Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
(one) has to run along
birinin yanında
Historia
Frases
Significados de
"birinin yanında"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Idioms
1
Idioms
birinin yanında
in someone's corner
expr.
Significados de
"birinin yanında"
con otros términos en diccionario inglés turco: 96 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
doktor veya akıl sağlığı uzmanı tarafından birinin sürekli yanında olup ona duygusal destek sağlaması için görevlendirilen resmi lisanslı hayvan
esa (emotional support animal)
n.
2
General
doktor veya akıl sağlığı uzmanı tarafından birinin sürekli yanında olup ona duygusal destek sağlaması için görevlendirilen resmi lisanslı kedi/köpek
emotional support dog/cat
n.
3
General
birinin yanında durmak
remain close to someone
v.
4
General
(birinin) yanında gitmek/gelmek
accompany (one)
v.
5
General
(birinin) yanında tuttuğu
inevitable
adj.
Phrasals
6
Phrasals
(birinin) yanında/yakınında/çevresinde olmak
have someone about
v.
7
Phrasals
birinin yanında durmak
stay by someone
v.
8
Phrasals
birinin yanında oturmak
sit by someone
v.
9
Phrasals
(duygularıyla/hisleriyle) birinin yanında olmak
go out to (someone)
v.
10
Phrasals
birinin/bir grubun yanında kalmak/durmak
run with someone or something
v.
11
Phrasals
birine bir yerde/birinin yanında iş bulmak
place someone with someone or something
v.
12
Phrasals
birini bir şirkette/birinin yanında işe sokmak
place someone with someone or something
v.
13
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında kalmak
stick with (someone or something)
v.
14
Phrasals
zor zamanlarında birinin yanında olmak
sustain someone in something
v.
15
Phrasals
(birinin) yanında bir yerde tutmak
keep in with (someone)
v.
16
Phrasals
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin yanında tutmak
keep someone or something in with someone or something
v.
17
Phrasals
birini/bir şeyi birinin yanında tutmak
keep someone or something by someone
v.
18
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında durmaya devam etmek
keep with (someone or something)
v.
19
Phrasals
(birinin) yanında/yanına bırakmak
keep with (someone)
v.
20
Phrasals
bir şeyi birinin yanına/yanında bırakmak
keep something with someone
v.
21
Phrasals
(birinin) yanında/yanına yatmak
lie with (one)
v.
22
Phrasals
(birinin) yanında/yanına uzanmak
lie with (one)
v.
23
Phrasals
birinin yanında/yanına yatmak
lie with someone
v.
24
Phrasals
birinin yanında/yanına uzanmak
lie with someone
v.
25
Phrasals
(birine birinin) yanında kalacak yer sağlamak
put (someone) up with (one)
v.
26
Phrasals
(birini) bir süreliğine (birinin) yanında kalması için bırakmak
put (someone) up with (one)
v.
27
Phrasals
birine birinin yanında kalacak yer sağlamak
put someone up with someone
v.
28
Phrasals
birini bir süreliğine birinin yanında kalması için bırakmak
put someone up with someone
v.
29
Phrasals
birinin yanında kalmak
abide with someone
v.
30
Phrasals
(birinin/bir hayvanın) yanında/yanına yatmak
lie alongside (of someone or an animal)
v.
31
Phrasals
(birinin/bir hayvanın) yanında/yanına uzanmak
lie alongside (of someone or an animal)
v.
32
Phrasals
birinin/bir şeyin yanında sıraya girmek
line up alongside someone or something
v.
33
Phrasals
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak
line up alongside someone or something
v.
34
Phrasals
birinin/bir şeyin yanında sırada durmak
line up alongside someone or something
v.
35
Phrasals
birinin/bir şeyin yanında sıraya koymak
line up alongside someone or something
v.
36
Phrasals
(birinin/bir hayvanın) yanında/yanına yatmak
lie alongside (of someone or an animal)
v.
37
Phrasals
(birinin/bir hayvanın) yanında/yanına uzanmak
lie alongside (of someone or an animal)
v.
38
Phrasals
birinin/bir şeyin yanında sıraya girmek
line up alongside someone or something
v.
39
Phrasals
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak
line up alongside someone or something
v.
40
Phrasals
birinin/bir şeyin yanında sırada durmak
line up alongside someone or something
v.
41
Phrasals
birinin/bir şeyin yanında sıraya koymak
line up alongside someone or something
v.
42
Phrasals
(birinin) yanında bakıcılık yapmak
babysit with (someone)
v.
43
Phrasals
(birinin) yanında gelmek
come with (someone)
v.
44
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında/yakınında bir araya gelmek
converge upon (someone or something)
v.
45
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında/yakınında bir araya gelmek
converge on (someone or something)
v.
46
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanına/yanında konumlandırmak
flank upon (someone or something)
v.
47
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanına/yanında konumlandırmak
flank on (someone or something)
v.
48
Phrasals
(birinin) yanında olmak
go with (someone)
v.
49
Phrasals
(birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek
hover around (someone or something)
v.
50
Phrasals
(birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek
hover over (someone or something)
v.
51
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında uzanmak
lie alongside (someone or something)
v.
52
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında sönük kalmak
pale beside (someone or something)
v.
53
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında önemsiz kalmak/görünmek
pale beside (someone or something)
v.
54
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında olmak/durmak
remain with (someone or something)
v.
55
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında kalmak
remain with (someone or something)
v.
56
Phrasals
(birinin) yanında kalmak
shack up (with someone)
v.
57
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında/tarafında yer almak
side with (someone or something)
v.
58
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında durmak/kalmak
stay by (someone or something)
v.
59
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanında olmak
stay by (someone or something)
v.
Phrases
60
Phrases
(birinin) yanında
in addition to (someone)
expr.
61
Phrases
birinin/bir şeyin yanında
along with someone or something
expr.
62
Phrases
birinin/bir şeyin yanında
alongside (of) someone or something
expr.
63
Phrases
birinin/bir şeyin yanında
along with someone or something
expr.
64
Phrases
birinin/bir şeyin yanında
alongside (of) someone or something
expr.
Colloquial
65
Colloquial
(birinin) yanında bir şey olmak
have (something) on (one)
v.
66
Colloquial
(birinin) yanında kalan
shacked up
adj.
67
Colloquial
(birinin/bir şeyin) yanında
as well (as somebody/something)
expr.
68
Colloquial
birinin/bir şeyin yanında
as well as someone or something
expr.
Idioms
69
Idioms
(birinin) çevresinde/yanında olmak
be around
v.
70
Idioms
(birinin) yanında olmak
be on (one's) side
v.
71
Idioms
(birinin) yanında olmak
be on somebody’s ˈside
v.
72
Idioms
(birinin) yanında/arkasında olmak
be there for (one)
v.
73
Idioms
(birinin) yanında/arkasında olmak
be there for someone
v.
74
Idioms
(birinin) yanında/arkasında olmak
be there for someone
v.
75
Idioms
(birinin) yanında/arkasında olmak
be there for somebody
v.
76
Idioms
birinin yanında olmak
take someone's side
v.
77
Idioms
birinin yanında olmak
take someone's part
v.
78
Idioms
birinin yanında sönük kalmak
pale beside someone
v.
79
Idioms
birinin yanında durmak
be at someone’s side
v.
80
Idioms
birinin yanında durmak
be by someone’s side
v.
81
Idioms
(birinin) sürekli yanında kalmak
not leave (one's) side
v.
82
Idioms
birinin sürekli yanında kalmak
not leave somebody’s side
v.
83
Idioms
tecrübeli birinin yanında çalışarak/tecrübeli birini izleyerek işi öğrenmek
sit next to nellie [old-fashioned]
v.
84
Idioms
tecrübeli birinin yanında işle ilgili deneyim kazanmak
sit next to nellie [old-fashioned]
v.
85
Idioms
(birinin/bir şeyin) yanında sönük kalmak
pale next to (someone or something)
v.
86
Idioms
(birinin/bir şeyin) yanında pek etkili görünmemek
pale next to (someone or something)
v.
87
Idioms
(birinin/bir şeyin) yanında zayıf kalmak
pale next to (someone or something)
v.
88
Idioms
(birinin/bir şeyin) yanında eksik kalmak
pale next to (someone or something)
v.
89
Idioms
(birinin/bir şeyin) yanında yetersiz kalmak
pale next to (someone or something)
v.
90
Idioms
(birinin) yanında
in (one's) corner
expr.
91
Idioms
(birinin) yanında
at (one's) knee
expr.
92
Idioms
yaşça büyük/tecrübeli/bilgili birinin yanında
at (one's) knee
expr.
93
Idioms
birinin hemen yanında
at someone's elbow
expr.
94
Idioms
(birinin/bir şeyin) yanında
by/in comparison (with somebody/something)
expr.
Slang
95
Slang
(birinin/bir şeyin) yanında durmak
butt (up) against (someone or something)
v.
96
Slang
(birinin/bir şeyin) yanında konumlanmak
butt (up) against (someone or something)
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of birinin yanında
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy