| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | cosmetic adj. | yüzeysel | ||
|
Her cosmetic changes to the website were purely superficial and did not address the underlying issues. Web sitesinde yaptığı değişiklikler tamamen yüzeyseldi ve esas sorunları ele almıyordu. More Sentences |
||||
| General | cosmetic adj. | estetik | ||
|
Your rich cosmetic dentist is not going to like the sugar in these. Senin zengin estetik dişçin bunların içindeki şekerden pek haz etmeyecek. More Sentences |
||||
| General | cosmetic adj. | kozmetik | ||
|
It is essential for a minimum age to be set for cosmetic breast operations. Kozmetik meme operasyonları için asgari bir yaş belirlenmesi elzemdir. More Sentences |
||||
| General | cosmetic adj. | dekoratif | ||
|
We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details. Zamanımızı ufak tefek dekoratif ayrıntılar için endişelenerek harcamak yerine web sitemiz için içerik oluşturmaya harcamalıyız. More Sentences |
||||
| General | cosmetic adj. | kozmetik amaçlı | ||
|
She always carries a small cosmetic bag with her to touch up her makeup throughout the day. Gün boyunca makyajını tazeleyebilmek için yanında her zaman küçük bir kozmetik çantası taşıyor. More Sentences |
||||
| Medical | ||||
| Medical | cosmetic adj. | kozmetik | ||
|
It is essential for a minimum age to be set for cosmetic breast operations. Kozmetik meme operasyonları için asgari bir yaş belirlenmesi elzemdir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | cosmetic n. | makyaj malzemesi | ||
| General | cosmetic n. | bakım ürünü | ||
| General | cosmetic n. | yüzeysel olarak etkileyici özellikler | ||
| General | cosmetic adj. | plastik | ||
| General | cosmetic adj. | güzellik | ||
| General | cosmetic adj. | güzellikle ilgili | ||
| General | cosmetic adj. | süslü | ||
| General | cosmetic adj. | bakım ve güzelliğe yönelik | ||
| Archaic | ||||
| Archaic | cosmetic n. | vücudu güzelleştirme | ||
