| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | agree with v. | aynı fikirde olmak | ||
|
However, there is one point on which I cannot agree with the commentators in the newspapers. Bununla birlikte gazetelerdeki yorumcularla aynı fikirde olmadığım bir nokta var. More Sentences |
||||
| General | agree with v. | anlaşmak | ||
|
We are, however, less able to agree with each other when it comes to describing this. Ancak konu bunu tanımlamaya geldiğinde birbirimizle daha az anlaşabiliyoruz. More Sentences |
||||
| General | agree with v. | yaramak | ||
|
Oysters don't agree with me. İstiridye bana yaramıyor. More Sentences |
||||
| General | agree with v. | katılmak | ||
|
I agree with the Commission here that this value is pitched too low and is impracticable. Bu değerin çok düşük ve uygulanamaz olduğu konusunda Komisyon'a katılıyorum. More Sentences |
||||
| General | agree with v. | iyi gelmek | ||
|
The climate here doesn't agree with me. Buradaki iklim bana iyi gelmiyor. More Sentences |
||||
| General | agree with v. | uymak | ||
|
The climate here doesn't agree with me. Buranın iklimi bana uymuyor. More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | agree with v. | aynı görüşte olmak | ||
|
I feel inclined to agree with Tom. Tom'la aynı görüşte olma eğiliminde hissediyorum. More Sentences |
||||
| Phrasals | agree with v. | hemfikir olmak | ||
|
Mr Esteve's comments lead me to believe that he also agrees with this. Bay Esteve'in yorumları, onun da bu konuda hemfikir olduğuna inanmamı sağlıyor. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | agree with v. | bağdaşmak | ||
| General | agree with v. | (alınan karara vb) sıcak yaklaşmak | ||
| General | agree with v. | tetabuk etmek | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | agree with v. | aynı görüşü paylaşmak | ||
