berbat!

Significados de "berbat!" en diccionario inglés turco : 8 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Slang
1	Slang	berbat!	sucks interj.
Jimmy, turns out this kid sucks. Jimmy, bu çocuğun berbat olduğu ortaya çıktı. More Sentences
2	Slang	berbat!	that sucks! expr.
That sucks. O berbat. More Sentences
Colloquial
3	Colloquial	berbat!	yikes interj.
4	Colloquial	berbat!	yipe [us] interj.
5	Colloquial	berbat!	so gross! expr.
Slang
6	Slang	berbat!	it sucks! expr.
7	Slang	berbat!	barf out! exclam.
British Slang
8	British Slang	berbat!	that’s total pants! expr.

Significados de "berbat!" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	berbat etmek	spoil v.
You've spoiled everything. Her şeyi berbat ettin. More Sentences
2	Common Usage	berbat	awful adj.
It is rather like those awful restaurants where they put cream or parsley on everything and in the end ruin every dish. Her şeyin üzerine krema veya maydanoz koyan ve sonunda her yemeği mahveden o berbat restoranlar gibi. More Sentences
3	Common Usage	berbat	terrible adj.
Is my French accent that terrible? Fransız aksanım bu kadar berbat mı? More Sentences
4	Common Usage	berbat	horrible adj.
It's a horrible idea, and my dad said not to. Bu berbat bir fikir ve babam yapmamamı söyledi. More Sentences
5	Common Usage	berbat	bad adj.
We cannot therefore make use of naming and shaming and worst practices. Bu nedenle bizler isim takma, utandırma ve bu gibi berbat uygulamalardan yararlanamayız. More Sentences
General
6	General	berbat yapım	stinker n.
The movie received scathing reviews and was considered a real stinker. Film kötü eleştiriler alarak berbat bir yapım olarak değerlendirildi. More Sentences
7	General	berbat etmek	screw up v.
Tom screwed up big-time. Tom büyük işi berbat etti. More Sentences
8	General	berbat olmak	be spoilt v.
What with the wind and the rain, our walk was spoiled. Rüzgar ve yağmur yüzünden yürüyüşümüz berbat oldu. More Sentences
9	General	berbat olmak	stink v.
That movie stinks! O film berbat! More Sentences
10	General	berbat etmek	mess things up v.
Many African countries mess things up themselves. Birçok Afrika ülkesi işleri kendileri berbat ediyor. More Sentences
11	General	işi berbat etmek	mess up v.
I don't want to mess up now. Artık işi berbat etmek istemiyorum. More Sentences
12	General	berbat etmek	botch v.
She botched the job. O işi berbat etti. More Sentences
13	General	berbat etmek	mess up v.
They messed up. Her şeyi berbat ettiler. More Sentences
14	General	berbat etmek	ruin v.
You always ruin everything. İşleri hep berbat ediyorsun. More Sentences
15	General	berbat kokmak	stink v.
You really stink. Gerçekten berbat kokuyorsun. More Sentences
16	General	berbat görünmek	look terrible v.
Tom looks terrible. Tom berbat görünüyor. More Sentences
17	General	berbat görünmek	look awful v.
Tom said I looked awful. Tom berbat göründüğümü söyledi. More Sentences
18	General	berbat etmek	spoil v.
I don't want to spoil everything. Her şeyi berbat etmek istemiyorum. More Sentences
19	General	berbat etmek	mess v.
There is no real matter of importance here, but it is important that we do not make a mess of it. Burada gerçekten önemli bir mesele yok, ancak bunu berbat etmememiz önemli. More Sentences
20	General	berbat olmak	stink v.
I think my job stinks. Bence işim berbat. More Sentences
21	General	berbat	vile adj.
The odor in that room was vile. O odadaki koku berbattı. More Sentences
22	General	berbat	stinking adj.
The stinking weather ruined our plans for a day at the beach. Berbat hava durumu sahilde bir gün geçirme planlarımızı mahvetti. More Sentences
23	General	berbat	frightful adj.
Her cooking skills were frightful. Kadının aşçılık becerileri berbattı. More Sentences
24	General	berbat	abysmal adj.
I merely want to point out that this abysmal state of affairs is not just a weakness in the market. Ben sadece bu berbat durumun sadece piyasadaki bir zayıflıktan kaynaklanmadığını belirtmek istiyorum. More Sentences
25	General	berbat	hellish adj.
The hellish conditions in the factory made it difficult for workers to do their job. Fabrikanın berbat koşulları işçilerin çalışmasını zorlaştırıyordu. More Sentences
26	General	berbat	dreadful adj.
This morning the weather is dreadful. Bu sabah hava berbat. More Sentences
27	General	berbat	miserable adj.
No one expected a miserable performance from such an experienced actor. Kimse böylesine deneyimli bir oyuncudan böylesi berbat bir performans beklemiyordu. More Sentences
28	General	berbat	abominable adj.
All the health indicators show that health has been abominable for the last 23 years and there is a lack of education. Tüm sağlık göstergeleri, sağlığın son 23 yıldır berbat durumda olduğunu ve eğitim eksikliği olduğunu göstermektedir. More Sentences
29	General	berbat	unsavory adj.
Tom's comments were unsavory. Tom'un yorumları berbattı. More Sentences
30	General	berbat	crappy adj.
The restaurant received negative reviews due to its crappy service. Restoran, berbat servisi nedeniyle olumsuz eleştiriler aldı. More Sentences
31	General	berbat olmuş	ruined adj.
If you get sick, it'll ruin your vacation. Hastalanırsan tatilin berbat olur. More Sentences
32	General	berbat	horrible adj.
This tastes horrible. Bunun tadı berbat. More Sentences
33	General	berbat	rotten adj.
Tom had a rotten summer. Tom berbat bir yaz geçirdi. More Sentences
34	General	berbat	terrible adj.
Sometimes food would be nice, and other times terrible. Yemek bazen harika olurken bazen de berbat olurdu. More Sentences
35	General	berbat	icky adj.
It's rainy and icky here in Boston. Burada Boston'da hava yağmurlu ve berbat. More Sentences
36	General	berbat	lousy adj.
Tom is a lousy kisser. Tom berbat öpüşüyor. More Sentences
37	General	berbat	nasty adj.
Tom can't seem to get rid of his nasty cold. Görünüşe bakılırsa Tom berbat nezlesinden kurtulamıyor. More Sentences
38	General	berbat	poor adj.
It was a poor concert. Berbat bir konserdi. More Sentences
39	General	berbat	bad adj.
We cannot therefore make use of naming and shaming and worst practices. Bu nedenle adlandırma, ayıplama gibi berbat yöntemlere başvuramayız. More Sentences
40	General	berbat	badly adv.
Mary was embarrassed by her badly cooked dinner. Mary berbat şekilde pişirdiği akşam yemeğinden utandı. More Sentences
41	General	berbat bir şekilde	badly adv.
The badly burnt pilot was still in the cockpit. Berbat bir şekilde yanmış pilot hâlâ pilot kabinindeydi. More Sentences
Colloquial
42	Colloquial	berbat bir fikir	a terrible idea n.
I think this is a terrible idea. Bence bu berbat bir fikir. More Sentences
43	Colloquial	berbat bir koca	a terrible husband n.
Tom was a terrible husband. Tom berbat bir kocaydı. More Sentences
44	Colloquial	berbat etmek	fuck up v.
He fucked up. Berbat etti. More Sentences
45	Colloquial	berbat etmek	spoil v.
You spoiled everything. Her şeyi berbat ettin. More Sentences
46	Colloquial	berbat etmek	mess up v.
I realize I messed up. Her şeyi berbat ettiğimi fark ettim. More Sentences
47	Colloquial	berbat etmek	blow v.
We just blew it. Berbat ettik. More Sentences
48	Colloquial	berbat etmek	screw up v.
I screwed up, and I know it. Her şeyi berbat ettim ve bunu biliyorum. More Sentences
49	Colloquial	berbat etmek	botch v.
Tom hopes he didn't botch the job. Tom işi berbat etmediğini umuyor. More Sentences
50	Colloquial	berbat	dreadful adj.
What a dreadful color! Ne berbat bir renk. More Sentences
51	Colloquial	berbat	yucky adj.
Do you feel yucky every morning? Her sabah berbat hissediyor musun? More Sentences
52	Colloquial	berbat durumda	messed up adj.
I've really messed up. Gerçekten berbat durumdayım. More Sentences
Idioms
53	Idioms	berbat etmek	spoil v.
I don't want to spoil the ending for you. Senin için sonunu berbat etmek istemiyorum. More Sentences
54	Idioms	berbat etmek	ruin v.
Tom will ruin his clothing. Tom elbiselerini berbat edecek. More Sentences
55	Idioms	berbat etmek	mess up v.
Even if you mess up, don't give up. Berbat etsen bile, pes etme. More Sentences
56	Idioms	berbat etmek	botch v.
Tom made a botch of things. Tom işleri berbat etti. More Sentences
Speaking
57	Speaking	berbat görünüyorsun	you look terrible expr.
You look terrible. Berbat görünüyorsun. More Sentences
58	Speaking	berbat	it sucks expr.
It sucks to be you. Senin yerinde olmak berbat. More Sentences
Slang
59	Slang	berbat etmek	mess up v.
Tom just messed up. Tom her şeyi berbat etti. More Sentences
60	Slang	berbat etmek	botch v.
She botched the job. İşi berbat etti. More Sentences
61	Slang	berbat etmek	fuck v.
I often fuck things up. Sık sık işleri berbat ederim. More Sentences
Common Usage
62	Common Usage	berbat etmek	vitiate v.
63	Common Usage	berbat	gross adj.
General
64	General	berbat etme	bungle n.
65	General	berbat (bir işi)	botch n.
66	General	(bir işin) gelebileceği en berbat durum	low point (to be in something) n.
67	General	(bir işin) gelebileceği en berbat nokta	low point (to be in something) n.
68	General	berbat/korkunç gürültü	terrible noise n.
69	General	berbat eden	spoiler n.
70	General	(yağmurlu/puslu) berbat hava	soggy day n.
71	General	berbat kimse	terrible n.
72	General	berbat şey	terrible n.
73	General	berbat olma	ugsomeness [scottish] n.
74	General	her şeyi berbat eden sürpriz olay	joker n.
75	General	berbat olmuş şey	mess-up n.
76	General	berbat kimse	horrible n.
77	General	berbat tip	humgruffin n.
78	General	berbat etme	muck-up n.
79	General	berbat bir zaman	an awful time n.
80	General	berbat edilmiş şey	butchery n.
81	General	tadın yenemeyecek kadar berbat olması	disgustingness n.
82	General	berbat gün	doomsday n.
83	General	berbat kokan gıda	puke n.
84	General	berbat kokulu olma	stinkiness n.
85	General	berbat etmek	wreck v.
86	General	berbat olmak	go bad v.
87	General	işleri berbat etmek	mess up v.
88	General	berbat etmek	cloud v.
89	General	berbat etmek	bring to ruin v.
90	General	berbat etmek	vitiate v.
91	General	berbat etmek	make a mess of v.
92	General	berbat etmek	bungle v.
93	General	berbat etmek	fluff v.
94	General	berbat etmek	botch up v.
95	General	berbat olmak	be ruined v.
96	General	berbat etmek	make nonsense of v.
97	General	berbat etmek	crab v.
98	General	berbat etmek	butcher v.
99	General	berbat etmek	play the deuce with v.
100	General	berbat etmek	ball up v.
101	General	berbat olmak	go to pot v.
102	General	berbat etmek	cast a cloud on something v.
103	General	berbat etmek	upset v.
104	General	berbat etmek	bang up v.
105	General	berbat etmek	bodge v.
106	General	bir çuval inciri berbat etmek	upset the applecart v.
107	General	berbat etmek	murder v.
108	General	berbat kokmak	smell bad v.
109	General	berbat görünmek	look a fright v.
110	General	berbat kabuslar görmek	have terrible nightmares v.
111	General	berbat bir hal almak	turn into a mess v.
112	General	berbat bir hal almak	be a mess v.
113	General	berbat bir hal almak	become a mess v.
114	General	berbat etmek	mangle v.
115	General	(kağıt ) kötü yazıyla berbat etmek	blot [obsolete] v.
116	General	(bir işi) berbat etmek	blunder v.
117	General	berbat etmek	blunk [dialect] [scotland] v.
118	General	berbat etmek	bolix (up) v.
119	General	berbat etmek	mess (up) v.
120	General	berbat şekilde uyarlamak	misadapt v.
121	General	(yemeği pişirirken) berbat etmek	miscook v.
122	General	berbat etmek	louse (up) v.
123	General	berbat etmek	mucker v.
124	General	berbat etmek	mull v.
125	General	berbat etmek	mullock [dialect] v.
126	General	(bir şeyi) berbat etmek	butcher v.
127	General	(berbat, pis) kokmak	odourize v.
128	General	(berbat, pis) kokmak	odourise v.
129	General	berbat etmek	curdle v.
130	General	berbat olmak	curdle v.
131	General	berbat etmek	fault v.
132	General	berbat etmek	cooper v.
133	General	daha çok berbat etmek	outfumble v.
134	General	berbat etmek	founder v.
135	General	berbat	spoilt adj.
136	General	berbat	shocking adj.
137	General	berbat	chronic adj.
138	General	berbat	wretched adj.
139	General	berbat	atrocious adj.
140	General	berbat	helluva adj.
141	General	berbat	destroyed adj.
142	General	berbat	appalling adj.
143	General	berbat	ropy adj.
144	General	berbat	ungodly adj.
145	General	berbat	ghastly adj.
146	General	berbat bir halde olan	wretched adj.
147	General	berbat	devilish adj.
148	General	berbat	flagitious adj.
149	General	berbat	horrid adj.
150	General	berbat	unsavoury adj.
151	General	berbat	infernal adj.
152	General	berbat	bum adj.
153	General	berbat	screwed adj.
154	General	berbat	sticky adj.
155	General	berbat	accursed adj.
156	General	berbat	violent adj.
157	General	berbat	dread adj.
158	General	berbat	sorry adj.
159	General	berbat (bir durum)	abject adj.
160	General	berbat	dashed adj.
161	General	berbat	accurst adj.
162	General	berbat	execrable adj.
163	General	berbat	indifferent adj.
164	General	berbat	disgusting adj.
165	General	berbat	vicious adj.
166	General	berbat	deuced adj.
167	General	berbat	fierce adj.
168	General	berbat	egregious adj.
169	General	berbat	grotty adj.
170	General	berbat	hell of adj.
171	General	berbat	villainous adj.
172	General	berbat	infamous adj.
173	General	berbat	sickening adj.
174	General	berbat	hideous adj.
175	General	berbat	diabolical adj.
176	General	berbat	dire adj.
177	General	berbat	unsightly adj.
178	General	berbat	wretch adj.
179	General	berbat kokan	malodorous adj.
180	General	berbat kokan	fetid adj.
181	General	berbat kokan	noisome adj.
182	General	berbat kokan	smelly adj.
183	General	berbat kokan	stinking adj.
184	General	berbat kokan	evil-smelling adj.
185	General	berbat kokan	foul adj.
186	General	berbat kokan	putrid adj.
187	General	berbat kokan	foul-smelling adj.
188	General	berbat kokan	foetid adj.
189	General	berbat görünümlü	awful-looking adj.
190	General	berbat olmuş	corrupted adj.
191	General	berbat	cruddy adj.
192	General	berbat	cheesy adj.
193	General	berbat	scabby adj.
194	General	berbat	nefandous adj.
195	General	berbat zamanlar	terrible times adj.
196	General	berbat, iğrenç	abhominable adj.
197	General	berbat	terrific adj.
198	General	berbat	ugsome adj.
199	General	berbat bir halde olan	elenge adj.
200	General	berbat bir halde olan	ellenge [obsolete] adj.
201	General	berbat	gosh–awful adj.
202	General	berbat	execrable adj.
203	General	berbat	excruciating adj.
204	General	berbat	wack adj.
205	General	berbat	helly [obsolete] adj.
206	General	kulağa berbat gelen	horrisonous adj.
207	General	berbat sesli	horrisonous adj.
208	General	berbat	renk [uk] adj.
209	General	berbat	retropulsive adj.
210	General	berbat	obscene adj.
211	General	berbat	gnarly adj.
212	General	berbat	darn adj.
213	General	berbat	durn adj.
214	General	berbat	darnation adj.
215	General	berbat	deplorable adj.
216	General	berbat	deplorate adj.
217	General	berbat	inexecrable adj.
218	General	berbat kokulu	infragrant adj.
219	General	berbat	fendliche adj.
220	General	berbat	poxy adj.
221	General	berbat	satanic adj.
222	General	berbat	scrimy adj.
223	General	berbat	sightless [obsolete] adj.
224	General	(tat) berbat	foul-tasting adj.
225	General	berbat	superbad adj.
226	General	berbat bir şekilde	accursedly adv.
227	General	berbat bir şekilde	dismally adv.
228	General	berbat bir şekilde	dashed adv.
229	General	berbat bir şekilde	appallingly adv.
230	General	berbat bir halde	abysmally adv.
231	General	berbat bir şekilde	terribily adv.
232	General	berbat bir şekilde	deucedly adv.
233	General	berbat bir şekilde	flagitiously adv.
234	General	berbat bir şekilde	stickily adv.
235	General	berbat bir şekilde	egregiously adv.
236	General	berbat bir halde	rottenly adv.
237	General	berbat biçimde	atrociously adv.
238	General	berbat	beastly adv.
239	General	berbat biçimde	ghastly adv.
240	General	berbat bir biçimde	abominable adv.
241	General	berbat biçimde	nastily adv.
242	General	berbat bir şekilde	awfully adv.
243	General	berbat bir biçimde	execrably adv.
244	General	berbat bir şekilde	hellish adv.
245	General	berbat bir şekilde	hellishly adv.
246	General	berbat bir şekilde	mortally adv.
247	General	berbat bir durumda	deplorably adv.
248	General	berbat bir şekilde	ghastlily adv.
249	General	berbat bir şekilde	ghastily adv.
250	General	berbat bir şekilde	grisly adv.
251	General	berbat biçimde	infamously adv.
252	General	berbat	dooced [dialect] adv.
253	General	berbat bir şekilde	fierce adv.
254	General	berbat bir halde	sorrily adv.
255	General	berbat bir şekilde	stinkingly adv.
Phrasals
256	Phrasals	berbat etmek	bungle up v.
257	Phrasals	berbat etmek	bungle something up v.
258	Phrasals	bir çuval inciri berbat etmek	put out v.
259	Phrasals	burnunu sokup berbat etmek	meddle with v.
260	Phrasals	berbat etmek	scupper up v.
261	Phrasals	bir şeyi bir şeyle berbat etmek	taint something with something v.
262	Phrasals	bir şeyi berbat etmek	bang something up v.
263	Phrasals	bir şeyi berbat etmek	hack something up v.
264	Phrasals	(bir şeyi) berbat etmek	louse something up v.
265	Phrasals	berbat etmek	mung up v.
266	Phrasals	berbat etmek	trash out v.
Proverb
267	Proverb	daha iyisini yapmaya çalıştıkça berbat etme riski vardır	best is the enemy of the good
268	Proverb	sadece aptal bir insan yaşadığı yeri çöplüğe çevirip berbat eder	it's an ill bird that fouls its own nest
269	Proverb	daha iyisini yapmaya çalıştıkça berbat etme riski vardır	let (the) perfect be the enemy of (the) good
Colloquial
270	Colloquial	aşağılık/rezil/berbat insanlar topluluğu	rogues' gallery n.
271	Colloquial	berbat etme	ballocks n.
272	Colloquial	berbat etme	bollocks n.
273	Colloquial	berbat kişi/yer	toxic waste dump n.
274	Colloquial	berbat bira	hogwash n.
275	Colloquial	berbat tip	barf-out n.
276	Colloquial	berbat edilmiş iş	foozle n.
277	Colloquial	berbat/korkunç (bir şey)	helluva (something) n.
278	Colloquial	berbat/korkunç biri/bir şey	helluva someone/something n.
279	Colloquial	berbat yer	shit-hole n.
280	Colloquial	berbat etmek	chunk v.
281	Colloquial	berbat olmak	bite the big one v.
282	Colloquial	bir çuval inciri berbat etmek	blow v.
283	Colloquial	berbat etmek	flub v.
284	Colloquial	berbat etmek	botch up v.
285	Colloquial	berbat etmek	bollocks up v.
286	Colloquial	berbat etmek	foul up v.
287	Colloquial	berbat olmak (iş/işler)	be fucked up v.
288	Colloquial	berbat etmek	louse up v.
289	Colloquial	berbat etmek	bobble v.
290	Colloquial	berbat etmek	bollix v.
291	Colloquial	berbat etmek	mishandle v.
292	Colloquial	berbat etmek	bollix up v.
293	Colloquial	berbat etmek	fluff v.
294	Colloquial	berbat etmek	bungle v.
295	Colloquial	berbat etmek	muck up v.
296	Colloquial	berbat etmek	ball up v.
297	Colloquial	berbat etmek	bumble v.
298	Colloquial	berbat etmek	fumble v.
299	Colloquial	berbat olmak	get ruined v.
300	Colloquial	berbat etmek	muff v.
301	Colloquial	her şeyi berbat etmek	blow the whole thing v.
302	Colloquial	berbat etmek	hash up v.
303	Colloquial	bir şeyi berbat etmek/talan etmek	hash something up v.
304	Colloquial	sakarlıkla berbat etmek	hames [ireland] v.
305	Colloquial	berbat etmek	massacre v.
306	Colloquial	bir şeyi berbat etmek	blow something v.
307	Colloquial	bir çuval inciri berbat etmek	blow something v.
308	Colloquial	berbat etmek	duff up [uk] v.
309	Colloquial	bir şeyi berbat etmek	goof something up v.
310	Colloquial	berbat	bliddy adj.
311	Colloquial	berbat	crumbum adj.
312	Colloquial	berbat kokan	funky adj.
313	Colloquial	berbat	beat adj.
314	Colloquial	berbat	cruddie adj.
315	Colloquial	berbat	crudy adj.
316	Colloquial	berbat edilmiş	foozlified adj.
317	Colloquial	berbat	hidi adj.
318	Colloquial	berbat olmuş	kacked adj.
319	Colloquial	berbat	sick adj.
320	Colloquial	berbat/korkunç (bir şey veya kişi)	a hell of a someone or something adv.
321	Colloquial	berbat/korkunç (bir şey veya kişi)	a helluva someone or something adv.
322	Colloquial	berbat/çok kötü/tam bir baş belası (kişi/şey)	one heck of a (something or someone) expr.
323	Colloquial	tüm seçenekler çöp/berbat	all options stink expr.
324	Colloquial	çok kötü/berbat	(something) from hell expr.
325	Colloquial	işler öylesine berbat bir noktaya geldi ki	come to a pretty a pass expr.
326	Colloquial	işler öylesine berbat bir noktaya geldi ki	reach a pretty pass expr.
327	Colloquial	berbat	a (damn) sight worse expr.
328	Colloquial	berbat	a deuce of a expr.
329	Colloquial	berbat	the deuce of a expr.
330	Colloquial	berbat	gag me with a spoon expr.
331	Colloquial	tüm seçenekler berbat veya boktan anlamında bir kısaltma	aos (all options stink) expr.
332	Colloquial	o/bu her şeyi berbat etti	that's torn it [uk] expr.
333	Colloquial	bir durum/olay her şeyi berbat etti	that's torn it [uk] expr.
334	Colloquial	berbat/korkunç (bir kişi/bir şey)	hell of a (person or thing) expr.
335	Colloquial	gerçekten berbat kokuyor burası!	It smells like someone died in here! expr.
336	Colloquial	oldukça kötü/berbat/fena	not up to much [uk/australia] expr.
337	Colloquial	berbat durumda	to up (from the flo up) expr.
Idioms
338	Idioms	berbat	a deuce of a (something) n.
339	Idioms	can sıkıcı/berbat/iğrenç bir durum	a hair in the butter n.
340	Idioms	dünyanın en berbat yeri	the armpit of the universe n.
341	Idioms	dünyanın en berbat yeri	the armpit of the world n.
342	Idioms	kainatın en berbat yeri	the armpit of the world n.
343	Idioms	kainatın en berbat yeri	the armpit of the universe n.
344	Idioms	berbat (bir şey)	a deuce of a (something) n.
345	Idioms	berbat hayat	living death n.
346	Idioms	zavallı/berbat bir durum	a dog's life n.
347	Idioms	berbat bir deneyim	a fate worse than death n.
348	Idioms	berbat bir nokta	a pretty pass n.
349	Idioms	berbat bir hal	a pretty pass n.
350	Idioms	işlerin berbat bir hal aldığı surum	a pretty state of affairs n.
351	Idioms	berbat bir deneyim	fate worse than death n.
352	Idioms	berbat olmak	be tainted by (something) v.
353	Idioms	berbat etmek	make a horlicks of v.
354	Idioms	bir şeyi berbat etmek	gum something up v.
355	Idioms	berbat etmek	make a pig's ear of v.
356	Idioms	berbat etmek	get something into a mess v.
357	Idioms	berbat etmek	make a pig's ear out of v.
358	Idioms	berbat etmek	foul up v.
359	Idioms	bir çuval inciri berbat etmek	queer someone's pitch v.
360	Idioms	bir şeyi berbat etmek/çok kötü yapmak	make a dog's breakfast of something v.
361	Idioms	berbat kokmak	stink to high heaven v.
362	Idioms	berbat etmek	cast a cloud over v.
363	Idioms	berbat etmek	hog something to death v.
364	Idioms	berbat etmek	muck up v.
365	Idioms	berbat etmek	take the shine off something v.
366	Idioms	bir çuval inciri berbat etmek	upset the apple-cart v.
367	Idioms	bir şeyi berbat etmek	gum the works up v.
368	Idioms	berbat etmek	cock up v.
369	Idioms	berbat etmek	mishandle v.
370	Idioms	berbat etmek	wreck v.
371	Idioms	berbat etmek	fluff v.
372	Idioms	berbat etmek	make a hash of v.
373	Idioms	berbat etmek	bungle v.
374	Idioms	bir çuval inciri berbat etmek	rock the boat v.
375	Idioms	berbat kokmak	smell to high heaven v.
376	Idioms	bir çuval inciri berbat etmek	blow something sky-high v.
377	Idioms	berbat etmek	put paid v.
378	Idioms	oldukça kötü/berbat/fena olmak	not be up to much v.
379	Idioms	-i berbat etmek	mess something up v.
380	Idioms	-i berbat etmek	make a mess of something v.
381	Idioms	işi berbat etmek/mahvetmek	drop the ball [us] v.
382	Idioms	berbat bir döneme girmek	go through/hit a sticky patch v.
383	Idioms	berbat bir döneme girmek	hit a sticky patch v.
384	Idioms	(bir şeyi) berbat etmek	make a dog's dinner (of something) v.
385	Idioms	berbat durumda olmak	have a heavy heart v.
386	Idioms	berbat görünmek	look a sight v.
387	Idioms	berbat durumda olmak	look a sight [old-fashioned] [uk] v.
388	Idioms	berbat durumda olmak	be in a sorry state v.
389	Idioms	berbat durumda olmak	be in a sticky situation v.
390	Idioms	berbat bir deneyim/durum olmak	be a fate worse than death v.
391	Idioms	berbat durumda olmak	be bitter and twisted v.
392	Idioms	dünyanın en berbat yeri olmak	be the armpit of the world v.
393	Idioms	kainatın en berbat yeri olmak	be the armpit of the world v.
394	Idioms	berbat olmak/gitmek	be up the spout [uk] v.
395	Idioms	berbat olmak/gitmek	go up the spout [uk] v.
396	Idioms	anlaşmayı berbat etmek	blow a deal v.
397	Idioms	anlaşmayı berbat etmek	blow the deal v.
398	Idioms	bir şeyi berbat etmek	bollix something up v.
399	Idioms	bir çuval inciri berbat etmek	upset the apple cart v.
400	Idioms	bir çuval inciri berbat etmek	upset somebody's apple cart v.
401	Idioms	(bir şeyi) berbat etmek	cast a shadow over (something) v.
402	Idioms	bir şeyi/işi berbat etmek	make a hash of something v.
403	Idioms	bir şeyi/işi berbat etmek	make a mess of something v.
404	Idioms	(bir şeyi) berbat etmek	make a muck of (something) [uk] v.
405	Idioms	(bir şeyi) berbat etmek	make a pig's ear of (something) v.
406	Idioms	bir şeyi berbat etmek	make nonsense of something v.
407	Idioms	berbat kokmak	smell to heaven v.
408	Idioms	berbat etmek	take the shine off v.
409	Idioms	berbat	beneath contempt adj.
410	Idioms	berbat durumda	in a sticky situation adv.
411	Idioms	berbat	a dog's dinner expr.
412	Idioms	berbat	a dog's breakfast expr.
413	Idioms	bir çuval inciri berbat ettin	you upset the applecart expr.
414	Idioms	berbat	rotten to the core expr.
415	Idioms	(bir yer) gerçekten berbat kokuyor!	it smells like someone died in (some place)! expr.
416	Idioms	burası berbat kokuyor!	somebody died in here! expr.
417	Idioms	burası gerçekten berbat kokuyor?	who died in here? expr.
418	Idioms	bu berbat kokunun sebebi ne?	who died in here? expr.
419	Idioms	oyunda (futbol gibi ayakla oynanan oyunlarda) çok kötü/berbat	wouldn't get a kick in a horsebox expr.
420	Idioms	tamamen berbat olmuş/mahvolmuş	up to putty [australia] expr.
421	Idioms	berbat	it's all downhill expr.
422	Idioms	berbat durumda	in a sorry state expr.
423	Idioms	berbat durumda	in the toilet expr.
424	Idioms	berbat	like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
425	Idioms	berbat	like a dog's dinner [uk/australia] expr.
Informal
426	Informal	berbat bir biçimde	nittily [obsolete] adv.
Speaking
427	Speaking	berbat bir hafta sonu yaşadım	I had a terrible weekend expr.
428	Speaking	burası berbat	it is terrible here expr.
429	Speaking	bu çok berbat	that's pretty awful expr.
430	Speaking	berbat görünüyorum	I look awful expr.
431	Speaking	berbat görünüyorsun	you look so out of shape expr.
432	Speaking	berbat bir şey yaptık	we did a terrible thing expr.
433	Speaking	bunu berbat etmeyin	don't mess this up expr.
434	Speaking	berbat görünüyorsun	you look like a mess expr.
435	Speaking	berbat olduğunu biliyorum	I know it sucks expr.
436	Speaking	berbat görünüyorsun	you look a mess expr.
437	Speaking	berbat bir hafta sonu geçirdim	I had a terrible weekend expr.
Automotive
438	Automotive	berbat durumda	fucked up beyond all repair expr.
Gastronomy
439	Gastronomy	berbat	foul adj.
Archaic
440	Archaic	berbat etmek	viciate v.
441	Archaic	berbat	tremendous adj.
442	Archaic	berbat	elrich adj.
443	Archaic	berbat bir tadı olan	mawkish adj.
444	Archaic	ağdalı, berbat	roping adj.
Slang
445	Slang	berbat durum	cluster fuck n.
446	Slang	berbat etme	ballocks n.
447	Slang	berbat olma	shit show n.
448	Slang	berbat etme	bollocks n.
449	Slang	iğrenç, berbat şey	barf city n.
450	Slang	berbat şey	greldge n.
451	Slang	tarif edilemez şekilde berbat/kötü	grody to the max [us] n.
452	Slang	berbat durum	holy stink n.
453	Slang	berbat	mickey mouse n.
454	Slang	berbat	shag-nasty n.
455	Slang	berbat iş	biach n.
456	Slang	berbat iş	bitch n.
457	Slang	berbat	balls up n.
458	Slang	berbat kimse/şey	barf out n.
459	Slang	berbat kokan nefes	dragon breath n.
460	Slang	berbat durum	stink bomb n.
461	Slang	berbat etmek	fuck up v.
462	Slang	işi berbat etmek	fuck up v.
463	Slang	bir şeyi berbat etmek	fuck something up v.
464	Slang	berbat olmak	suck ass v.
465	Slang	berbat olmak	suck a big one v.
466	Slang	berbat olmak	suck the big one v.
467	Slang	berbat etmek	bollocks up v.
468	Slang	berbat etmek	screw up v.
469	Slang	berbat etmek	fuck up v.
470	Slang	berbat etmek	bungle v.
471	Slang	berbat etmek	muff v.
472	Slang	berbat etmek	bitch up v.
473	Slang	berbat etmek	bollix up v.
474	Slang	berbat etmek	bitch v.
475	Slang	berbat etmek	root v.
476	Slang	berbat etmek	mishandle v.
477	Slang	berbat etmek	spoil v.
478	Slang	bir çuval inciri berbat etmek	bitch up v.
479	Slang	berbat etmek	fumble v.
480	Slang	berbat olmak	suck v.
481	Slang	berbat etmek	flub v.
482	Slang	berbat etmek	make a muck of v.
483	Slang	berbat etmek	fluff v.
484	Slang	berbat etmek	louse up v.
485	Slang	berbat etmek	bollix v.
486	Slang	berbat etmek	bobble v.
487	Slang	berbat etmek	ball up v.
488	Slang	berbat etmek	bumble v.
489	Slang	berbat etmek	muck up v.
490	Slang	berbat etmek (bir etkinliği vb)	unstich the sitch v.
491	Slang	berbat etmek	botch up v.
492	Slang	berbat etmek	foul up v.
493	Slang	berbat etmek	crap up (something) v.
494	Slang	berbat etmek	crap up v.
495	Slang	berbat etmek	crum something up v.
496	Slang	berbat etmek	crumb something up v.
497	Slang	berbat	shot to the curb v.
498	Slang	bir şeyi berbat etmek	frig v.
499	Slang	birinin planlarını berbat etmek	throw salt on someone’s game v.
500	Slang	berbat olmak	suck balls v.