kabarcıklı - Turco Inglés Diccionario

kabarcıklı

Significados de "kabarcıklı" en diccionario inglés turco : 29 resultado(s)

Turco Inglés
General
kabarcıklı bubbly adv.
But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out.
Ama duş musluğunu açmaya çalıştığımda siyah kabarcıklı bir sıvı çıktı.

More Sentences
kabarcıklı blistered adj.
kabarcıklı papillary adj.
kabarcıklı having bubbles adj.
kabarcıklı pocked adj.
kabarcıklı having blisters adj.
kabarcıklı beady adj.
kabarcıklı vesiculate adj.
kabarcıklı blistery adj.
kabarcıklı bullous adj.
kabarcıklı eruptive adj.
kabarcıklı whelked adj.
kabarcıklı papular adj.
kabarcıklı papulous adj.
kabarcıklı pockarred adj.
kabarcıklı pock-arred [dialect] [uk] adj.
kabarcıklı pock-fretten adj.
kabarcıklı pock-pitted adj.
Medical
kabarcıklı vesicular adj.
Pathology
kabarcıklı tuberculated adj.
kabarcıklı bullate adj.
Biology
kabarcıklı papillate adj.
kabarcıklı papillated adj.
kabarcıklı papilliferous adj.
kabarcıklı papilliform adj.
kabarcıklı papulose adj.
Zoology
kabarcıklı papillous adj.
Botanic
kabarcıklı papillose adj.
kabarcıklı papillous adj.

Significados de "kabarcıklı" con otros términos en diccionario inglés turco: 72 resultado(s)

Turco Inglés
General
kabarcıklı düzeç level n.
hava kabarcıklı naylon bubblewrap n.
kabarcıklı veya baloncuklu plastik bubble plastic n.
hava kabarcıklı zarf jiffy bag n.
kabarcıklı içecek bubbly beverage n.
kabarcıklı olma vesicularity n.
kabarcıklı paketin plastik üst kaplaması blister n.
kabarcıklı paket blister n.
kabarcıklı paket blister card n.
yüzeyi kabarcıklı pockmarked adj.
yüzeyi kabarcıklı pocked adj.
yüzeyi kabarcıklı potholed adj.
kabarcıklı pakette sunulan blister-packed adj.
(su) kabarcıklı popply adj.
kabarcıklı (sıvı) fizzy adj.
(çiçek hastalığı kaynaklı) kabarcıklı pock-broken adj.
kabarcıklı olarak beadily adv.
kabarcıklı bir şekilde pockily adv.
Technical
kabarcıklı düzey air level n.
hava kabarcıklı beton air-entrained concrete n.
hava kabarcıklı naylon bubble pack n.
hava kabarcıklı beton air entrained concrete n.
hava kabarcıklı sekstant bubble sextant n.
hava kabarcıklı ambalaj malzemesi bubble wrap n.
kabarcıklı gözeli plastikler syntactic cellular plastics n.
kabarcıklı düzey spirit level n.
kabarcıklı karbüratör bubbling carburetor n.
kabarcıklı düzeç carpenter's level n.
kabarcıklı sıvı bubbly liquid n.
kabarcıklı cam seedy glass n.
kabarcıklı sünger syntactic foam n.
kabarcıklı kaynama nucleate boiling n.
kabarcıklı krep blister style n.
kabarcıklı düzeç plumb rule n.
kabarcıklı düzeç plumb and level n.
kabarcıklı bakır blister copper n.
kabarcıklı akım emulsion flow n.
kabarcıklı bakır blister n.
kabarcıklı bakır bessemer copper n.
kabarcıklı çelik blistered steel n.
kabarcıklı şiş whelky adj.
kabarcıklı (cam veya kuvarsit) blebbed adj.
kabarcıklı (cam veya kuvarsit) blebby adj.
hava kabarcıklı (cam) dimpled adj.
Mechanic
kabarcıklı düzeç air level n.
kabarcıklı düzeç spirit level n.
Textile
kabarcıklı krep cloque n.
kabarcıklı krep blister style n.
Construction
kabarcıklı düzeç carpenter's level n.
Aeronautic
kabarcıklı sekstant bubble sextant n.
Marine
hava kabarcıklı perde air bubble-type curtain n.
Medical
kabarcıklı epidermoliz vesicular epidermolysis n.
çok kabarcıklı multivesicular adj.
Anatomy
üç adet kabarcıklı yapısı olma trituberculism n.
kabarcıklı olmak vesiculate v.
üç adet kabarcıklı yapısı olan (diş, kemik) trituberculate adj.
üç adet kabarcıklı yapısı olan (diş, kemik) tritubercular adj.
Pathology
kabarcıklı bir yapı ile karakterize karsinom papillary cancer n.
kabarcıklı ve dökülme yapan kafa derisi scaldhead n.
Food Engineering
kabarcıklı vanilya poiquee vanilla n.
Gastronomy
ağır ateşte, az kabarcıklı suda kaynatmak simmer v.
suyu az hava kabarcıklı kaynatmak simmer v.
Physics
homojen kabarcıklı sıvı akışı modeli homogeneous bubbly liquid flow model n.
kabarcıklı kaynamadan ayrılma oranı departure from nucleate boiling ratio n.
Chemistry
kabarcıklı böceklerde bulunan ve ispanyol sineğinin etken maddesi olan toksik bileşik cantharidin n.
damıtma işleminde yükselen buhar ve yoğunlaşmış sıvı arasında yakın teması sağlayan delikli veya kabarcıklı düz plaka tray n.
damıtma işleminde yükselen buhar ve yoğunlaşmış sıvı arasında yakın teması sağlayan delikli veya kabarcıklı düz plaka plate n.
Marine Biology
kabarcıklı alg black rockweed n.
kabarcıklı alg bladder fucus n.
kabarcıklı alg bladderwrack n.
kabarcıklı alg fucus vesiculosus n.
kabarcıklı alg bladder wrack (fucus vesiculosus) n.