avoid - Turco Inglés Diccionario

avoid

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "avoid" en diccionario turco inglés : 33 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
avoid v. kaçınmak
That is something we must avoid come what may.
Ne olursa olsun bundan kaçınmalıyız.

More Sentences
avoid v. sakınmak
You should avoid all physical contact with wild animals.
Vahşi hayvanlarla her türlü fiziksel temastan sakınmalısınız.

More Sentences
avoid v. önlemek
This will avoid bureaucratic hold-ups, which result in constant bottlenecks and delays.
Bu sayede sürekli darboğazlara ve gecikmelere yol açan bürokratik tıkanıklıklar önlenecektir.

More Sentences
General
avoid v. uzak durmak
I try to avoid him as much as possible.
Ondan mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışıyorum.

More Sentences
avoid v. geçiştirmek
You're avoiding the question.
Soruyu geçiştiriyorsun.

More Sentences
avoid v. kaçmak
People who commit serious war crimes, including rape, must not be able to avoid being brought to justice.
Tecavüz de dahil olmak üzere ciddi savaş suçları işleyen kişiler adalet önüne çıkarılmaktan kaçamamalıdır.

More Sentences
avoid v. kurtulmak
How do we avoid making the same mistake again?
Aynı hatayı tekrar yapmaktan nasıl kurtulabiliriz?

More Sentences
avoid v. çekinmek
Stop avoiding me.
Benden çekinmeyi bırak.

More Sentences
avoid v. korunmak
Take lots of vitamin C to avoid catching cold.
Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al.

More Sentences
avoid v. savuşturmak
Don't avoid my question.
Sorumu savuşturma.

More Sentences
avoid v. kaçınmak
How can we avoid this pernicious effect?
Bu zararlı etkiden nasıl kaçınabiliriz?

More Sentences
avoid v. sakınmak
As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
Ben yüzmeyi iyi bilmediğim için, boyumu aşan yerde yüzmekten sakınırım.

More Sentences
avoid v. engellemek
Having said that, this will not avoid the next spillage of oil.
Bununla birlikte, bu durum bir sonraki petrol sızıntısını engellemeyecektir.

More Sentences
Law
avoid v. kaçınmak
Bold Community funding is more than needed in order to avoid all this.
Tüm bunlardan kaçınmak için cesur Topluluk fonlarına fazlasıyla ihtiyaç vardır.

More Sentences
Technical
avoid v. kaçınmak
Let us take advantage of this situation, however, to contain the problem and avoid making war.
Bununla birlikte, sorunu kontrol altına almak ve savaşmaktan kaçınmak için bu durumdan yararlanalım.

More Sentences
avoid v. önüne geçmek
I believe that, by means of the amendments now adopted by the committees, we have avoided the risks that existed.
Şu anda komiteler tarafından kabul edilen değişiklikler sayesinde, mevcut risklerin önüne geçtiğimize inanıyorum.

More Sentences
avoid v. sakınmak
Are you avoiding me?
Benden sakınıyor musun?

More Sentences
Archaic
avoid v. çıkmak
This new product has been checked twice this week in order to avoid any problem during the installation.
Bu yeni ürün, kurulum sırasında herhangi bir sorun çıkmaması için bu hafta iki kez kontrol edildi.

More Sentences
General
avoid v. savmak
avoid v. iptal etmek
avoid v. atlatmak
avoid v. alıkoymak
avoid v. imtina etmek
avoid v. feshetmek
avoid v. içtinap etmek
avoid v. mani olmak
avoid v. görmezden gelmek
Trade/Economic
avoid v. feshetmek
avoid v. iptal etmek
Law
avoid v. ilga etmek
Technical
avoid v. meydan vermemek
Archaic
avoid v. ayrılmak
avoid v. çekilmek

Significados de "avoid" con otros términos en diccionario inglés turco: 67 resultado(s)

Inglés Turco
General
avoid trouble v. beladan uzak durmak
I always try to avoid trouble.
Her zaman beladan uzak durmaya çalışırım.

More Sentences
avoid trouble v. beladan kaçınmak
Tom always tries to avoid trouble.
Tom her zaman beladan kaçınmaya çalışır.

More Sentences
avoid confusion v. karışıklığı önlemek
In order to avoid confusion, the bottom is labelled too.
Karışıklığı önlemek için alt kısım da etiketlenmiştir.

More Sentences
avoid meddling v. suya sabuna dokunmamak
avoid any possible mistakes v. hataya meydan vermemek
avoid any possible mistakes v. hataya mahal vermemek
avoid expense v. masraftan kaçmak
avoid contact with v. alışverişi olmamak
avoid contact v. alışverişi olmamak
avoid somebody v. uzak durmak
avoid the danger v. tehlikeden kaçınmak
avoid risk v. riskten kaçınmak
avoid drawing attention v. dikkat çekmemeye çalışmak
avoid drawing attention v. dikkat çekmekten sakınmak
avoid wastage v. israftan kaçınmak
avoid commenting v. yorum yapmaktan kaçınmak
avoid touching v. el sürmemek
avoid attracting attention to yourself v. dikkat çekmemeye çalışmak
avoid self-sacrifice v. özveriden kaçınmak
avoid unnecessary expenses v. gereksiz harcamalardan sakınmak
avoid unnecessary expenses v. gereksiz harcamalardan kaçınmak
avoid phone calls v. telefona çıkmamak
avoid phone calls v. telefonlara çıkmamak
avoid a contract v. sözleşmeyi iptal etmek
avoid a contract v. sözleşmeyi feshetmek
avoid the ambiguity v. belirsizlikten kaçınmak
avoid contact with v. temas halinde olmaktan kaçınmak
avoid a scene v. olay/hadise/rezalet çıkmasını önlemek
avoid a scene v. olay/hadise/rezalet çıkmasına mani/engel olmak
avoid a scene v. olay/hadise/rezalet çıkmasının önüne geçmek
avoid [obsolete] v. iptal etmek
avoid [obsolete] v. geçersiz kılmak
avoid [obsolete] v. kovmak
avoid work v. işten kaytarmak
avoid work v. savsaklamak
avoid work v. tembellik etmek
Phrases
avoid contact with eyes expr. göz ile temasından kaçınınız
Proverb
avoid evil and it will avoid thee kötülükten uzak durursan o da senden uzak durur
avoid evil and it will avoid thee kötülükten kaçınırsan o da sana bulaşmaz
avoid evil and it will avoid thee kötülükten uzak durana kötülük de bulaşmaz
Colloquial
avoid the radar v. radara yakalanmamaya çalışmak
avoid upsetting someone v. üzmekten kaçınmak
in order to avoid a misunderstanding expr. yanlış anlaşılma olmasın
Idioms
avoid something like the plague v. bir şeyden bulaşıcı bir hastalıkmış gibi uzak durmak
avoid someone or something like the plague v. köşe bucak kaçmak
avoid like the plague v. vebalı görmüş gibi kaçmak
avoid someone or something like the plague v. vebalı görmüş gibi kaçmak
avoid like the plague v. vebalı görmüş gibi kaçmak
avoid like the plague v. köşe bucak kaçmak
avoid someone/something like the plague v. birinden/bir şeyden vebalı görmüş gibi kaçmak
avoid someone/something like the plague v. birinden/bir şeyden köşe bucak kaçmak
avoid someone/something like the plague v. birinden/bir şeyden kesinlikle kaçınmak
avoid the trap of doing something v. bir şey yapma tuzağına düşmek/düşmekten kaçınmak
avoid the trap of doing something v. bir şeyi yapmaktan kaçınmak
avoid the trap of doing something v. bir şey yapma tuzağına düşmemek
avoid the trap of doing something v. bir şey yapma aptallığından uzak durmak
avoid the trap of doing something v. bir şey yapma hatasından kaçınmak
Speaking
to avoid suspicion expr. şüphe çekmemek için
in order to avoid any misunderstanding expr. yanlış anlaşılma olmasın
in order to avoid any misunderstanding expr. yanlış anlaşılma olmasın diye
Trade/Economic
avoid a contract v. bir sözleşmeyi iptal etmek
avoid a contract v. sözleşmeyi feshetmek
Law
right to avoid testifying n. ifade vermekten imtina hakkı
attempt to avoid tax n. vergi kaçakçılığına teşebbüs
Technical
minimum gaps to avoid crushing of parts of the human body n. insan vücudu kısımlarını ezilme tehlikesinden kaçınmak için gerekli minimum aralıklar
Aeronautic
see and avoid expr. gör ve kaçın
Sport
avoid walking v. ayaklarını yerden kesmek