Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | içine kapanık | withdrawn adj. | ||
Dan was lonely and withdrawn. Dan yalnız ve içine kapanıktı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | içine kapanık | introverted adj. | ||
I think Tom is introverted. Sanırım Tom içine kapanık. More Sentences |
||||
General | içine kapanık | withdrawn adj. | ||
Dan was lonely and withdrawn. Dan yalnız ve içine kapanıktı. More Sentences |
||||
General | içine kapanık | reserved adj. | ||
Bill is quite reserved. Bill oldukça içine kapanıktır. More Sentences |
||||
General | içine kapanık | self-conscious adj. | ||
Tom is very self-conscious. Tom çok içine kapanık. More Sentences |
||||
General | içine kapanık | self conscious adj. | ||
General | içine kapanık | retiring adj. | ||
General | içine kapanık | yonderly adj. | ||
General | içine kapanık | moy adj. | ||
General | içine kapanık | dry [dialect] adj. | ||
General | içine kapanık | incommunicable adj. | ||
General | içine kapanık | shut-in adj. | ||
Idioms | ||||
Idioms | içine kapanık | (as) sober as a judge adj. | ||
Archaic | ||||
Archaic | içine kapanık | unconversable adj. |
Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | içine kapanık kimse | clam n. | ||
General | içine kapanık kimse | introvert n. | ||
General | içine kapanık kimse | oyster n. | ||
General | içine kapanık kimse | introvert n. | ||
General | içine kapanık olmak | be introverted v. | ||
General | içine kapanık olmayan | unretiring adj. | ||
General | içine kapanık olmayan | unselfconscious adj. | ||
General | içine kapanık bir halde | unsociably adv. | ||
General | içine kapanık bir şekilde | self-consciously adv. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | utangaç/içine kapanık kimse | wallflower n. | ||
Idioms | ||||
Idioms | içine kapanık güçlü adam | strong silent type n. | ||
Idioms | kendi içine kapanık | in the world of one's own expr. |