümcül bir hastalığa kurban gitti.

More Sentences
kurban kesmek sacrifice v.
Sami bought a ram to sacrifice for Eid.
Sami kurbanda kesmek için koç aldı.

More Sentences
kurban etmek sacrifice v.
But cowards do not knowingly sacrifice themselves for a greater cause.
Fakat korkaklar kendilerini bile bile yüce bir dava uğruna kurban etmez.

More Sentences
suikasta kurban gitmek be assassinated v.
Abraham Lincoln was assassinated in the spring.
Abraham Lincoln ilkbaharda bir suikasta kurban gitti.

More Sentences
kurban gitmek fall victim to v.
Over 5 000 people have fallen victim to the violence since 1996.
1996'dan bu yana 5.000'den fazla kişi şiddete kurban gitmiştir.

More Sentences
cinayete kurban gitmek be murdered v.
Caesar was murdered.
Sezar cinayete kurban gitti.

More Sentences
Phrasals
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) kurban etmek sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.
Not only people and their environment but also animal welfare is sacrificed to the free market.
Sadece insanlar ve çevreleri değil, hayvan refahı da serbest piyasaya kurban edilmektedir.

More Sentences
Common Usage
kurban bayramı eid qurban n.
kurban bayramı festival of the sacrifice n.
General
kurban etme sacrifice n.
kendini kurban eden kimse sacrificer n.
kurban etme immolation n.
tamamen yakılmış kurban holocaust n.
kurban kesme yeri altar n.
kurban bayramı sacrifice holiday n.
insanların boyun eğmesi ve kurban vermeleriyle yatıştırılacak zorba güç moloch n.
kurban etme töreni sacrificial rite n.
kurban kesilen taş altar n.
kurban etme victimization n.
kurban bayramı muslim festival of sacrifices n.
yüz hayvan kurban etme adeti hecatomb n.
kurban eden kimse sacrificer n.
kurban bayramı feast of sacrifice n.
kurban olma victimization n.
kurban olma victimisation n.
kurban taşı altar n.
kurban olma victimhood n.
kurban ibadeti worship of sacrifice n.
kurban ibadeti sacrificial ritual n.
kurban bayramı the feast of the sacrifice n.
kurban bayramı tatili feast of the sacrifice holiday n.
yakılarak sunulan kurban burnt offering n.
kurban töreni ritual sacrifice n.
kurban bayramı the feast of sacrifice n.
kurban olarak kesme/öldürme immolation n.
son kurban the latest victim n.
kurban bayramı greater eid n.
kurban bayramı festival of sacrifice n.
kurban etme victimisation n.
kansız kurban unbloody sacrifice n.
kurbanın katledilmediği bir kurban etme şekli unbloody sacrifice n.
kurban etme sacrification n.
kurban sunan kimse sacrificant n.
kurban sunan kimse sacrificator n.
kurban eden victimizer n.
kurban eden victimiser n.
polinezyalılarca ibadet, kurban etme veya diğer törenler için kullanılan etrafı çevrili tapınak alanı marai n.
kutsal nesnelerin tapınan kişilere gösterildiği, kaidelerin okunduğu, yıkama, yeme, içme ve kurban etme gibi törensel faaliyetlerin yapıldığı gizli bir dini ayin mystery n.
kurban edilme immolation n.
kurban eden kimse immolator n.
dolandırıcının kurban adayının sevgisini kazanmasını sağlayan kimse shill n.
günahlardan arınmak için kesilen kurban sin offering n.
insan kurban etme human sacrifice n.
kendini kurban etme supreme sacrifice n.
kurban etmek make a victim of v.
kurban gitmek suffer an accident v.
kurban etmek victimise v.
kurban vermek lose as casualties v.
kurban etmek immolate v.
kurban etmek (haksız yere) victimize v.
kurban gitmek fall a victim to v.
koyun kurban etmek sacrifice a sheep v.
kurban etmek made a victim of v.
kurban olarak kesmek sacrifice v.
kurban etmek victimize v.
kurban kesmek sacrifice an animal for god v.
kurban olmak sacrifice oneself for v.
kurban olmak be a victim (of) v.
kurban olmak give one's life for v.
cinayete kurban gitmek be a victim of murder v.
maganda kurşununa kurban gitmek become a victim of random gunfire v.
maganda kurşununa kurban gitmek be shot by a falling-bullet from a celebratory gun fire v.
maganda kurşununa kurban gitmek get hit by a falling-bullet from a celebratory gun fire v.
maganda kurşununa kurban gitmek fall victim to a stray bullet from a celebratory gunfire v.
iftiraya kurban gitmek fall victim to slander v.
kurban edilmek be sacrificed v.
esiri tanrılara kurban etmek sacrifice the prisoner to the gods v.
kurban etmek (haksız yere) victimise v.
kurban etmek victimate [obsolete] v.
kurban etmek oblate v.
kurban edilmiş sacrificed adj.
kurban edilmiş victimized adj.
kurban edilebilir sacrificeable adj.
kurban edilen victimized adj.
kurban gitmiş victimized adj.
kurban edilmiş victimised adj.
kurban gitmiş victimised adj.
kurban olmuş victimised adj.
kurban olmuş victimized adj.
kurban edilen victimised adj.
kurban edilen sacrificial adj.
kurban edilecek sacrificial adj.
kurban edilebilir sacrificable adj.
kurban sunan sacrificatory adj.
kurban edilebilir sacrificeable adj.
kurban edilen piacular adj.
kurban edilen piaculous adj.
maddi kazançlar için manevi değerlerini kurban eden faustian adj.
kurban olur bir biçimde sacrificially adv.
kurban edilir bir şekilde sacrificially adv.
cinayete kurban gitme tehlikesi altında on the spot adv.
kurban olayım for god's sake interj.
kurban olayım please interj.
Phrasals
(birini/bir şeyi) kurban etmek prey upon (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kurban etmek prey on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için kurban etmek sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.
-e/uğruna kurban etmek sacrifice to v.
Colloquial
hırsızlık veya dolandırıcılık için seçilen kurban mark n.
soyulacak/dolandırılacak kurban mark n.
soymak/dolandırmak için göze kestirilen kurban mark n.
sahtekarlığa kurban gitmek get scabbed v.
Idioms
kendi oyununa kurban gitmek be hoist by (one's) own petard v.
birini kurban etmek throw someone to the wolves v.
daha önemli bir şey uğruna feda/kurban edilmek be sacrificed on the altar of something v.
kurban etmek leave someone to the wolves v.
kurban etmek throw someone to the wolves v.
(birini) kurban etmek feed (someone) to the wolves v.
kendi yerine başka birini kurban etmek feed (someone) to the wolves v.
(birine/bir şeye) kurban gitmek fall prey to (someone or something) v.
kurban gitmek fall victim v.
(bir şeye) kurban gitmek fall victim (to something) v.
kendi çıkarı için (birini) kurban etmek feed (one) to the lions v.
ibretialem olsun diye birini öldürmek/kurban etmek kill one to warn a hundred v.
ibretlik olarak birini öldürmek/kurban etmek kill one to warn a hundred v.
diğerlerinin gözünü korkutmak için birini öldürmek/kurban etmek kill one to warn a hundred v.
diğerlerini yola getirmek için bir kişiyi kurban etmek/öldürmek kill one to warn a hundred v.
-in uğruna birini/bir şeyi feda/kurban etmek sacrifice someone or something on the altar of v.
kurban etmek throw to the wolves v.
kurban etmek throw to the dogs v.
kurban etmek throw to the lions v.
Speaking
kurban olayım how great! expr.
sıradaki kurban olmak istemiyorlar they don't want to be the next victim expr.
sonraki kurban olmak istemiyorlar they don't want to be the next victim expr.
Politics
kişilerin önyargılara kurban edilmesi mccarthyism n.
Technical
kurban artıuç sacrificial anode n.
kurban film sacrificial film n.
kurban zar sacrificial film n.
kurban korozyonu sacrificial corrosion n.
kurban anot sacrificial anode n.
kurban yenimi sacrificial corrosion n.
Psychology
kurban müzminliği victim recidivism n.
kurban psikolojisi victim mentality n.
kurban psikolojisi victim psychology n.
Gastronomy
kurban kavurması braised sacrifical ram’s meat n.
Social Sciences
azteklerde insan kurban edilen bir yeni yıl festivali toxcatl n.
kurban edilme victimage n.
kurban etme victimage n.
kurban etmek için öldürme mactation n.
polinezyalılarca ibadet, kurban etme veya diğer törenler için kullanılan etrafı çevrili tapınak alanı marae n.
ateşte tamamen yanan kurban hurban n.
yakılarak sunulan kurban hurban n.
ritüel için insan kurban etme ritual murder n.
ayin için insan kurban etme ritual murder n.
History
amerikan yerlilerinin inşa ettiği, üzerinde kurban kesilen bir sunağın bulunduğu höyük altar mound n.
kendini kesen ve kurban eden fanatik bir rus mezhebi immolator n.
yaşamını yitiren kahraman veya arkadaşının ruhuna adanan kurban inferiae n.
dahomey ve ashantilerin insan kurban ederek yaptığı bir tür kutlama custom n.
(antik yunan'da) kurban kesildikten sonra rahip ile akşam yemeği yiyen yardımcı grubu parasite n.
antik roma döneminde uygulanan bir tür üçlü kurban ritüeli suovetaurilia n.
Archaeology
yüzeyindeki kireçtaşı tabakasının çökmesi sonucu oluşan ve mayalar tarafından kurban etme alanı kabul edilen obruk cenote n.
kuzey amerika yerlileri tarafından gömütlerin ve kurban verilen sunakların üzerine inşa edilen tarihöncesine ait höyük mound n.
(eski kurban törenleri ve ayinlerde) mineçiçeği ile kaplamak verbenate v.
Religious
antik roma'da boğanın kurban edilmesi taurobolium n.
antik roma'da boğanın kurban edilmesi tauroboly n.
kurban edilmiş bir boğanın kanında vaftiz içeren eski bir dini ayin taurobolium n.
kurban edilmiş bir boğanın kanında vaftiz içeren eski bir dini ayin tauroboly n.
antik roma'da boğanın kurban edilmesi taurobolium n.
antik roma'da boğanın kurban edilmesi tauroboly n.
kurban edilmiş bir boğanın kanında vaftiz içeren eski bir dini ayin taurobolium n.
kurban edilmiş bir boğanın kanında vaftiz içeren eski bir dini ayin tauroboly n.
antik roma'da boğanın kurban edilmesi taurobolium n.
antik roma'da boğanın kurban edilmesi tauroboly n.
kurban edilmiş bir boğanın kanında vaftiz içeren eski bir dini ayin taurobolium n.
kurban edilmiş bir boğanın kanında vaftiz içeren eski bir dini ayin tauroboly n.
yaradılış kitabında tanrı'nın ibrahim peygamberi test etmek amacıyla oğlu ishak'ı kurban etmesini istemesi akedah n.
kurban edilen kişiden kalan küllerin incelenmesini içeren kehanet şekli tephramancy n.
kurban edilen kişiden kalan küllerin incelenmesini içeren kehanet şekli tephromancy n.
bebek nimetine karşılık Allah'a şükretmek amacıyla kurban kesilmesi aqiqah n.
kurban bayramı eid-ul-adha n.
Kur'an-ı Kerim'de Tanrı'nın İbrahim Peygamber'i test etmek amacıyla oğlu İSMAİL'ı kurban etmesini istemesi binding of isaac n.
kurban bayramı eid-al-adha n.
yaradılış kitabında tanrı'nın ibrahim peygamberi test etmek amacıyla oğlu İshak'ı kurban etmesini istemesi binding of isaac n.
hinduizm'de özellikle rahiplerin okuduğu duaları ve kurban törenlerinde okunan mantraları içeren ikinci kutsal veda metni yajur-veda n.
kurban bayramı id al-adha n.
isa'nın kendini insanlık için kurban edişinin kanını ve bedenini temsil eden ekmek ve şarapla anılması sırasında okunan dualar ve yapılan törenler silsilesi mess n.
kurban edilen şeylerle yapılan falcılık hieromancy n.
kurban edilen şeylerle yapılan falcılık hieroscopy n.
tanrıya kurban sunma ritual killing n.
tanrı ve sunan kimse arasında paylaşılan kurban yemeği peace offering n.
(eski ahit'te) çocukların kurban edilip putlara tapınılan, kudüs'ün aşağısındaki vadi gehenna n.
kenanların suikaste kurban giden lideri sisera n.
tanrı'ya kurban etmek molochize v.
tanrı'ya kurban etmek molochise v.
kurban kesmenin yasak olduğu (dönem) aliturgical adj.
kurban kesmenin yasak olduğu günlerden aliturgic adj.
Mythology
dionysus mitine göre canlı hayvanın eti parçalanarak kurban edilmesi sparagmos n.
fenikelilerin çocuk kurban ettikleri tanrı moloch n.
ebeveynlerin uğruna çocuklarını kurban ettiği kenan ve fenike tanrısı molech n.
Archaic
kurban etmek sacrify v.
Slang
trafik kazasına kurban gitmiş kimse road pizza n.
dolandırıcının gözüne kestirdiği kurban mark n.
kurban etmek frack (fuck) v.
Star Wars
randevu noktası: kurban rendezvous point: victim n.
kurban tapınağı temple of sacrifice n.