kahvaltı - Turco Inglés Diccionario

kahvaltı

Significados de "kahvaltı" en diccionario inglés turco : 9 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kahvaltı breakfast n.
We are being asked to discuss directives about breakfast at the end of the morning.
Sabahın sonunda kahvaltı ile ilgili direktifleri görüşmemiz isteniyor.

More Sentences
Gastronomy
kahvaltı breakfast n.
You should eat breakfast at least three times a day.
Günde en az üç defa kahvaltı yapmalısınız.

More Sentences
General
kahvaltı dejeuner n.
kahvaltı almuerzo [dialect] n.
kahvaltı disjune n.
Tourism
kahvaltı dejeune n.
Slang
kahvaltı brekkie n.
British Slang
kahvaltı brekkers n.
kahvaltı brekky n.

Significados de "kahvaltı" con otros términos en diccionario inglés turco: 86 resultado(s)

Turco Inglés
General
geç kahvaltı late breakfast n.
I like to eat a late breakfast.
Geç kahvaltı etmeyi severim.

More Sentences
kontinental kahvaltı continental breakfast n.
They serve a continental breakfast in this hotel.
Bu otelde kontinental kahvaltı veriyorlar.

More Sentences
yatak ve kahvaltı bed and breakfast n.
I love this bed and breakfast.
Bu yatağı ve kahvaltıyı seviyorum.

More Sentences
kahvaltı masası breakfast table n.
I'm used to being ignored at the breakfast table.
Kahvaltı masasında gözardı edilmeye alışkınım.

More Sentences
kahvaltı menüsü breakfast menu n.
Can I order from the breakfast menu?
Ben kahvaltı menüsünden sipariş verebilir miyim?

More Sentences
yatakta kahvaltı breakfast in bed n.
Tom surprised Mary by bringing her breakfast in bed.
Tom Mary'ye yatakta kahvaltı getirerek sürpriz yaptı.

More Sentences
kahvaltı etmek have breakfast v.
Would you have breakfast and come down?
Kahvaltı edip aşağı iner misin?

More Sentences
kahvaltı hazırlamak prepare breakfast v.
I prepared breakfast for her.
Onun için kahvaltı hazırladım.

More Sentences
kahvaltı etmek eat breakfast v.
I guess men who eat breakfast only exist in myths or fairy tales.
Sanırım kahvaltı eden erkekler sadece efsanelerde ya da masallarda var.

More Sentences
kahvaltı yapmak have breakfast v.
Wake up, have breakfast at the hotel, and then check out.
Uyanın, otelde kahvaltınızı yapın ve ardından otelden çıkış yapın.

More Sentences
kahvaltı etmek breakfast v.
Tom breakfasted alone.
Tom yalnız kahvaltı etti.

More Sentences
kahvaltı hazırlamak make breakfast v.
We made breakfast.
Biz kahvaltı hazırladık.

More Sentences
iş görüşmesi yapılan kahvaltı working breakfast n.
geç yapılan kahvaltı brunch n.
kuru meyve ve tahıl karışımından yapılan kahvaltı granola n.
kahvaltı ile öğle yemeği birleştirilen öğün brunch n.
kahvaltı odası breakfast room n.
kahvaltı köşesi breakfast nook n.
kahvaltı salonu breakfast hall n.
kahvaltı salonu breakfast saloon n.
kıtaya özgü kahvaltı continental breakfast n.
kıtasal kahvaltı continental breakfast n.
kahvaltı servisi breakfast service n.
açık büfe kahvaltı open buffet breakfast n.
serpme kahvaltı mixed breakfast n.
ingiliz usulü kahvaltı fry-up n.
sağlıklı kahvaltı healthy breakfast n.
kahvaltı keyfi breakfast pleasure n.
büyük kahvaltı big breakfast n.
geleneksel kahvaltı traditional breakfast n.
kahvaltı tepsisi breakfast tray n.
kahvaltı bahçesi breakfast garden n.
sabah ile öğlen arası çay veya kahve ile yapılan hafif kahvaltı elevenses n.
(evde) kahvaltı yeri breakfast area n.
kahvaltı saati breakfast time n.
geç kahvaltı yapan kimse bruncher n.
hazırlamak (kahvaltı/öğle yemeği/akşam yemeği) fix v.
kahvaltı yapmamak skip breakfast v.
kahvaltı vermek breakfast v.
geç kahvaltı yapmak brunch v.
kahvaltı etmek disjune v.
kahvaltı ile ilgili jentacular adj.
kahvaltı öncesi prebreakfast adj.
kahvaltı öncesi meydana gelen prebreakfast adj.
kahvaltı öncesine ait veya ilgili prebreakfast adj.
Colloquial
besleyici kahvaltı nutritious breakfast n.
işteki masada yapılan kahvaltı deskfast n.
masabaşı kahvaltı deskfast n.
gel sana kahvaltı ısmarlayayım come on I'll buy you breakfast expr.
Idioms
kahvaltı olarak bir sigara ve bir bardak çay veya su içme mexican breakfast n.
kahvaltı eklinde yapılan iş toplantısı power breakfast n.
kahvaltı yapmak break fast v.
kahvaltı yapmak break one's fast v.
kahvaltı/öğle yemeği/akşam yemeği için bir şeyler hazırlamak fix (something) for breakfast/lunch/dinner v.
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapmak/ayarlamak fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) hazırlamak fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapıvermek fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
şampiyonlara yakışır kahvaltı breakfast of champions expr.
Speaking
bugün kahvaltı yapmadım I haven't had breakfast today expr.
ben kahvaltı yaptım I had my breakfast expr.
işte sana kahvaltı here's a breakfast for you expr.
kahvaltı yaptım I had my breakfast expr.
ne zaman kahvaltı yaparsınız? when do you have breakfast? expr.
ne zaman kahvaltı yaparsın? when do you have breakfast? expr.
sabah kahvaltı yaparım I have breakfast in the morning expr.
saat kaçta kahvaltı yaparsın? what time do you eat breakfast? expr.
yedi buçukta kahvaltı yaparım I have breakfast at seven thirty expr.
Tourism
continental kahvaltı continental breakfast n.
küçük ekmek, kahve, tost vs'den oluşan hafif kahvaltı continental breakfast n.
oda kahvaltı b&b n.
oda kahvaltı b and b n.
oda kahvaltı ve bir öğün daha içeren bir otel tarifesi demi-pension n.
oda kahvaltı bed and breakfast n.
oda, kahvaltı ve bir öğün daha içeren bir otel tarifesi modified american plan n.
kontinental kahvaltı sunulan bir otel öğün planı bermuda plan n.
tepside kişiye özel kahvaltı servisi dejeuner n.
Gastronomy
kahvaltı poğaçaları sweet rolls n.
kahvaltı tabağı breakfast plate n.
tahıl gevreği ve kuru meyvelerle yapılan kahvaltı granola n.
yalnız yatak ve kahvaltı bed and breakfast n.
yatak + kahvaltı bed and breakfast n.
yumurta, domuz pastırması, kızarmış ekmek ve çay veya kahve ile yapılan zengin kahvaltı english breakfast n.
ingiliz kahvaltı çayı english breakfast tea n.
Education
(okulda çocuklara sunulan) kahvaltı servisi breakfast club n.
Slang
akşam yapılan kahvaltı brinner n.
kahvaltı yapmak have brekkie v.