kadar uzanmak

Significados de "kadar uzanmak" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	kadar uzanmak	go back to v.
The story goes back to the sixteenth century. Hikaye, on altıncı yüzyıla kadar uzanıyor. More Sentences

Significados de "kadar uzanmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 19 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Phrasals
1	Phrasals	(bir noktadan diğer noktaya) kadar uzanmak	extend (from something) (to something) v.
Reforms extended from Finland, Holland and Germany to Austria, France and Italy. Reformlar Finlandiya, Hollanda ve Almanya'dan Avusturya, Fransa ve İtalya'ya kadar uzandı. More Sentences
2	Phrasals	(birine/bir şeye) kadar uzanmak	reach to (someone or something) v.
My sister's hair reaches to her shoulders. Kız kardeşimin saçları omuzlarına kadar uzanıyor. More Sentences
3	Phrasals	(birine/bir şeye) kadar uzanmak	extend to (someone or something) v.
Our responsibility extends to the models of cars. Sorumluluğumuz araba modellerine kadar uzanıyor. More Sentences
General
4	General	-e kadar uzanmak	extend over v.
5	General	uzanmak (geçmişte belirli bir zamana kadar)	trace to v.
6	General	bir şeyin/bir yerin derinliğine/içlerine kadar uzanmak/varmak	reach deep into something/somewhere v.
7	General	'-e kadar uzanmak	overspan v.
Phrasals
8	Phrasals	(bir yerin içine kadar) uzanmak	project into something v.
9	Phrasals	-e kadar uzanmak	go back to v.
10	Phrasals	(bir yerin içine kadar) uzanmak	extend into something v.
11	Phrasals	zamanın derinliklerine kadar uzanmak	go back to v.
12	Phrasals	-e kadar uzanmak	stretch away to v.
13	Phrasals	(birine/bir şeye) kadar uzanmak	jut out over (someone or something) v.
14	Phrasals	-e kadar uzanmak	project into v.
15	Phrasals	bir şeye kadar uzanmak	reach to something v.
16	Phrasals	(birine/bir şeye) kadar uzanmak	stretch away to (someone or something) v.
17	Phrasals	(birine/bir şeye) kadar uzanmak	extend over (someone or something) v.
18	Phrasals	-e kadar uzanmak	reach to v.
Slang
19	Slang	(birinin/bir şeyin) yanına kadar gelmek/uzanmak	butt (up) against (someone or something) v.