göçü - Turco Inglés Diccionario

göçü

Significados de "göçü" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
Geography
göçü landslide n.
göçü slump n.

Significados de "göçü" con otros términos en diccionario inglés turco: 59 resultado(s)

Turco Inglés
General
beyin göçü brain drain n.
We have also made significant progress on matters concerning young people, grants and women and preventing brain drains.
Ayrıca gençler, hibeler, kadınlar ve beyin göçünün önlenmesi konularında da önemli ilerlemeler kaydettik.

More Sentences
Colloquial
beyin göçü a brain drain n.
That could also lead to a brain drain.
Bu aynı zamanda beyin göçüne de yol açabilir.

More Sentences
Idioms
beyin göçü a brain drain n.
That could also lead to a brain drain.
Bu aynı zamanda beyin göçüne de yol açabilir.

More Sentences
beyin göçü the brain drain n.
The programme is not, after all, intended to crank up the brain drain.
Programın amacı beyin göçünü hızlandırmak değildir.

More Sentences
beyin göçü brain drain n.
We have also made significant progress on matters concerning young people, grants and women and preventing brain drains.
Ayrıca gençler, hibeler, kadınlar ve beyin göçünün önlenmesi konularında da önemli ilerlemeler kaydettik.

More Sentences
Trade/Economic
beyin göçü brain drain n.
We have also made significant progress on matters concerning young people, grants and women and preventing brain drains.
Ayrıca gençler, hibeler, kadınlar ve beyin göçünün önlenmesi konularında da önemli ilerlemeler kaydettik.

More Sentences
beyin göçü brain drain n.
We have also made significant progress on matters concerning young people, grants and women and preventing brain drains.
Ayrıca gençler, hibeler, kadınlar ve beyin göçünün önlenmesi konularında da önemli ilerlemeler kaydettik.

More Sentences
Law
beyin göçü brain drain n.
We have also made significant progress on matters concerning young people, grants and women and preventing brain drains.
Ayrıca gençler, hibeler, kadınlar ve beyin göçünün önlenmesi konularında da önemli ilerlemeler kaydettik.

More Sentences
Technical
beyin göçü brain drain n.
We have also made significant progress on matters concerning young people, grants and women and preventing brain drains.
Ayrıca gençler, hibeler, kadınlar ve beyin göçünün önlenmesi konularında da önemli ilerlemeler kaydettik.

More Sentences
General
ruh göçü transmigration of the soul n.
iyon göçü migration of ions n.
nüfus göçü population migration n.
emek göçü labour-manpower migration n.
hayvan göçü animal migration n.
grup göçü group migration n.
ruh göçü reincarnation n.
ruh göçü inancı infusionism n.
beyin göçü çekmek brain-drain v.
beyin göçü yapmak brain-drain v.
iş gücü göçü gerçekleştirmek in-migrate v.
Idioms
beyin göçü brain-drain n.
Trade/Economic
beyin göçü vergisi brain drain tax n.
beyin göçü human capital flight n.
emek göçü labour emigration n.
emek göçü labor emigration n.
Politics
göçü ve göçmen girişini engelleyerek yerel halkın etkilenmesini engelleme temeline dayanan siyasal akım nativism n.
işçi göçü labor migration n.
mekik göçü shuttle migration n.
Technical
bazı elementlerin göçü the migration of some elements n.
elementlerin göçü migration of elements n.
iyon göçü ion migration n.
sınır göçü boundary migration n.
tane sınırı göçü grain boundary migration n.
veri göçü data migration n.
Computer
veri göçü data migration n.
Electric
iyon göçü ion migration n.
Medical
intravasküler lökositlerin göçü immigration of intravascular leukocytes n.
lökosit göçü leukocyte recruitment n.
Physics
atom boşluğu göçü vacancy migration n.
atom göçü atomic migration n.
Biology
hücre göçü cell migration n.
Marine Biology
balık göçü fish migration n.
beslenme göçü alimental migration n.
lessepsian göçü lessepsian migration n.
nafaka göçü alimental migration n.
üreme göçü spawning migration n.
yumurtlama göçü gametic migration n.
yumurtlama göçü spawning migration n.
yavru yılan balıklarının su kaynağına göçü eelfare n.
Social Sciences
grup göçü group migration n.
refah göçü amenity migration n.
History
kavimler göçü migration of tribes n.
yahudilerin israil'e göçü aliyah n.
kavimler göçü völkerwanderung n.
2 ila 11. yüzyıllar arasında güney ve batı avrupa'ya yapılan insan göçü völkerwanderung n.
Religious
yahudilerin israil'e göçü aliyos n.
(eski ahit'te) israilliler'in toplu göçü sırasında tanrı'nın verdiği yiyecek manna from heaven n.
Philosophy
ruh göçü reincarnation n.
Geography
toprak göçü landslip n.