attractive - Turco Inglés Diccionario

attractive

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "attractive" en diccionario turco inglés : 23 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
attractive adj. cazibeli
Do you find him attractive?
Onu cazibeli buluyor musun?

More Sentences
attractive adj. cazip
My group is also of the opinion that the Commission proposal is a very attractive one.
Benim grubum da Komisyon önerisinin çok cazip olduğu görüşünde.

More Sentences
attractive adj. çekici
Why should this European limited liability company be such an attractive prospect?
Bu Avrupa limited şirketi neden bu kadar çekici bir olasılık olmalı?

More Sentences
General
attractive adj. çekici
Why should this European limited liability company be such an attractive prospect?
Bu Avrupa limited şirketi neden bu kadar çekici bir olasılık olmalı?

More Sentences
Technical
attractive adj. çekici
Why should this European limited liability company be such an attractive prospect?
Bu Avrupa limited şirketi neden bu kadar çekici bir olasılık olmalı?

More Sentences
Common Usage
attractive adj. alımlı
General
attractive adj. göz alıcı
attractive adj. sempatik
attractive adj. alımlı
attractive adj. havalı
attractive adj. ilgi çekici
attractive adj. atraktif
attractive adj. ilgi çeken
attractive adj. frapan
attractive adj. alımlı çalımlı
attractive adj. merak uyandıran
Physics
attractive adj. çekme gücü olan
attractive adj. yerçekimi kuvveti olan
attractive adj. mıknatısın özelliğinde olan
attractive adj. mıknatıslanabilen
Music
attractive n. diğer dereceleri belirleyen ilk nokta
Archaic
attractive n. cazibe
attractive n. çekicilik

Significados de "attractive" con otros términos en diccionario inglés turco: 50 resultado(s)

Inglés Turco
General
attractive woman n. çekici kadın
Boys flocked to the attractive woman like flies around a honeypot.
Erkekler çekici kadına bal küpünün etrafındaki sinekler gibi üşüştüler.

More Sentences
make it attractive v. cazip kılmak
However, this requires a much better investment climate to make it attractive for companies to invest in Europe.
Ancak bunun için şirketlerin Avrupa'da yatırım yapmalarını cazip kılacak çok daha iyi bir yatırım ortamı gerekmektedir.

More Sentences
find attractive v. çekici bulmak
What do you find attractive about me?
Benim neyimi çekici buluyorsun?

More Sentences
attractive force n. çekici güç
attractive (lady) n. ahu parçası
attractive power n. çekici güç
attractive offer n. cazip teklif
intelligent and attractive woman n. zeki ve çekici kadın
attractive payment plan n. cazip ödeme planı
attractive target n. çekici/cazip hedef
attractive feature n. zevk veren özellik
attractive feature n. cezbeden özellik
attractive nuisance n. çocuklara cazip gelen tehlikeli oyuncak
attractive nuisance n. çocuklar için yaralanma tehlikesi yaratan ilgi çekici şey
have an attractive personality v. şeytan tüyü olmak
make it attractive v. cazip hale getirmek
find someone attractive v. çekici bulmak
make attractive v. çekici hale getirmek
render something attractive v. çekici hale getirmek
make attractive v. çekici kılmak
make attractive v. cazip hale getirmek
become attractive v. cazip hale gelmek
have an attractive appearance v. çekici bir görünüme sahip olmak
have an attractive view v. etkili bir görünüme sahip olmak
have an attractive appearance v. etkili bir görünüme sahip olmak
be attractive to v. cazip gelmek
find someone so attractive v. birini çok çekici bulmak
find someone very attractive v. birini çok çekici bulmak
be not attractive v. çekici olmamak
become charming/attractive v. cazip duruma gelmek
make charming/attractive v. cazip duruma getirmek
become charming/attractive v. cazipleşmek
make charming/attractive v. cazipleştirmek
Colloquial
makes/making it attractive expr. çekici yapıyor
makes/making it attractive expr. çekici kılıyor
Idioms
find someone attractive v. birisini hoş bulmak
find someone attractive v. birisini çekici bulmak
Speaking
do you still find me attractive? expr. beni hala çekici buluyor musun?
you are attractive expr. çekicisin
I find you very attractive expr. seni çok çekici buluyorum
Trade/Economic
attractive tax opportunities n. çekici vergi olanakları
attractive target market n. çekici/cazip hedef pazar
attractive term n. cazip koşul
attractive terms n. cazip koşullar
attractive discount n. cazip indirim
Technical
minimum attractive rate of return (marr) n. minimum çekici verim oranı (mçvo)
attractive film n. parlak film
Medical
attractive force n. atraktif güç
attractive force n. çekici güç
Chemistry
relative attractive force n. bağıl çekim kuvveti