indigenous - Turco Inglés Diccionario

indigenous

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "indigenous" en diccionario turco inglés : 14 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
indigenous adj. yerli
The most dangerous indigenous Islamic organisation linked to Al-Qaeda is Al Itihad.
El Kaide ile bağlantılı en tehlikeli yerli İslami örgüt El İttihad'dır.

More Sentences
General
indigenous adj. özgü
These types of plants are indigenous to Australia.
Bu tür bitkiler Avustralya'ya özgüdür.

More Sentences
indigenous adj. doğal
indigenous adj. bir yerde doğal olarak bulunan
indigenous adj. fıtri
indigenous adj. bir yere özgü
indigenous adj. içkaynaklı
indigenous adj. tabii
indigenous adj. yöreye özgü
indigenous adj. bir yerde doğal olarak yetişen
indigenous adj. yerel
Technical
indigenous adj. iç kökenli
Medical
indigenous adj. endijen
indigenous adj. indijenöz

Significados de "indigenous" con otros términos en diccionario inglés turco: 31 resultado(s)

Inglés Turco
General
indigenous peoples n. yerli halk
This implies respect for the indigenous peoples who depend on forest ecosystems.
Bu, orman ekosistemlerine bağımlı olan yerli halklara saygı anlamına gelmektedir.

More Sentences
indigenous to prep. özgü (bir yere)
The language is indigenous to the area.
Bu dil bölgeye özgü.

More Sentences
Politics
indigenous population n. yerli nüfus
Rigoberta Menchu is someone who appealed strongly to the indigenous population.
Rigoberta Menchu yerli nüfusa güçlü bir şekilde hitap eden biridir.

More Sentences
Linguistics
indigenous languages n. yerli dilleri
Public service broadcasters make programmes of high quality in indigenous languages reflecting indigenous cultures.
Kamu hizmeti yayıncıları, yerli kültürleri yansıtan yerli dillerde yüksek kalitede programlar yapar.

More Sentences
Geography
indigenous people n. yerliler
Latin Americans know very little about the history of the indigenous peoples who used to live here several centuries ago.
Latin Amerikalılar birkaç asır önce burada yaşamış olan yerlilerin geçmişi hakkında çok az şey bilmektedir.

More Sentences
General
indigenous resources n. iç kaynaklar
indigenous culture n. yerel kültür
indigenous music n. yerel müzik
indigenous non-european populations n. avrupalı olmayan yerli toplumlar
indigenous knowledge n. yerli bilgi
indigenous dwellers n. yerli halk
arabized indigenous africans n. araplaşmış yerli afrikalılar
indigenous to adj. bir yere özgü
indigenous to prep. doğal olarak bulunan (bir yerde)
indigenous to prep. doğal olarak yetişen (bir yerde)
indigenous to prep. bir yerde doğal olarak bulunan
Idioms
bipoc (black, indigenous, and people of color) n. beyaz olmayanlar
bipoc (black, indigenous, and people of color) n. beyaz ırk dışındaki ırklar
Politics
indigenous populations n. bir ülkenin yerli nüfusu
indigenous crude oil not yet extracted n. henüz çıkarılmamış yerel ham petrol
Biology
indigenous organisms n. bir yere özgü, oraya has organizmalar
non-indigenous species n. egzotik tür
indigenous bacteria n. (bir yerde) doğal olarak bulunan, oraya özgü bakteri
non-indigenous adj. yöreye özgü olmayan
Agriculture
indigenous plants n. yerli bitkiler
Breeding
indigenous breeds n. yerli ırklar
Apiculture
indigenous race n. yerli ırk
Military
indigenous sabotage n. doğal sabotaj
indigenous defensive fighter n. yerli savunma uçağı
indigenous sabotage n. yerli sabotaj
indigenous guides n. yerli rehberler