Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
Technical | ||||
Technical | şiddetli yağış | heavy rainfall n. | ||
Intensive farming in the Netherlands also suffers from the spread of disease during heavy rainfall. Hollanda'daki yoğun tarım da şiddetli yağışlar sırasında hastalıkların yayılmasından muzdariptir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | şiddetli yağış | gulch [dialect] [uk] n. | ||
General | şiddetli yağış | flood n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | kısa ve şiddetli yağış | flurry n. |
General | (yağmur) şiddetli yağış | plunge n. |
General | şiddetli yağış görülen | pluviose adj. |
General | düzenli ve şiddetli yağış alan | pluviose adj. |
General | (yağmur, yağış) çok şiddetli | in sheets adv. |
Marine | ||
Marine | yerel şiddetli yağış | local severe rainfall n. |
Botanic | ||
Botanic | şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlamış bitki | tropophyte n. |
Botanic | şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlayan | tropophilous adj. |
Botanic | şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlayan | tropophytic adj. |
Botanic | şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlayan | tropophil adj. |
Environment | ||
Environment | yerel şiddetli yağış | local severe rain n. |
Meteorology | ||
Meteorology | kasırga ve şiddetli yağış sırasında bulut ve nemin konik forma alçalması | land spout n. |