grown - Turco Inglés Diccionario

grown

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "grown" en diccionario turco inglés : 9 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
grown adj. büyümüş
Our children are grown.
Çocuklarımız büyüdü.

More Sentences
General
grown adj. yetişkin
You're a grown woman now.
Artık yetişkin bir kadınsın.

More Sentences
grown adj. olgun
grown adj. yetişmiş
grown adj. olmuş
grown adj. büyümüş
grown adj. (tahıl) hasattan önce filizlenmiş
grown adj. bitki örtüsüyle kaplı
Construction
grown adj. (gemi yapımında kullanılan kavisli kereste) doğal şeklinin gerektirdiği eğime uygun

Significados de "grown" con otros términos en diccionario inglés turco: 88 resultado(s)

Inglés Turco
General
grown-ups n. yetişkinler
I know it's hard to understand, even for grown-ups.
Yetişkinler için bile bunu anlamanın güç olduğunu biliyorum.

More Sentences
grown-up n. yetişkin
I'm a grown-up.
Ben bir yetişkinim.

More Sentences
grown-up n. yetişkin (birey)
The children asked the grown-ups for help.
Çocuklar yetişkinlerden yardım istedi.

More Sentences
grown up adj. yetişkin
That boy talks as if he were a grown up.
O çocuk, bir yetişkinmiş gibi konuşuyor.

More Sentences
grown-up adj. yetişkin
I'm a grown-up.
Ben yetişkinim.

More Sentences
grown-up adj. olgun
It's time to have a grown-up conversation about our future plans.
Gelecek planlarımız hakkında olgun bir konuşma yapmanın zamanı geldi.

More Sentences
Agriculture
organically grown adj. organik olarak yetiştirilen
We can, of course, recognise the legitimacy of wine produced from organically grown grapes.
Elbette organik olarak yetiştirilen üzümlerden üretilen şarabın meşruiyetini tanıyabiliriz.

More Sentences
General
grown up v. büyümek
have grown up v. kendini bilmek
grown up adj. anaç
grown over with adj. ile örtülü
full grown adj. tamamen büyümüş
grown up adj. kemale ermiş
grown up adj. ergin
grown up adj. yetişmiş
grown up adj. büyümüş
grown up adj. eşek kadar
home-grown adj. evde yetişen
full-grown adj. yetişkin
full-grown adj. iyi gelişmiş
full-grown adj. tam gelişmiş
full-grown adj. tamamıyla büyümüş
full-grown adj. büyümüş
full-grown adj. ergin
grass-grown adj. çimenli
moss-grown adj. modası geçmiş
moss-grown adj. eskimiş
self-grown adj. kendinden yetişmiş
home-grown adj. evde yetiştirilen
home-grown adj. evde büyüyen
fully-grown adj. yetişkin
home-grown adj. kendi bahçesinde yetişen
soil-grown adj. toprakta büyüyen
soil-grown adj. toprakta yetişen
home-grown adj. yerli
grown up adj. yetik
half-grown adj. tam olgunlaşmamış
island-grown adj. adada yetişen
island-grown adj. adada büyümüş
island-grown adj. adada büyüyen
island-grown adj. adada yetişmiş
liver-grown adj. karaciğeri büyümüş
-grown adj. (belirli bir şekilde veya yerde) üretilen
-grown adj. ... ile kaplı
grown over adj. bitki örtüsüyle kaplı
grown-up adj. yetişkinlere ait
grown-up adj. yetişkinlere yönelik
grown-up adj. yetişkinlere özgü
Idioms
have grown whiskers v. kabak tadı vermek
have grown whiskers v. (espri/şaka) bayatlamak
have grown whiskers v. yavanlaşmak
have grown whisker v. kabak tadı vermek
have grown whisker v. (espri/şaka) bayatlamak
have grown whisker v. eskimiş olmak
Speaking
when I am grown up expr. büyüdüğümde
I can't believe how much you've grown up expr. bu kadar büyümüş olmana inanamıyorum
how big you have grown expr. ne kadar da büyümüşsün
how big you've grown expr. ne kadar da büyümüşsün
I feel all grown up expr. kendimi yetişkin gibi hissediyorum
Technical
home-grown software n. kullanıcının hazırladığı program
home-grown software n. kullanıcı yazılımı
Textile
grown -on collar n. bedenden çıkan yaka
grown-on collar n. bedenden çıkan yaka
grown-on facing n. kendinden kıvırma pervaz
Automotive
grown tire n. lastikte gövde büyümesi
Medical
lung-grown adj. plevraya bağlı akciğerleri olan
lung-grown adj. akciğerli olan
Food Engineering
vat-grown meat n. yapay et
lab-grown meat n. yapay et
Gastronomy
home-grown adj. yurt içinde üretilen
Biology
lab-grown adj. laboratuvar ürünü
fully grown adj. olgunlaşmış
fully grown adj. tam gelişmiş
Botanic
moss-grown adj. yosunla kaplı olan
Agriculture
early grown tomato n. turfanda domates
half grown wool n. yarı büyümüş yapağı
home-grown adj. kendi bahçesinde yetiştirilen
early grown adj. turfanda
home-grown adj. yurtiçinde üretilen
Tobacco
shade grown tobaccos n. abd connecticut'da ince olması amacıyla bez örtülerin altında yetiştirilen puroluk tütünler
Slang
grown ass man n. eşek kadar adam
British Slang
sand grown n. batı lancashire sahil kesiminde doğmuş kimse
Modern Slang
ain't grown adj. büyüyememiş
ain't grown adj. olgunlaşamamış
all grown up adj. tamamen büyümüş
all grown up adj. bayağı büyümüş
all grown up adj. olgunlaşmış
all grown up adj. yetişkin olmuş