| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | conceal v. | gizlemek | ||
|
They drag us down into detail and thus conceal the real political choices. Bizi ayrıntılara sürüklüyorlar ve böylece gerçek siyasi tercihleri gizliyorlar. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | conceal v. | gizlemek | ||
|
Nor will I conceal that I was looking for, perhaps, some ideas. Belki de bazı fikirler aradığımı da gizlemeyeceğim. More Sentences |
||||
| General | conceal v. | saklamak | ||
|
If you conceal this, it'll just eat you up from inside. Eğer bunu saklarsan bu seni içten içe yiyip bitirecek. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Law | conceal v. | gizlemek | ||
|
Is it to conceal this contradiction that the two documents are not the subjects of a joint debate? İki belgenin ortak bir tartışma konusu olmaması bu çelişkiyi gizlemek için mi? More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | conceal v. | gizlemek | ||
|
Does not this 'Maastricht of pensions' conceal a desire to reduce the public commitment where pensions are concerned? Bu 'emeklilik Maastricht'i', emekli maaşları söz konusu olduğunda kamu taahhüdünü azaltma arzusunu gizlemiyor mu? More Sentences |
||||
| Technical | conceal v. | saklamak | ||
|
I never concealed anything from you. Senden hiçbir şey saklamadım. More Sentences |
||||
| Textile | ||||
| Textile | conceal v. | gizlemek | ||
|
In this respect, I do not feel that it is very wise to conceal the problems. Bu bağlamda, sorunları gizlemenin çok akıllıca olduğunu düşünmüyorum. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | conceal v. | gizli tutmak | ||
| General | conceal v. | örtbas etmek | ||
| General | conceal v. | perdelemek | ||
| General | conceal v. | idare etmek | ||
| General | conceal v. | örtmek | ||
| General | conceal v. | kapamak | ||
| General | conceal v. | ketmetmek | ||
| Law | ||||
| Law | conceal v. | sükut etmek | ||
| Technical | ||||
| Technical | conceal v. | örtmek | ||
| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | conceal (someone or something) from (someone or something) v. | (birini ya da bir şeyi birinden ya da bir şeyden) gizlemek | ||
|
We cannot conceal from consumers the fact that genetically-modified organisms are everywhere. Genetiği değiştirilmiş organizmaların her yerde olduğu gerçeğini tüketicilerden gizleyemeyiz. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | conceal one's pain from v. | acısını gizlemek | ||
| General | conceal one's identity v. | kimliğini gizlemek | ||
| General | conceal one's distress v. | üzüntüsünü gizlemek | ||
| General | conceal one's intention v. | niyetini gizlemek | ||
| General | conceal someone's errors v. | birisinin hatalarını gizlemek | ||
| General | conceal someone's mistakes v. | birisinin hatalarını gizlemek | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | conceal (someone or something) from (someone or something) v. | (birini ya da bir şeyi birinden ya da bir şeyden) saklamak | ||
| Phrasals | conceal from v. | -den saklamak | ||
| Phrasals | conceal from v. | '-den gizlemek | ||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | conceal its property v. | mallarını saklamak | ||
