|
Categoría |
Inglés |
Turco |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
break into v.
|
zorla girmek |
|
Tom broke into a research laboratory.
Tom bir araştırma laboratuvarına zorla girdi.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
break into pieces v.
|
parçalanmak |
|
The tile which fell from the roof broke into pieces.
Çatıdan düşen kiremit parçalandı.
More Sentences
|
3 |
General |
break into v.
|
(hırsızlık amacıyla) girmek |
|
The expectation is that they will break into the Ministry of Economy tonight, and presumably do exactly the same thing.
Beklenti, bu gece Ekonomi Bakanlığı'na girecekleri ve muhtemelen aynı şeyi yapacakları yönünde.
More Sentences
|
4 |
General |
break into v.
|
zorla girmek |
|
Our house was broken into last week, but it seems nothing was taken.
Geçen hafta evimize zorla girildi ama görünüşe göre hiçbir şey alınmamış.
More Sentences
|
5 |
General |
break into v.
|
tecavüz etmek |
|
Sami broke into Layla's house and raped her.
Sami, Layla'nın evine girip ona tecavüz etmiş.
More Sentences
|
6 |
General |
break into tears v.
|
gözyaşlarına boğulmak |
|
She broke into tears.
O gözyaşlarına boğuldu.
More Sentences
|
Phrasals |
|
7 |
Phrasals |
break into v.
|
bölmek |
|
The expensive china broke into a thousand pieces.
Pahalı porselen bin parçaya bölündü.
More Sentences
|
8 |
Phrasals |
break into v.
|
(kahkahalara) boğulmak |
|
They broke into laughter.
Kahkahalara boğuldular.
More Sentences
|
Idioms |
|
9 |
Idioms |
break into tears v.
|
gözyaşlarına boğulmak |
|
The girl broke into tears.
Kız gözyaşlarına boğuldu.
More Sentences
|
10 |
Idioms |
break into v.
|
zorla girmek |
|
He broke into a house.
Bir eve zorla girmiş.
More Sentences
|
General |
|
11 |
General |
break into small pieces v.
|
ufalamak |
|
12 |
General |
break into parts v.
|
parçalarına ayırmak |
|
13 |
General |
break into v.
|
zorla içeri girmek |
|
14 |
General |
break into splinters v.
|
parçalarına ayırmak |
|
15 |
General |
break into v.
|
dalmak |
|
|
16 |
General |
break out into a sweat v.
|
ter basmak |
|
17 |
General |
break into v.
|
basmak |
|
18 |
General |
break into pieces v.
|
parçalarına ayırmak |
|
19 |
General |
break into v.
|
hırsızlık amacıyla bir yere girmek |
|
20 |
General |
break into pieces v.
|
parçalara ayırmak |
|
21 |
General |
break into v.
|
ayırmak |
|
22 |
General |
break into fragments v.
|
parçalarına ayırmak |
|
23 |
General |
break into pieces v.
|
parçalamak |
|
24 |
General |
break into v.
|
girmek |
|
25 |
General |
break down into v.
|
ayırmak |
|
26 |
General |
break into v.
|
birden bir şeye başlamak |
|
27 |
General |
break into v.
|
konuşmayı kesmek |
|
28 |
General |
break into the market v.
|
piyasaya girmek |
|
29 |
General |
break into market v.
|
piyasaya açılmak |
|
30 |
General |
break into a conversation v.
|
tartışmada araya girmek |
|
31 |
General |
break into a conversation v.
|
tartışmayı bölmek |
|
32 |
General |
break into a conversation v.
|
sözü kesmek |
|
33 |
General |
break into a conversation v.
|
söze karışmak |
|
34 |
General |
break into tears v.
|
ağlamaya başlamak |
|
35 |
General |
break up into small pieces v.
|
küçük parçalara ayırmak/ayrılmak |
|
|
36 |
General |
break up into small pieces v.
|
tuzla buz olmak |
|
Phrasals |
|
37 |
Phrasals |
break (up) (into something) v.
|
(bir şeylere) ayrılmak |
|
38 |
Phrasals |
break (up) (into something) v.
|
kırılıp (bir şeylere) ayrılmak |
|
39 |
Phrasals |
break (up) (into something) v.
|
küçük parçalara ayrılmak |
|
40 |
Phrasals |
break (up) (into something) v.
|
tuzla buz olmak |
|
41 |
Phrasals |
break into v.
|
zorla/gizlice (sisteme) girmek |
|
42 |
Phrasals |
break into v.
|
(bir sektöre) girmek |
|
43 |
Phrasals |
break into v.
|
(bir sektörde/meslekte) kariyer yapmak |
|
44 |
Phrasals |
break into v.
|
aniden (şarkıya |
|
45 |
Phrasals |
break into v.
|
konuşmaya) girmek/giriş yapmak |
|
46 |
Phrasals |
break into v.
|
aniden (konuşmaya |
|
47 |
Phrasals |
break into v.
|
şarkı söylemeye |
|
48 |
Phrasals |
break into v.
|
ağlamaya) başlamak |
|
49 |
Phrasals |
break into v.
|
bir anda (konuşmaya |
|
50 |
Phrasals |
break into v.
|
şarkı söylemeye |
|
51 |
Phrasals |
break into v.
|
ağlamaya) başlamak |
|
52 |
Phrasals |
break into v.
|
bir anda (göz yaşlarına |
|
53 |
Phrasals |
break into something v.
|
aniden (şarkıya, konuşmaya) girmek/giriş yapmak |
|
54 |
Phrasals |
break into something v.
|
aniden (konuşmaya, şarkı söylemeye, ağlamaya, gülmeye) başlamak |
|
55 |
Phrasals |
break into something v.
|
bir anda (konuşmaya, şarkı söylemeye, ağlamaya, başlamak) başlamak |
|
56 |
Phrasals |
break into something v.
|
bir anda (göz yaşlarına, kahkahalara) boğulmak |
|
57 |
Phrasals |
break something up (into something) v.
|
bir şeyi (küçük parçalara) ayırmak/bölmek |
|
58 |
Phrasals |
break something up (into something) v.
|
bir şeyi (küçük parçalar halinde) kırmak |
|
59 |
Phrasals |
break something up (into something) v.
|
bir şeyi kırıp (küçük para) bölmek |
|
60 |
Phrasals |
break (out into) v.
|
şarkı patlatmak |
|
61 |
Phrasals |
break (out into) v.
|
hızlanmak |
|
62 |
Phrasals |
break into v.
|
bir anda hızlanmak |
|
63 |
Phrasals |
break into v.
|
yedek kaynakları tüketmek |
|
64 |
Phrasals |
break into v.
|
ilk kodu kırmak |
|
65 |
Phrasals |
break into v.
|
şifreyi kırmak |
|
66 |
Phrasals |
break into v.
|
açmak |
|
67 |
Phrasals |
break into v.
|
kullanmaya başlamak |
|
Phrases |
|
68 |
Phrases |
break into a run expr.
|
koşmaya başlamak |
|
Idioms |
|
69 |
Idioms |
break into a smile v.
|
kendini tutamayıp gülmek/gülümsemek |
|
70 |
Idioms |
break into tears v.
|
ağlamaya başlamak |
|
71 |
Idioms |
break out into tears v.
|
ağlamaya başlamak |
|
72 |
Idioms |
break into v.
|
ansızın gülmeye başlamak |
|
73 |
Idioms |
break into a gallop v.
|
dört nala koşmak |
|
74 |
Idioms |
break into a gallop v.
|
dört nala koşmaya başlamak |
|
75 |
Idioms |
break out into tears v.
|
gözyaşlarına boğulmak |
|
|
76 |
Idioms |
break into tears v.
|
göz yaşlarına boğulmak |
|
77 |
Idioms |
break into v.
|
haneye tecavüz etmek |
|
78 |
Idioms |
break into tears v.
|
göz yaşları sel olmak |
|
79 |
Idioms |
break into v.
|
kapıyı kırarak girmek |
|
80 |
Idioms |
break into v.
|
kıkırdamaya başlamak |
|
81 |
Idioms |
break something into small pieces v.
|
paramparça etmek |
|
82 |
Idioms |
break something into small pieces v.
|
tuzla buz etmek |
|
83 |
Idioms |
break into v.
|
zorla yol açmak |
|
84 |
Idioms |
break out into tears v.
|
birden ağlamaya başlamak |
|
85 |
Idioms |
break into small pieces v.
|
parçalanmak |
|
Trade/Economic |
|
86 |
Trade/Economic |
break into market v.
|
pazara girmek |
|