| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | be astonished v. | hayret etmek | ||
|
When I saw the picture of my sister, I was astonished at how old she'd become. Kız kardeşimin resmini gördüğümde, ne kadar yaşlandığına hayret ettim. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | be astonished v. | afallamak | ||
|
I was astonished to hear that he failed. Onun başarısız olduğunu duyduğumda afallamıştım. More Sentences |
||||
| General | be astonished v. | hayret etmek | ||
|
When I saw the picture of my sister, I was astonished at how old she'd become. Kız kardeşimin resmini gördüğüm zaman, onun ne kadar yaşlanmış olduğuna hayret ettim. More Sentences |
||||
| General | be astonished v. | şaşırmak | ||
|
We were astonished. Biz şaşırmıştık. More Sentences |
||||
| General | be astonished v. | hayrete düşmek | ||
|
We were astonished by his bold attempt. Cesur girişimi karşısında hayrete düştük. More Sentences |
||||
| General | be astonished v. | çok şaşırmak | ||
|
I was astonished to hear what had happened. Olanları duyunca çok şaşırdım. More Sentences |
||||
| General | be astonished v. | şaşakalmak | ||
| General | be astonished v. | şaşırıp kalmak | ||
| General | be astonished v. | apışmak | ||
| General | be astonished v. | aklı durmak | ||
| General | be astonished v. | şaşmak | ||
| General | be astonished v. | afallaşmak | ||
| General | be astonished v. | hayretle karşılamak | ||
| Inglés | Turco | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | be greatly astonished v. | parmağı ağzında kalmak |
| General | be greatly astonished v. | parmak ısırmak |
| General | be astonished at v. | -e hayret etmek |
