Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be busy v. | yoğun olmak (iş vb) | ||
I'm very likely to be busy next Monday. Gelecek pazartesi büyük olasılıkla yoğun olacağım. More Sentences |
||||
General | be busy v. | meşgul olmak | ||
Tom didn't know Mary was busy. Tom, Mary'nin meşgul olduğunu bilmiyordu. More Sentences |
||||
General | be busy v. | başı kalabalık olmak |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | be very busy and crowded v. | arı kovanı gibi işlemek |
General | be busy with v. | ile meşgul olmak |
General | be busy with farming v. | çiftçilikle uğraşmak |
General | be as busy as a bee v. | başını kaşıyacak vakti olmamak |
General | be as busy as a beaver v. | başını kaşıyacak vakti olmamak |
General | be as busy as grand central station v. | karınca yuvası gibi kaynamak |
General | pretend to be busy doing something else v. | başka bir işle meşgulmüş gibi davranmak |