| Turco | Inglés | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | gerçekle yüzleşmek | face the fact v. | ||
|
We have to face the fact that the company is losing money. Şirketin para kaybettiği gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. More Sentences |
||||
| General | gerçekle yüzleşmek | face the reality v. | ||
|
We have to face the reality that this is going to be extremely difficult to achieve. Bunu başarmanın son derece zor olacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. More Sentences |
||||
| General | gerçekle yüzleşmek | face the truth v. | ||
|
Tom told me to face the truth. Tom gerçekle yüzleşmemi söyledi. More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | gerçekle yüzleşmek | face up v. | ||
|
We have to face up to the realities of the global market. Küresel pazarın gerçekleriyle yüzleşmek zorundayız. More Sentences |
||||
