Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | öyle yapmak | do so v. | ||
He will do so anyway because, even if the elections are held, he will lose. Yine de öyle yapacaktır çünkü seçimler yapılsa bile kaybedecektir. More Sentences |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | öyle yapmak istememek | not mean to do so v. |
Colloquial | ||
Colloquial | öyle olmak/yapmak | be too v. |
Colloquial | öyle olmak/yapmak | be so v. |
Colloquial | nasıl bilirse öyle yapmak | get your (own) way v. |
Colloquial | nasıl bilirse öyle yapmak | have your (own) way v. |
Colloquial | nasıl bilirse öyle yapmak | have it (all) your (own) way v. |
Colloquial | nasıl bilirse öyle yapmak | have things (all) your (own) way v. |
Colloquial | nasıl bilirse öyle yapmak | have everything (all) your (own) way v. |
Colloquial | öyle mi diyorsun (bir kadının söylediği bir lafı cinsel bir yöne çekerek şaka yapmak) | that's what she said expr. |
Idioms | ||
Idioms | nasıl bilirse öyle yapmak | get one's own way v. |
Speaking | ||
Speaking | (sen bilirsin) öyle yapmak zorundaysan | if you must expr. |
Slang | ||
Slang | öyle mi diyorsun (bir kadının söylediği bir lafı cinsel bir yöne çekerek şaka yapmak) | twss (that's what she said) expr. |