Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | grandparent n. | büyükbaba | ||
My grandparents were German, and the language has been passed down to me and my brother. Büyükbaba ve büyükannelerim Almandı ve dil bana ve erkek kardeşime geçmiş oldu. More Sentences |
||||
General | grandparent n. | büyük ebeveyn | ||
Does 'family' mean father, mother, children, along with parents and grandparents? 'Aile' demek, baba, anne, çocuklar, ebeveynler ve büyük ebeveynler mi demek? More Sentences |
||||
General | grandparent n. | büyükanne | ||
Ultimately, only the grandparents will be left. Nihayetinde geriye sadece büyükanne ve büyükbabalar kalacak. More Sentences |
||||
General | grandparent n. | büyükbaba veya büyükanne |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Colloquial | (one) could be (someone's) (parent/grandparent) expr. | (birinin ebeveyni/büyük annesi veya dedesi) yaşında | ||
This could be of a maximum of 15 years of age. Bu web siteleri en fazla 15 yaşında olabilir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | great grandparent n. | büyük anne ve büyük babanın ebeveynleri | ||
General | great-grandparent n. | büyük büyükanne ve büyük dede | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | (one) could be (someone's) (parent/grandparent) expr. | (birinin ebeveyni/büyük annesi veya dedesi) olacak yaşta | ||
Idioms | ||||
Idioms | (one) is old enough to be (someone's) (parent/grandparent) expr. | (birinin ebeveyni/büyük annesi veya dedesi) olacak yaşta | ||
Idioms | (one) is old enough to be (someone's) (parent/grandparent) expr. | (birinin ebeveyni/büyük annesi veya dedesi) yaşında |