Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | knapsack n. | sırt çantası | ||
The hiker packed food and supplies into his knapsack. Yürüyüşçü, sırt çantasına yiyecek ve erzak doldurdu. More Sentences |
||||
Military | ||||
Military | knapsack n. | sırt çantası | ||
A middle-aged woman with a knapsack on her back seemed to be looking for a place to sit down. Sırtında sırt çantası olan orta yaşlı bir kadın oturacak bir yer arıyor gibiydi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | knapsack n. | arka çantası | ||
General | knapsack v. | sırt çantası takmak | ||
Military | ||||
Military | knapsack n. | arka çantası |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
Math | ||
Math | knapsack problem n. | sırt çantası problemi |
Agriculture | ||
Agriculture | knapsack sprayer n. | sırt pulverizatörü |
Agriculture | knapsack pump n. | pulverizatör |