borçlu olmak - Turco Inglés Diccionario

borçlu olmak

Significados de "borçlu olmak" en diccionario inglés turco : 12 resultado(s)

Turco Inglés
General
borçlu olmak owe v.
We owe it to the future members not to delay accession for any longer than is absolutely necessary.
Gelecekteki üyelere, katılımı kesinlikle gerekli olandan daha fazla geciktirmemeyi borçluyuz.

More Sentences
borçlu olmak owe to v.
That is something we owe to Afghanistan and to those people who are now taking the courageous step of returning.
Bu, Afganistan'a ve şu anda geri dönmek için cesur bir adım atan insanlara borçlu olduğumuz bir şeydir.

More Sentences
borçlu olmak be indebted v.
George Soros wants Europe to be indebted to him and Jean-Claude Juncker assists him.
George Soros, Avrupa'nın kendisine borçlu olmasını istiyor ve Jean-Claude Juncker ona yardım ediyor.

More Sentences
Trade/Economic
borçlu olmak owe v.
We owe it to the future members not to delay accession for any longer than is absolutely necessary.
Gelecekteki üyelere, katılımı kesinlikle gerekli olandan daha fazla geciktirmemeyi borçluyuz.

More Sentences
Law
borçlu olmak owe v.
We owe it to the future members not to delay accession for any longer than is absolutely necessary.
Gelecekteki üyelere, katılımı kesinlikle gerekli olandan daha fazla geciktirmemeyi borçluyuz.

More Sentences
General
borçlu olmak be in debt v.
borçlu olmak be in the red v.
borçlu olmak remain indebted v.
borçlu olmak encumber v.
borçlu olmak come v.
Idioms
borçlu olmak be in hock v.
Trade/Economic
borçlu olmak be in debt v.

Significados de "borçlu olmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 32 resultado(s)

Turco Inglés
General
gırtlağına kadar borçlu olmak be up to one's eyes in debt v.
bir kimseye borçlu olmak be in someone's debt v.
gırtlağına kadar borçlu olmak be up to one's ears in debt v.
bir şey için birine borçlu olmak have someone to thank for v.
teşekkür borçlu olmak appreciate v.
uçan kuşa borçlu olmak be in debt with (almost) everybody v.
-e borçlu olmak be due to v.
teşekkür borçlu olmak owe one's thanks v.
Phrasals
(bir şeyi birine/bir şeye) borçlu olmak owe (something) to (someone or something) v.
Colloquial
(birine) borçlu olmak be in (one's) debt v.
(birine) teşekkür borçlu olmak be in (one's) debt v.
(bir şey yapmayı birine veya kendine) borçlu olmak owe it to (someone or oneself) to (do something) v.
birine bir miktar borçlu olmak be into somebody for something [us] v.
Idioms
gönülden borçlu olmak mean the world to (someone) v.
başarısını kendine borçlu olmak drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v.
başarısını kendine borçlu olmak pull oneself up by one's bootstraps v.
(miktar para kadar) borçlu olmak be in the hole v.
uçan kuşa borçlu olmak be up to the eyes in debt v.
başarısını kendine borçlu olmak drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v.
(başarıyı, sonucu birine veya bir şeye) borçlu olmak be a credit to (someone or something) v.
(birine) borçlu olmak be in hock (to somebody) v.
başarısını kendine borçlu olmak drag/pull yourself up by your bootstraps v.
(birine) borçlu olmak have (one) to thank v.
(bir şeyi) birine borçlu olmak have somebody to thank (for something) v.
birine borçlu olmak have somebody to thank v.
(birine) teşekkür borçlu olmak owe (one) a debt of gratitude v.
(birinin yaptığı iyilik karşısında) borçlu olmak owe (one) one v.
(birine) teşekkür borçlu olmak owe a debt of gratitude to (someone) v.
(birinin yaptığı iyilik karşısında) borçlu olmak owe someone one v.
Trade/Economic
bir meblağı borçlu olmak owe a sum v.
bankaya borçlu olmak be in the red v.
bankaya borçlu olmak owe money to a bank v.