intervene - Turco Inglés Diccionario

intervene

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "intervene" en diccionario turco inglés : 20 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
intervene v. araya girmek
I had just started the presentation when my manager intervened.
Menajerim araya girdiğinde sunuma henüz başlamıştım.

More Sentences
General
intervene v. müdahale etmek
The police were forced to intervene in the dispute.
Polis tartışmaya müdahale etmek zorunda kaldı.

More Sentences
intervene v. araya girmek
I would like to intervene to say that the television system here still does not receive images or sound from Finland.
Buradaki televizyon sisteminin Finlandiya'dan hala görüntü veya ses almadığını söylemek için araya girmek istiyorum.

More Sentences
intervene v. (olay) sekte vurmak
We were enjoying the festival until a storm intervened.
Bir fırtına her şeye sekte vurana dek bizler festivalin tadını çıkarmaktaydık.

More Sentences
intervene v. aradan geçmek
She never saw him during the years that intervened.
Aradan geçen yıllar boyunca onu hiç görmedi.

More Sentences
Trade/Economic
intervene v. araya girmek
The hockey referee intervened to stop the fight.
Hokey hakemi kavgayı durdurmak için araya girdi.

More Sentences
General
intervene v. arada olmak
intervene v. karışmak
intervene v. aracılık etmek
intervene v. geçmek
intervene v. başkasının başlattığı yasal sürece taraf olmak
intervene v. başka ulusun iç işlerine zorla müdahale etmek
intervene v. (olay) gidişata engel olmak
intervene v. ara bulmak
intervene v. aracılık yapmak
intervene v. (olayların veya dönemlerin) arasında meydana gelmek
Trade/Economic
intervene v. (özellikle bir para biriminin istikrarını sürdürmek için) piyasaya müdahale etmek
Law
intervene v. davaya müdahale etmek
intervene v. davaya müdahil olmak
Technical
intervene v. arasına gelmek

Significados de "intervene" con otros términos en diccionario inglés turco: 16 resultado(s)

Inglés Turco
General
intervene in v. karışmak
They shouldn't intervene in the internal affairs of another state.
Onlar başka bir devletin iç işlerine karışmamalıdır.

More Sentences
Phrasals
intervene in v. müdahale etmek
I therefore think that the European Union urgently needs to strongly intervene in this region.
Bu nedenle Avrupa Birliği'nin acilen bu bölgeye güçlü bir şekilde müdahale etmesi gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
intervene with (someone or something) v. (birine/bir şeye) müdahale etmek
Does it propose to intervene with the Member State in question?
Söz konusu Üye Devlete müdahale etmeyi öneriyor mu?

More Sentences
General
intervene in v. duruma müdahale etmek
intervene in prices v. fiyatlara müdahale etmek
intervene between v. araya girmek
Phrasals
intervene with someone v. birine karışmak
intervene with someone v. birine müdahale etmek
intervene in v. duruma müdahale etmek
intervene between (multiple people) v. (birilerinin) arasına girmek
intervene in (something) v. (bir şeye) müdahale etmek
intervene in (something) v. (bir şeye) karışmak
intervene with v. -e müdahale etmek
intervene with v. '-e karışmak
intervene with (someone or something) v. (birine/bir şeye) karışmak
Law
demand to intervene n. müdahale talebi