Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | küçük damar | veinlet n. |
Medical | ||
Medical | küçük damar | veinlet n. |
Medical | küçük damar | small vein n. |
Medical | küçük damar | venula n. |
Medical | küçük damar | venule n. |
Medical | küçük damar | capillary vein n. |
Anatomy | ||
Anatomy | küçük damar | veinule n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
Technical | ||
Technical | (damar içerisinde kalan) küçük ve kısa kömür dikmesi | spurn n. |
Mining | ||
Mining | ana damardan küçük bir sapma ile ulaşılan damar | lateral n. |
Anatomy | ||
Anatomy | kuyruk sokumunun ucunda bulunan küçük bir damar dokusu kütlesi | coccuscoccygeal glands n. |
Anatomy | kuyruk sokumunun ucunda bulunan küçük bir damar dokusu kütlesi | coccygeal body n. |
Optics | ||
Optics | ağ tabaka içi küçük damar bozuklukları | intraretinal microvascular abnormalities n. |
Veterinary | ||
Veterinary | şahinlerde küçük solucanlar ve damar yırtılması sonucu kan pıhtılaşması ile karakterize hastalık | filanders n. |
Zoology | ||
Zoology | şahinlerde küçük solucanlar ve damar yırtılması sonucu kan pıhtılaşması ile karakterize hastalık | felanders n. |
Botanic | ||
Botanic | yapraktaki (veya bitkinin başka bir kısmındaki) küçük damar | nervule n. |
Entomology | ||
Entomology | böceğin kanadındaki küçük damar | nervule n. |