kaçakçılık - Turco Inglés Diccionario

kaçakçılık

Significados de "kaçakçılık" en diccionario inglés turco : 15 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kaçakçılık smuggling n.
As regards smuggling, unlike the rapporteur I believe this proposal will prevent smuggling within the EU.
Kaçakçılıkla ilgili olarak raportörün aksine ben bu teklifin AB içinde kaçakçılığı önleyeceğine inanıyorum.

More Sentences
General
kaçakçılık contraband n.
The customs agent searched Tom for contraband.
Gümrük ajanı, kaçakçılık için Tom'u araştırdı.

More Sentences
kaçakçılık smuggling n.
Minimum EU rates of duty are sensible and effective in tackling the scourge of smuggling.
AB'nin asgari gümrük vergisi oranları kaçakçılık belasıyla mücadelede mantıklı ve etkilidir.

More Sentences
Trade/Economic
kaçakçılık smuggling n.
The claim that the increase in excise would encourage smuggling is not proven.
ÖTV'deki artışın kaçakçılığı teşvik edeceği iddiası kanıtlanmamıştır.

More Sentences
Law
kaçakçılık smuggling n.
These figures do not take account of either illegal immigration or the smuggling of human beings.
Bu rakamlar ne yasadışı göçü ne de insan kaçakçılığını hesaba katmaktadır.

More Sentences
Politics
kaçakçılık trafficking n.
Chechnya has become a base camp for international terrorism and the trafficking of arms and drugs.
Çeçenistan uluslararası terörizm, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı için bir üs haline gelmiştir.

More Sentences
kaçakçılık illegal trafficking n.
It has to prevent illegal trafficking in arms between the North and the South.
Kuzey ve Güney arasında yasadışı silah kaçakçılığını önlemek zorundadır.

More Sentences
General
kaçakçılık traffic n.
kaçakçılık running n.
kaçakçılık gullery n.
Law
kaçakçılık fraud n.
kaçakçılık contraband n.
kaçakçılık clandestine introduction n.
kaçakçılık contrabandism n.
Archaic
kaçakçılık free trade n.

Significados de "kaçakçılık" con otros términos en diccionario inglés turco: 45 resultado(s)

Turco Inglés
General
kaçakçılık yapmak smuggle v.
Layla smuggled cannabis.
Layla esrar kaçakçılığı yapıyordu.

More Sentences
Law
kaçakçılık suçu smuggling n.
Crimes regarding traffic and smuggling are on the increase.
Trafik ve kaçakçılık suçları artmaktadır.

More Sentences
General
kaçakçılık göstergesi indicator of smuggling n.
(kaçakçılık için) araştırma yapan kimse rummager n.
askeri polisin sahili kaçakçılık faaliyetlerinden koruma görevi preventive service n.
kaçakçılık gemisi smuggler n.
kaçakçılık yapmak bootleg v.
kaçakçılık yapmak contraband v.
kaçakçılık yapma smuggled adj.
Phrasals
kaçakçılık yapmak smuggle in v.
Colloquial
kaçakçılık yapmak run contraband v.
Trade/Economic
ankara emniyet müdürlüğü kaçakçılık ve organize suçlarla şube müdürlüğü anti smuggling and organized crime department of police office of ankara n.
Law
kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürlüğü department of anti-smuggling and organized crime n.
adi kaçakçılık simple smuggling n.
döngüsel kaçakçılık carousel fraud n.
kaçakçılık çetesi smuggling ring n.
kaçakçılık kanunu smuggling law n.
kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürlüğü directorate of anti-smuggling and organized crime branch n.
koşullu kaçakçılık conditional contraband n.
mali kaçakçılık financial trafficking n.
şartlı kaçakçılık conditional contraband n.
(kaçakçılık kaynaklı) mala el koyma infection n.
(kaçakçılık kaynaklı) kargoya el koyma infection n.
uyuşturucunun şehirlerden kasabalara aktarıldığı kaçakçılık planı county line n.
(gemiyi) kaçakçılık için araştırmak jerque v.
(birinin kargosuna kaçakçılık nedeniyle) hak kaybı yaşatmak infect v.
(birinin kargosunu kaçakçılık nedeniyle) elinden almak infect v.
(birinin malını kaçakçılık nedeniyle) elinden almak infect v.
Politics
kaçakçılık bilgi bankası anti-smuggling data bank n.
Institutes
kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele dairesi department of anti-smuggling and organised crime n.
kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele daire başkanlığı department of anti-smuggling and organized crime n.
kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele dairesi başkanlığı department of anti-smuggling and organised crime n.
kaçakçılık, arşiv ve sicil şubesi section of archiving, recording for smuggling n.
kaçakçılık, harekât ve değerlendirme şubesi section of smuggling operation and appraisal n.
kaçakçılık, istihbarat, harekât, bilgi toplama dairesi department of smuggling, intelligence, operation and data collection n.
kaçakçılık istihbarat koordinasyon kurulu smuggling, intelligence coordination board n.
kaçakçılık istihbarat koordinasyon şube müdürlüğü section of intelligence coordination for smuggling n.
kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele daire department for fighting against smuggling and organized crimes n.
kaçakçılık şubesi section of smuggling n.
kaçakçılık istihbarat koordinasyon kurulu smuggling, intelligence coordination board n.
kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele dairesi department of anti-smuggling and organized crime n.
kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele dairesi başkanlığı department of anti-smuggling and organized crime n.
kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele daire başkanlığı department of anti-smuggling and organised crime n.
havalimanı gümrük muhafaza kaçakçılık ve istihbarat müdürlüğü airport customs enforcement smuggling and intelligence directorate n.
Star Wars
hutt karteli kaçakçılık alanı hutt cartel smuggling site n.