insight - Turco Inglés Diccionario

insight

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "insight" en diccionario turco inglés : 21 resultado(s)

Inglés Turco
General
insight n. anlayış
The PPE-DE Group believes that such insights should set a precedent.
PPE-DE Grubu bu tür anlayışların bir emsal teşkil etmesi gerektiğine inanmaktadır.

More Sentences
insight n. içgörü
In many ways, they share the same interests and the same insights.
Birçok yönden aynı ilgi alanlarını ve aynı içgörüleri paylaşıyorlar.

More Sentences
insight n. kavrayış
She is known for her impressive insight.
Etkileyici kavrayışıyla bilinmektedir.

More Sentences
insight n. sezgi
She pretended to value my insights, and the whole time Heidi was investigating me.
Sezgilerime değer veriyormuş gibi yaptı ve onca zaman Heidi beni araştırıyormuş.

More Sentences
insight n. fikir
I finally have an insight into how to express my argument.
Sonunda argümanımı nasıl ifade edeceğime dair bir fikir edindim.

More Sentences
Psychology
insight n. içgörü
The shop floor has great insight into what goes wrong and how things can be improved.
Üretim bölümü, neyin yanlış gittiği ve işlerin nasıl iyileştirilebileceği konusunda büyük bir içgörüye sahiptir.

More Sentences
Common Usage
insight n. içyüzünü anlama
General
insight n. içyüzünü anlama
insight n. sezme
insight n. bir şeyin iç yüzünü çabuk kavrama yeteneği
insight n. bir şeyin iç yüzünü kavrama
insight n. anlama
insight n. kavrama
insight adj. nüfuzu nazar
Advertising
insight n. ürün veya markanın daha iyi performans gösterip daha ilgi çekici olması için şirketin (tüketiciden elde edip) kullandığı bilgi
Technical
insight n. kavrama
insight n. kavrayış
Ottoman Turkish
insight n. feraset
insight n. irfan
insight n. vukuf
Engineering
insight n. model, bağlam veya senaryo içindeki ilişki ve davranışların tanımlanmasıyla konunun kapsamlıca anlaşılması

Significados de "insight" con otros términos en diccionario inglés turco: 30 resultado(s)

Inglés Turco
General
insight [obsolete] n. bakış
The aim of the course is to teach techniques on pattern recognition and analysis with an insight on the underlying theory.
Bu eğitimin amacı, örüntü tanıma ve çözümleme tekniklerini, altta yatan teoriye ilişkin bir bakış açısıyla öğretmektir.

More Sentences
pure insight n. bir olayı hiç bir etki olmadan görme
pure insight n. saf görme
insight [obsolete] n. fiziksel görünüş
insight [obsolete] n. bakma
insight [obsolete] n. görünme
give insight v. anlayış kazandırmak
give insight v. içerik kazandırmak
offer an insight into v. açılım yaratmak
offer an insight into v. açılım sunmak
offer an insight into v. -e ışık tutmak
give insight into v. -e ilişkin bilgi vermek
insight into v. iç yüzünü anlamak
gain insight into v. iç yüzünü anlamak
provide insight into v. (içyüzünün) anlaşılmasını sağlamak
provide an insight v. ışık tutmak
provide insight v. fikir vermek
have a flash of insight v. aydınlanma yaşamak
Idioms
gain insight about something v. fikir sahibi olmak
gain insight into v. künhüne varmak
Trade/Economic
customer insight n. müşteri içgörüsü
Advertising
creativity and brand insight n. yaratıcılık ve marka anlayışı
Psychology
beck cognitive insight scale n. beck bilişsel içgörü ölçeği
impaired insight n. içgörü azlığı
intellectual insight n. tanımsal içgörü
self-insight n. öz-içgörü
insight-oriented adj. içgörü yönelimli
Archaic
insight [scotland] n. kişisel mülk
insight [scotland] n. ev eşyaları
insight [scotland] n. taşınır mallar