Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | fare gibi | murine adj. |
General | fare gibi | mousy adj. |
General | fare gibi | mouselike adj. |
General | fare gibi | mousey adj. |
General | fare gibi | mouselike adv. |
Zoology | ||
Zoology | fare gibi | ratlike adj. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | fare gibi kapana kısılmış | mousetrapped adj. |
Colloquial | ||
Colloquial | fare deliği gibi ev | rathole n. |
Idioms | ||
Idioms | kedi fare gibi oynamak | play cat and mouse with v. |
Idioms | kedi fare oyunu gibi | cat-and-mouse adj. |
Computer | ||
Computer | yüzeyden kaldırılabilen ve üç boyutlu olarak hareket ettirilebilen fare gibi giriş aygıtı | flying mouse n. |
Medical | ||
Medical | fare, sincak gibi memelilerde solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan bir paramiksovirus | sendai virus n. |
Zoology | ||
Zoology | sivri faregiller familyasından burnu kirpi gibi uzun olan böcekçil bir fare | mediterranean water shrew (meomys anomalus) n. |
Zoology | gri fare lemuru gibi sıçan büyüklüğündeki çeşitli küçük lemurlara verilen ad | macauco n. |
Hunting | ||
Hunting | tavşan, fare gibi hayvanları yakalamak için telden yapılmış tuzak | wire n. |
Hunting | tavşan, fare gibi hayvanları yakalamak için telden tuzak kuran kimse | wirer n. |
Hunting | tavşan, fare gibi hayvanları yakalamak için telden tuzak kullanan kimse | wirer n. |