Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
ağcık lifi
repose en paix
de-aerators for feedwater
yellow-bellied pin-tailed gree
ayrılarak
Historia
Frases
Significados de
"ayrılarak"
en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
ayrılarak
separably
adv.
2
General
ayrılarak
off
adv.
3
General
ayrılarak
differingly
adv.
4
General
ayrılarak
divaricately
adv.
Significados de
"ayrılarak"
con otros términos en diccionario inglés turco: 42 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
gruptan ayrılarak kendi başına kalmış kimse
straggler
n.
2
General
sürüden ayrılarak kendi başına kalmış kimse
straggler
n.
3
General
küçük bir çizimin karelere ayrılarak daha geniş alana aktarılması işlemi
squaring
n.
4
General
başkalarından ayrılarak kendi başına dolaşmak
wander off
v.
5
General
hareketli bir araç/uçak grubundan ayrılarak farklı yöne gitmek
peel
v.
6
General
(eşten) ayrılarak evlilik bağından feragat etmek
desert
v.
7
General
parçalara ayrılarak incelenebilir olmak
parse
v.
8
General
dallara ayrılarak
branching
adv.
9
General
doğru yoldan ayrılarak
errantly
adv.
10
General
üç bölüme ayrılarak
tripartitely
adv.
11
General
birbirini kesen iki çapraz çizgi içerisinde dört bölüme ayrılarak
per saltire
adv.
12
General
birbirini kesen iki çapraz çizgi içerisinde dört bölüme ayrılarak
saltirewise
adv.
13
General
birbirini kesen iki çapraz çizgi içerisinde dört bölüme ayrılarak
saltireways
adv.
Phrasals
14
Phrasals
(bir şeylere) ayrılarak çeşitlenmek
branch out (into something)
v.
Idioms
15
Idioms
tepkisini bir yerden ayrılarak koymak
vote with one's feet
v.
16
Idioms
tepkisini bir yerden ayrılarak koymak
vote with feet
v.
17
Idioms
tepkisini bir yerden ayrılarak koymak
vote with your feet
v.
18
Idioms
bir yerden ayrılarak/giderek tepki göstermek
vote with your feet
v.
Politics
19
Politics
fransa'dan ayrılarak bağımsız olmayı isteyen yeni kaledonyalı kimse
kanak
n.
20
Politics
19. yüzyılda liberallerden ayrılarak ayrı parti kuran siyasi bir gruba mensup kimse
liberal unionist [uk]
n.
21
Politics
1997'de geçici irlanda cumhuriyet ordusu'ndan ayrılarak kurulan radikal bir terör örgütü
rira
n.
22
Politics
1997'de geçici irlanda cumhuriyet ordusu'ndan ayrılarak kurulan radikal bir terör örgütü
dissident irish republican army
n.
23
Politics
karşıt iki gruba ayrılarak oy kullanmak
divide
v.
Technical
24
Technical
kimyasal olarak en etkili ışınların görsel olarak etkili olanlardan ayrılarak bir araya getirildiği odak
chemical focus
n.
25
Technical
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi
birdcaging system
n.
26
Technical
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi
bird-caging system
n.
27
Technical
alkolde çözünememe özelliği ile şellaktan ayrılarak elde edilen sert bir parafin
shellac wax
n.
Electric
28
Electric
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi
bird-caging
n.
29
Electric
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi
birdcaging
n.
Medical
30
Medical
karkastan ayrılarak düz bir şekilde açılmış
open
adj.
Gastronomy
31
Gastronomy
kavrulup ufak parçalara ayrılarak şekerle kaplanmış mısır
yokeage
n.
32
Gastronomy
kavrulup ufak parçalara ayrılarak şekerle kaplanmış mısır
rokeage
n.
Physics
33
Physics
su ile bileşenlerine ayrılarak veya yumuşatılarak hazırlanan madde
macerate
n.
Chemistry
34
Chemistry
gül yağından ayrılarak elde edilen katı ve kokusuz bir madde
rose camphor
n.
35
Chemistry
katı bir bileşiğin ısı uygulanıp iki bileşenine ayrılarak sıvıya dönüşmesi süreciyle ilgili
dystectic
adj.
Biology
36
Biology
istenilen ürünün hücre kütlesinden ayrılarak saflaştırılması
downstream processing
n.
Breeding
37
Breeding
sürüden ayrılarak tek dolaşan kısır fil
rogue elephant
n.
Philosophy
38
Philosophy
ayrılarak yeniden doğma
schismogenesis
n.
Environment
39
Environment
çevreye zararlı maddelerin su ile karışmaksızın atmosferden ayrılarak yeryüzünde birikmesi
dry deposition
n.
Geography
40
Geography
karada oluştuktan sonra ayrılarak deniz tabanına oturmuş geniş buz tabakası
shelf ice
n.
Music
41
Music
senfonik parçanın bölümlere ayrılarak farklı enstrümanlara göre yazılması
div
n.
Printery
42
Printery
ilgili olduğu metinden ayrılarak basılı sayfa veya sütunun altında görünen ilk satır
orphan
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ayrılarak
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy