bad luck - Turco Inglés Diccionario

bad luck

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "bad luck" en diccionario turco inglés : 12 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
bad luck n. şanssızlık
We've had too much bad luck.
Çok fazla şanssızlık yaşadık.

More Sentences
bad luck n. uğursuzluk
My parents said it's bad luck to walk on your knees.
Ailem dizlerinin üzerinde yürümenin uğursuzluk getirdiğini söylerdi.

More Sentences
General
bad luck n. uğursuzluk
My parents said it's bad luck to walk on your knees.
Ailem dizlerinin üzerinde yürümenin uğursuzluk getirdiğini söylerdi.

More Sentences
bad luck n. kötü şans
Some superstitious people in America believe that if a black cat crosses your path, you'll have bad luck.
Amerika'daki bazı batıl inançlı insanlar, yolunuza kara bir kedi çıkarsa kötü şans getireceğine inanır.

More Sentences
Common Usage
bad luck n. talihsizlik
General
bad luck n. şeamet
bad luck n. karayazı
bad luck n. kör talih
bad luck n. kör şeytan
bad luck n. kör şans
bad luck n. aksilik
bad luck n. kötü talih

Significados de "bad luck" con otros términos en diccionario inglés turco: 43 resultado(s)

Inglés Turco
General
bring bad luck v. kötü şans getirmek
Black cats bring bad luck.
Kara kediler kötü şans getirir.

More Sentences
Idioms
bring bad luck v. uğursuzluk getirmek
This will bring bad luck to you for the whole year.
Bu size tüm yıl boyunca uğursuzluk getirecektir.

More Sentences
General
his bad luck n. alnının karayazısı
have a run of bad luck v. şansı ters gitmek
bring bad luck v. uğursuz gelmek
as bad luck adv. aksi gibi
Colloquial
a world of bad luck n. kötü talihin hüküm sürdüğü bir dünya
a world of bad luck n. şanssızlıklar dünyası
walking under a ladder brings bad luck expr. merdivenin altından geçmek uğursuzluk getirir
Idioms
string of bad luck n. bir dizi şanssızlık
streak of bad luck n. bir dizi talihsizlik
string of bad luck n. bir dizi talihsizlik
streak of bad luck n. bir dizi şanssızlık
string of bad luck n. talihsizlik zinciri
streak of bad luck n. talihsizlik zinciri
run of bad luck n. şanslı bir dönem
run of bad luck n. talihli bir dönem
run of bad luck n. şansın/talihin yaver gittiği dönem
run of bad luck n. kısmetin açıldığı dönem/süreç
run of bad luck n. şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç
a run of bad luck n. şanssız bir dönem
a run of bad luck n. üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
a run of bad luck n. şanssızlıklar silsilesi
a run of bad luck n. bir dizi talihsizliğin yaşandığı bir dönem
a run of bad luck n. başına gelmeyenin kalmadığı bir dönem
a streak of bad luck n. şanssızlıklar silsilesi
a streak of bad luck n. üst üste gelen talihsizlikler
a streak of bad luck n. talihsiz/şanssız bir dönem
a streak of bad luck n. üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
a streak of bad luck n. şanssızlıklar/talihsizlikler serisi
a streak of bad luck n. bir dizi şanssızlık/talihsizlik
a streak of bad luck n. talihsizlik zinciri
a string of bad luck n. şanssızlıklar silsilesi
a string of bad luck n. üst üste gelen talihsizlikler
a string of bad luck n. talihsiz/şanssız bir dönem
a string of bad luck n. üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
a string of bad luck n. şanssızlıklar/talihsizlikler serisi
a string of bad luck n. bir dizi şanssızlık/talihsizlik
a string of bad luck n. talihsizlik zinciri
have a run of bad luck v. bir dizi talihsizlik yaşamak
have a run of bad luck v. bir dizi şanssızlık yaşamak
have had a run of bad luck expr. başına gelmeyen kalmadı
Speaking
it's just my bad luck expr. aksi gibi