|
- It is a fact of life that works of art cannot be bought and sold without the intervention of art dealers.
- Sanat eserlerinin, sanat simsarlarının müdahalesi olmadan alınıp satılamayacağı hayatın bir gerçeğidir.
- As far as the circulation of works of art and shows is concerned, this is often related to mobility, of course.
- Sanat eserlerinin ve sergilerin dolaşımı söz konusu olduğunda, bu durum elbette genellikle hareketlilikle ilgilidir.
- Two, space is the real work of art.
- İkincisi, mekan hakikaten bir sanat eseri.
- We judge a work of art by its effect on our sincere and vital emotion, and nothing else.
- Bir sanat eserini samimi ve hayati duygularımız üzerindeki etkisine göre değerlendiririz, başka hiçbir şeye değil.
- Two, space is the real work of art.
- İkinci olarak, mekân tam bir sanat eseridir.
- Two, space is the real work of art.
- İkincisi, mekân gerçek bir sanat eseridir.
- We judge a work of art by its effect on our sincere and vital emotion, and nothing else.
- Bir sanat eserini, onun samimi ve hayati duygularımız üzerindeki etkisine göre yargılarız, başka hiçbir şeye göre değil.
- She is a work of art.
- O bir sanat eseri.
- This painting by Rembrandt is a work of art.
- Rembrandt'ın bu tablosu bir sanat eseri.
- This peach is a work of art.
- Bu şeftali bir sanat eseridir.
- Cornelius Gurlitt had hidden 1400 works of art stolen by the Nazis in his apartment.
- Cornelius Gurlitt Naziler tarafından çalınan 1400 sanat eserini dairesinde saklamıştı.
- The painter produces many fine works of art.
- Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir.
- A work of art is the unique result of a unique temperament.
- Bir sanat eseri, eşsiz bir mizacın eşsiz bir sonucudur.
- This peach is a work of art.
- Bu şeftali bir sanat eseri.
- His garden is a work of art.
- Onun bahçesi bir sanat eseridir.
- The painter produces many fine works of art.
- Ressam birçok güzel sanat eseri üretiyor.
- It's a work of art.
- Bu bir sanat eseri.
- She is a work of art.
- O tam bir sanat eseri.
- This Rembrandt painting is a work of art.
- Bu Rembrandt tablosu bir sanat eseri.
- Her garden is a work of art.
- Onun bahçesi bir sanat eseridir.
- It's a work of art.
- O bir sanat eseri.
- A work of art is the unique result of a unique temperament.
- Bir sanat eseri eşsiz bir mizacın eşsiz bir sonucudur.
- His garden is a work of art.
- Bahçesi bir sanat eseri.
- Cornelius Gurlitt had hidden 1400 works of art stolen by the Nazis in his apartment.
- Cornelius Gurlitt, Nazilerce çalınan 1400 sanat eserini evinde saklamıştı.
- It's a wonderful work of art.
- Harika bir sanat eseri.
Show More (22)
|
