Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | firmly adv. | kesin olarak | ||
What we must firmly reject, however, is what assails our ears from Europe's left. Ancak kesin olarak reddetmemiz gereken şey, Avrupa'nın solundan kulaklarımıza saldıran şeydir. More Sentences |
||||
General | firmly adv. | sımsıkı | ||
She held my arm firmly. O, kolumu sımsıkı tuttu. More Sentences |
||||
General | firmly adv. | kesinkes | ||
You are, thus, firmly in favour of the referral to committee. Dolayısıyla, komiteye havale edilmesini kesinlikle destekliyorsunuz. More Sentences |
||||
General | firmly adv. | sıkı sıkı | ||
On the wider definition, we must examine our prejudice and our firmly held beliefs. Daha geniş bir tanımla ön yargılarımızı ve sıkı sıkıya bağlı olduğumuz inançlarımızı gözden geçirmeliyiz. More Sentences |
||||
General | firmly adv. | sıkıca | ||
That kid doesn't seem like he can even hold a chicken firmly. Bu çocuk bir tavuğu bile sıkıca tutabilecek gibi görünmüyor. More Sentences |
||||
General | firmly adv. | sağlam bir şekilde | ||
If guidelines are to be of any value, they must be firmly established in the relevant Member State. Kılavuz ilkelerin bir değer ifade edebilmesi için ilgili Üye Devlette sağlam bir şekilde yerleşmiş olması gerekmektedir. More Sentences |
||||
General | firmly adv. | sıkı bir şekilde | ||
These too are all firmly on the agenda. Bunların hepsi de sıkı bir şekilde gündemdedir. More Sentences |
||||
General | firmly adv. | kararlılıkla | ||
All of these Council decisions must be implemented firmly, but with discernment. Tüm bu Konsey kararları kararlılıkla, ancak dikkatle uygulanmalıdır. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | firmly adv. | sıkıca | ||
That kid doesn't seem like he can even hold a chicken firmly. Bu çocuk bir tavuğu bile sıkıca tutamayacakmış gibi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | firmly adv. | dümdüz | ||
General | firmly adv. | sebatla | ||
General | firmly adv. | düz bir şekilde | ||
General | firmly adv. | sabırlı bir şekilde | ||
General | firmly adv. | azimle | ||
General | firmly adv. | gözünü kırpmadan | ||
General | firmly adv. | tereddütsüz |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | not to be firmly in place v. | iğreti durmak | ||
General | stick firmly v. | sıkıca yapıştırmak | ||
General | control firmly v. | sıkı tutmak | ||
General | stick firmly v. | sıkıca yapışmak | ||
General | get somebody to resolve firmly v. | azmettirmek | ||
General | hold firmly v. | sıkı durmak | ||
General | close firmly v. | sıkı kapatmak | ||
General | close firmly v. | sıkıca kapatmak | ||
General | firmly believe v. | gerçekten inanmak | ||
General | firmly believe in v. | itikat etmek | ||
General | shake hands firmly v. | sıkı el sıkışmak/ tokalaşmak | ||
General | firmly established adj. | iyice yerleşmiş | ||
Phrases | ||||
Phrases | nothing is so firmly believed as what we least know expr. | en çok inandığımız şeyler, en az bildiklerimizdir | ||
Phrases | kindly but firmly expr. | tatlı sert | ||
Idioms | ||||
Idioms | stand firmly on v. | tatmin olmak | ||
Idioms | stand firmly on v. | ikna olmak |