differ - Turco Inglés Diccionario

differ

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "differ" en diccionario turco inglés : 15 resultado(s)

Inglés Turco
General
differ v. farklı olmak
It is our opinions on methods for combating terrorism which perhaps differ.
Belki de farklı olan, terörizmle mücadele yöntemleri konusundaki görüşlerimizdir.

More Sentences
differ v. farklı düşünmek
In conclusion I should like to say that I differ on one point from the honourable Members of the People's Party.
Sonuç olarak Halk Partisi'nin saygıdeğer Üyeleri ile bir noktada farklı düşündüğümü belirtmek isterim.

More Sentences
differ v. değişiklik göstermek
Laws differ from state to state in the United States.
Yasalar ABD'de eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir.

More Sentences
Politics
differ v. farklılaşmak
Here too the perceptions have differed.
Burada da algılar farklılaştı.

More Sentences
General
differ v. ters düşmek
differ v. değişik olmak
differ v. anlaşamamak
differ v. ayrılmak
differ v. aynı fikirde olmamak
differ v. benzememek
differ v. bozuşmak
differ v. ayrıcalık göstermek
differ v. farklılaştırmak
differ v. farklı kılmak
Technical
differ v. benzemez olmak

Significados de "differ" con otros términos en diccionario inglés turco: 88 resultado(s)

Inglés Turco
General
differ from v. farklılık göstermek
The way in which the targets formulated are achieved may differ from one Member State to another.
Formüle edilen hedeflere ulaşma şekli bir Üye Devletten diğerine farklılık gösterebilir.

More Sentences
differ in v. farklı olmak
People greatly differ in their views of life.
İnsanlar hayata bakış açısı yönünden çok farklı olurlar.

More Sentences
Phrasals
differ from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) farklı olmak
I have nothing, of course, against Mrs McKenna’s opinions, which are bound to differ from my own.
Elbette Bayan McKenna'nın benimkinden farklı olması kaçınılmaz olan görüşlerine karşı değilim.

More Sentences
differ from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) ayrılmak
It is precisely in that respect that we differ from NATO.
İşte tam da bu açıdan NATO'dan ayrılıyoruz.

More Sentences
differ in (something) v. (bir konuda) farklılık göstermek
The fundamental reform which is necessary, and which we intend, differs in one key respect.
Gerekli olan ve bizim de amaçladığımız temel reform, önemli bir açıdan farklılık göstermektedir.

More Sentences
General
differ [obsolete] n. farklılık
differ [obsolete] n. fark
differ [obsolete] n. ayrılık
differ from v. benzememek
differ from v. aynı fikirde olmamak
differ from v. diğerlerinden ayrılmak
differ with v. ile aynı fikirde olmamak
differ by v. ile farklılık göstermek
differ from v. -den farklı olmak
differ from v. -den ayrılmak
differ from v. -den başka olmak
differ in price v. fiyatta farklı olmak
differ greatly v. büyük ölçüde farklılık göstermek
beg to differ with someone v. birisiyle aynı görüşte/düşüncede olmamak
Phrasals
differ about (something) v. (bir konu hakkında) hemfikir olmamak
differ about (something) v. (bir konu hakkında) ters düşmek
differ about (something) v. (bir konu hakkında) anlaşamamak
differ about (something) v. aynı fikirde olmamak
differ about (something) v. (bir konu hakkında) tartışmak
differ about (something) v. (bir konu hakkında) çekişmek
differ about (something) v. (bir konu hakkında) münakaşa etmek
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) hemfikir olmamak
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) ters düşmek
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) anlaşamamak
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) aynı fikirde olmamak
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konu hakkında) tartışmak
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) çekişmek
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) hemfikir olmamak
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) ters düşmek
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) anlaşamamak
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) aynı fikirde olmamak
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konu hakkında) tartışmak
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) çekişmek
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek
differ about (something) v. (bir konuda) ayrılmak
differ about (something) v. (bir konuda) ayrı fikirlere sahip olmak
differ about (something) v. (bir konuda) ayrı düşüncelerde olmak
differ about (something) v. (bir konuda) fikir çatışmasına girmek
differ on (something) v. (bir konuda) hemfikir olmamak
differ on (something) v. (bir konuda) ters düşmek
differ on (something) v. (bir konuda) anlaşamamak
differ on (something) v. (bir konuda) aynı fikirde olmamak
differ on (something) v. (bir konuda) ayrılmak
differ on (something) v. (bir konuda) ayrı fikirlere sahip olmak
differ on (something) v. (bir konuda) ayrı düşüncelerde olmak
differ on (something) v. (bir konuda) tartışmak
differ on (something) v. (bir konu hakkında) çekişmek
differ on (something) v. (bir konu hakkında) münakaşa etmek
differ on (something) v. (bir konuda) fikir çatışmasına girmek
differ from something v. bir şeyden farklı olmak
differ about v. (bir konuda) ayrılmak
differ about v. (bir konuda) ayrı fikirlere sahip olmak
differ about v. (bir konuda) ayrı düşüncelerde olmak
differ about v. (bir konuda) fikir çatışmasına girmek
differ about v. (bir konuda) fikir çatışmasına girmek
differ about v. hakkında tartışmak
differ about v. hakkında anlaşamamak
differ about v. hakkında ters düşmek
differ about v. hakkında hemfikir olmamak
differ from (someone or something) v. (birine/bir şeye) benzememek
differ from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) başka olmak
differ in (something) v. (bir şeyde) farklı olmak
differ in (something) v. (bir yönden) farklı olmak/farklılık göstermek
Phrases
beg to differ expr. buna katılamayacağım
Proverb
tastes differ zevkler farklıdır
tastes differ zevkler farklı olur
tastes differ zevkler kişiden kişiye değişir
tastes differ zevkler ve renkler tartışılmaz
Colloquial
I beg to differ expr. maalesef aynı görüşte/fikirde değilim
I beg to differ expr. ben öyle düşünmüyorum
Idioms
agree to differ v. aynı görüşte olmamayı kabullenip geçmek
agree to differ v. aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak
agree to differ v. aynı görüşte olmamayı kabullenip tartışmayı bitirmek
beg to differ with somebody v. aynı fikirde olmamak
beg to differ with somebody v. aynı görüşte olmamak
Formal
beg to differ n. izninizle bu düşüncede değilim
beg to differ v. aynı düşüncede olmamak
beg to differ v. aynı fikirde olmamak
Speaking
they differ in kind expr. çeşitleri ayrı
that's a differ matter expr. o başka sorun
I beg to differ expr. maalesef aynı görüşte değilim
Technical
differ from v. farklı olmak