avukat - Turco Inglés Diccionario
Historia

avukat



Significados de "avukat" en diccionario inglés turco : 56 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
avukat lawyer n.
avukat advocate n.
avukat attorney n.
avukat solicitor n.
avukat barrister n.
General
avukat counsel n.
avukat counselor n.
avukat mouthpiece n.
avukat counselor at law n.
avukat pleader n.
avukat atty n.
avukat attorney n.
avukat counsellor n.
avukat counsellor-at-law n.
avukat practitioner n.
avukat legal adviser n.
avukat counsellor at law n.
avukat brief n.
avukat counselor-at-law n.
avukat esquire [uk] n.
avukat paraclete n.
avukat paranymph n.
avukat orator [obsolete] n.
avukat solicitant n.
avukat syndic n.
Colloquial
avukat legal-beagle n.
avukat legal-eagle n.
avukat fixer n.
Idioms
avukat mouth n.
Trade/Economic
avukat pleader n.
avukat attorney n.
avukat lawyer n.
avukat attorney at law n.
avukat public attorney n.
avukat advocate n.
Law
avukat advocator n.
avukat advocate n.
avukat public attorney n.
avukat attorney n.
avukat barrister n.
avukat countor n.
avukat barrister-at-law n.
avukat solicitor n.
avukat attorney at law n.
avukat defensor n.
avukat lawyer n.
avukat pleader n.
avukat law agent [scotland] n.
avukat jurist [us] n.
avukat limb of the law n.
avukat officer n.
avukat circuiteer n.
avukat squire n.
Latin
avukat consiliarius n.
Archaic
avukat lawer n.
British Slang
avukat brief n.

Significados de "avukat" con otros términos en diccionario inglés turco: 189 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
stajyer avukat trainee solicitor n.
General
en yüksek mahkemelerde dava görebilen avukat barrister n.
avukat ücreti attorney's fee n.
avukat ruhsatı attorney's certificate n.
kötü şöhretli avukat shyster n.
aşağılık küçük avukat pettifogger n.
avukat ve müvekkil attorney and client n.
avukat masrafı lawyer expense n.
ücretli avukat fee-earner n.
eşcinsel bir avukat a homosexual lawyer n.
üst düzey bir avukat a top lawyer n.
mahkemenin atadığı avukat court-appointed attorney n.
yahudi avukat jewish lawyer n.
avukat tutma briefing n.
avukat tutma brief n.
emekli avukat retired lawyer n.
avukat olmayan kimse nonlawyer n.
kadın avukat egeria n.
avukat evrak çantası brief bag [uk] n.
hileli işler yapan avukat pettifogger n.
hileli işler yapan avukat leguleian n.
doktor, avukat gibi mesleki işlerin yürütüldüğü yer office n.
kadın avukat portia n.
avukat cübbesi lawyer gown n.
avukat istemek want a lawyer v.
avukat tutmak retain a lawyer v.
avukat tayin etmek designate a lawyer to v.
avukat tutmak instruct a solicitor v.
ücretle tutmak (avukat vb) retain v.
(avukat stajyeri vb gibi) zor/angarya dolu bir iş yapmak devil v.
tutmak (avukat vb) retain v.
avukat olarak yetiştirilmek be bred up to the law v.
avukat olarak çalışmak work as a lawyer v.
avukat talep etmek request a lawyer v.
avukat talep etmek demand a lawyer v.
avukat tutmak brief v.
avukat stajeri olarak çalışmak devil v.
avukat istemek ask for a lawyer v.
(doktor, avukat) olarak çalışmak practice v.
(doktor, avukat) olarak çalışmak practise v.
avukat gibi lawyerlike adj.
müşterisi olmayan (avukat) briefless adj.
avukat gibi lawyerly adj.
avukat gibi leguleian adj.
Colloquial
deneyimli bir avukat an experienced lawyer n.
uyanık, yetenekli avukat legal-eagle n.
paragöz ve çakal avukat shark n.
yaralanmalı kazalarda mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden avukat shark n.
çok başarılı avukat superlawyer n.
önde gelen avukat superlawyer n.
duayen avukat superlawyer n.
avukat zihniyetli pinstriped adj.
ben avukat değilim ianal (I am not a lawyer) expr.
Idioms
usta/becerikli/işini bilen avukat legal beagle n.
uyanık, yetenekli avukat legal eagle n.
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden/mağdura hukuki tavsiye vererek iş almaya çalışan avukat an ambulance chaser n.
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden/mağdura hukuki tavsiye vererek iş almaya çalışan avukat an ambulance chaser n.
(avukat) meslekten çıkarılmak strike (one) off the roll (of solicitors/attorneys) v.
(avukat) meslekten çıkarılmak strike (one) from the roll (of solicitors/attorneys) v.
avukat olmak go to the bar v.
(öğretmen, avukat) şapkasını takmak have your [teacher's/lawyer's etc.] hat on v.
(öğretmen, avukat) gömleğini giymek have your [teacher's/lawyer's etc.] hat on v.
Speaking
avukat tut get a lawyer expr.
ben avukat olmak istiyorum I want to be a lawyer expr.
iyi bir avukat biliyorum I know a good lawyer expr.
Trade/Economic
avukat masrafları legal fees n.
avukat yanında yapılan staj clerkship n.
müşterek avukat joint attorney n.
yardımcı avukat associate counsel n.
Law
ingiliz kraliyet mahkemesinde yarı zamanlı yargıç olarak atanmış en az on yıllık avukat recorder n.
ingiltere ve galler'deki profesyonel avukat derneklerinde yaz dönemi trinity term n.
avukat giderleri attorney fees n.
avukat ücreti attorney's fee n.
avukat giderleri attorney costs n.
avukat gideri solicitor's bill n.
avukat tezkeresi letter of attorney n.
avukat stajyeri paralegal n.
avukat ücreti solicitor’s fee n.
avukat gideri attorney costs n.
avukat tutma varakası retainer n.
avukat ve müvekkil arasındaki davanın kazanılmamasına karşılık ücret ödememe anlaşması no-win no-fee n.
avukat asistanı lawyer's assistant n.
avukat ve dava vekillerinin suistimali misconduct by lawyers and solicitors n.
avukat ücreti counsel's fee n.
avukat ücreti attorney fee n.
avukat asistanı paralegal n.
avukat masrafları legal fees n.
avukat asistanı legal assistant n.
avukat gideri solicitor costs n.
avukat adayı prospective lawyer n.
avukat adayı hukuk stajyeri trainee solicitor n.
avukat gideri attorney fees n.
aşağı dereceli avukat junior counsel n.
avukat aracılığıyla mahkemede temsil edilme appearance by counsel n.
avukat görüşü counsel's opinion n.
avukat müvekkil gizliliği attorney-client privilege n.
avukat müvekkil ilişkisi lawyer client relation n.
avukat tutma hakkın var you have the right to an attorney n.
avukat yardımcısı legal assistant n.
avukat yardımcısı paralegal n.
avukat yardımcısı lawyer's assistant n.
avukat yardımı legal assistance n.
avukat-müvekkil gizliliği legal professional privilege n.
davacı avukat counsel for the prosecution n.
devir işlemlerine bakan avukat conveyancer n.
duruşmaya çıkan avukat barrister n.
doğru ve kanuni avukat true and lawful attorney n.
ferağ ile uğraşan avukat conveyancer n.
genç avukat junior counsel n.
hükümeti temsil eden avukat state attorney n.
hükümeti temsil eden avukat state's attorney n.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat serjeant-at-law n.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat sergeant-at-law n.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat serjeant n.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat sergeant n.
kadın avukat solicitress n.
kötü şöhretli avukat pettifogger n.
mahkeme dışında dava veya savunma söylevi vermeye yetkili avukat utter barrister n.
mahkemece görevli müşavir avukat official solicitor n.
mahkeme huzuruna çıkmayan avukat solicitor n.
mahkemeden avukat tayin edilmesini isteme hakkı benefit of counsel n.
müşavir avukat chamber counsel n.
müşterisiz avukat briefless n.
müdahil avukat intervening lawyer n.
müdahil avukat joint attorney n.
müşavir avukat solicitor at law n.
müşavir avukat chamber counselor n.
özel avukat private attorney n.
serbest avukat self-employed lawyer n.
stajyer avukat legal practitioner n.
stajyer avukat law apprentice n.
stajyer avukat apprentice to law n.
sözleşmeli stajyer avukat articled clerk n.
ücretsiz avukat sağlama legal aid n.
yasaları en ince ayrıntısına kadar bilen avukat philadelphia lawyer n.
yardımcı avukat paralegal n.
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden avukat ambulance chasing lawyer n.
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden avukat ambulance chaser n.
(yasaların püf/açık noktalarını bilen) kurnaz avukat philadelphia lawyer n.
yönetici avukat managing lawyer n.
yönetici avukat executive lawyer n.
(avukat) vekalet ücreti contingency fee n.
(bir hukuk bürosunda ortak olmadan çalışan) ücretli/maaşlı avukat associate attorney n.
avukat müvekkil ilişkisi attorney-client relation n.
lord avukat'a sunulan iddianame endictment [scottish] n.
doğu akdeniz ülkelerinde bir çeşit avukat kahani n.
eyalet veya federal hükümet tarafından görevlendirilen avukat public defender n.
stajyer avukat law clerk n.
(ingiliz hukukunda) mahkemedeki bölmenin dışında oturan düşük rütbeli avukat heyeti utter bar n.
kraliçe'nin vekili olmayan avukat utter barrister n.
stajyer avukat judicial clerk n.
ingiltere'de kraliçenin vekili olmayan avukat junior n.
avukat kırtasiyesi law stationer n.
kötü avukat lawmonger n.
adi avukat lawmonger n.
stajyer avukat writer [scotland] n.
kolluk kuvvetlerinin gözaltına alınan kimseyi sessiz kalma ve avukat tutma hakkına sahip olduğu konusunda uyarmasını zorunlu kılan hüküm miranda rule [us] n.
avukat tutma hakkı right to an attorney n.
avukat olarak çalışmaya hak kazananların listesi roll [uk] n.
içtihat hukukunda uzmanlaşmış avukat common lawyer n.
davanın yürütülmesine ilişkin olarak müvekkil-avukat arasında paylaşılan bilgi ve ayrıntılar instructions n.
girdiği davalarda birtakım manüpilatif teknikler uygulayarak zafer kazanmaya çalışan avukat philadelphia lawyer n.
ingiliz bir yöneticinin danışmanı olarak seçilen avukat counsel to the crown n.
ingiliz mahkemelerindeki avukat countour n.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat sergeant at law n.
özel kıdeme sahip avukat serjeant at law n.
hükümet tarafından atanan ücret talep etmeyen avukat duty solicitor n.
hükümet tarafından atanan ücret talep etmeyen avukat duty counsel n.
hükümet tarafından atanan ücret talep etmeyen avukat duty lawyer n.
ingiliz mahkemesine avukat olarak kabul edilmiş kimse solicitor n.
avukat tutmak hire a lawyer v.
avukat olmak be called to the bar [uk] v.
(avukat) görev gezisine çıkmak circuiteer v.
avukat veya hukuk danışmanı olarak hizmet vermek solicit v.
avukat ile ilgili advocatory adj.
avukat ile ilgili causidical adj.
kendi aleyhine tanıklık etmesini önlemek için tutukluya tanınan avukat tutma ve sessiz kalma haklarına ait veya ilişkin miranda adj.
yardımcı avukat ile ilgili paralegal adj.
avukat desteği olmadan in propria persona adv.
avukat hakkın var you have the right to an attorney expr.
eğer avukat tutacak durumda değilsen senin için bir avukat atanacaktır one will be appointed expr.
eğer avukat tutacak durumda değilsen if you cannot afford an attorney expr.
Education
(ingiltere'deki avukat derneklerinde) bardan içecek almaya yetecek miktarda akşam yemeğine katılmış olmak keep term v.
History
(19. ve 20. yüzyılda) hindistan'da avukat mukhtar n.
Archaic
on altı yıldan az mesleki deneyimi olan avukat prentice n.
on altı yıldan az mesleki deneyimli avukat prentice of law n.
Slang
stajyer avukat devil n.
kar amacıyla aynı anda birden çok davalının davasına bakan avukat dump truck n.
polis sorgusunda soruları cevaplamayıp avukat istemek lawyer up v.