Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | airline n. | hava yolu | ||
I came to the Chamber this morning with a prepared speech about the situation in the airline industry. Bu sabah Odaya hava yolu sektöründeki durum hakkında hazırladığım bir konuşma ile geldim. More Sentences |
||||
General | airline n. | havayolu | ||
Unfortunately this situation is not confined to the airline industry. Ne yazık ki bu durum sadece havayolu sektörüyle sınırlı değil. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | airline n. | havayolu şirketi | ||
I speak as someone who has started two airlines. İki havayolu şirketi kurmuş biri olarak konuşuyorum. More Sentences |
||||
Trade/Economic | airline n. | hava yolları şirketi | ||
They are minimalist and grudging in their response to this crisis for the Irish airline. İrlandalı hava yolu şirketinin bu krize verdiği yanıt minimalist ve isteksizdir. More Sentences |
||||
Aeronautic | ||||
Aeronautic | airline n. | havayolu şirketi | ||
The second matter concerns the contracts airlines have with their customers. İkinci konu havayolu şirketlerinin müşterileriyle yaptıkları sözleşmelerle ilgilidir. More Sentences |
||||
Aeronautic | airline n. | havayolu | ||
The airline market is an example of how national egoism is crumbling. Havayolu piyasası, ulusal egoizmin nasıl çöktüğünün bir örneğidir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | airline n. | düz hat | ||
General | airline n. | kuşuçumu | ||
General | airline n. | kuşuçuşu uzaklık | ||
General | airline n. | düz çizgi | ||
General | airline n. | kestirme yol | ||
Aeronautic | ||||
Aeronautic | airline n. | düzenli bazda toplu hava taşımacılığı yapan taşıyıcı |