Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | açık yüreklilikle | frankly adv. | ||
I am saying that to you quite frankly, although I was a member of this House's delegation to the negotiations. Bu Meclisin müzakerelere katılan heyetinin bir üyesi olmama rağmen bunu size açık yüreklilikle söylüyorum. More Sentences |
||||
General | açık yüreklilikle | openheartedly adv. | ||
General | açık yüreklilikle | sincerely adv. | ||
General | açık yüreklilikle | honestly adv. | ||
General | açık yüreklilikle | dinkum [australia] adv. | ||
General | açık yüreklilikle | strictly adv. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | (bir konuyu) açık yüreklilikle ortaya koymak | face (a thing) out v. |
General | açık yüreklilikle konuşmak | speak fair v. |
Idioms | ||
Idioms | açık yüreklilikle konuşmak | speak as (one) finds v. |