Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | cultural richness n. | kültürel zenginlik | ||
The peoples of Europe are united there in all their cultural richness and live peacefully together. Avrupa halkları tüm kültürel zenginlikleriyle orada birleşmiş ve barış içinde bir arada yaşamaktadır. More Sentences |
||||
General | cultural richness n. | kültür zenginliği | ||
General | cultural richness n. | kültürel birikim |