Tureng - suspect - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	suspect	şüphelenmek	v.
	We have provided OLAF to further investigate suspected problems. Şüphelenilen sorunların daha fazla araştırılması için OLAF'ı görevlendirdik. Even suspected criminals are entitled to fair trials. Suçlu olduğundan şüphelenilen kişilerin bile adil yargılanma hakkı vardır. There are clear grounds for suspecting the United States of illegal industrial espionage. ABD'nin yasa dışı sanayi casusluğu yaptığından şüphelenmek için açık gerekçeler vardır. I suspect that one of the less agreeable aspects of European civilisation is being debated outside. Avrupa medeniyetinin en az kabul edilebilir yönlerinden birinin dışarıda tartışıldığından şüpheleniyorum. I suspect that the House would regard that as rather a large chunk of the available funds. Meclis'in bunu mevcut fonların oldukça büyük bir kısmı olarak göreceğinden şüpheleniyorum. Firstly, how will the Commission deal with uncovered or suspected fraud? İlk olarak, Komisyon ortaya çıkarılan veya şüphelenilen dolandırıcılıkla nasıl başa çıkacaktır? In 1999 there were good grounds for suspecting that the war was not only about Kosovo. 1999 yılında savaşın sadece Kosova ile ilgili olmadığından şüphelenmek için iyi nedenler vardı. I have still not received a response, and I suspect that we, too, are approaching this issue with insufficient vigour. Hâlâ bir yanıt alamadım ve bizim de bu konuya yeterli gayretle yaklaşmadığımızdan şüpheleniyorum. Saddam Hussein was toppled because he was suspected of having weapons of mass destruction. Saddam Hüseyin, kitle imha silahlarına sahip olduğundan şüphelenildiği için devrildi. Others reject GMOs and I suspect some of them would reject GMOs at any cost. Diğerleri GDO'ları reddediyor ve bazılarının ne pahasına olursa olsun GDO'ları reddedeceğinden şüpheleniyorum. I would hope that the European Commission is very much engaged with them but I suspect that is not the case. Avrupa Komisyonu'nun onlarla çok yakından ilgilendiğini umuyorum ama durumun böyle olmadığından şüpheleniyorum. We have provided OLAF to further investigate suspected problems. Şüphelenilen sorunların daha fazla araştırılması için Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Bürosu'nu görevlendirdik. I suspect that made a hell of a din. Bunun çok büyük bir gürültü yarattığından şüpheleniyorum. I suspect that, if this were so, I would have to argue with the Court of Auditors and with Parliament. Böyle bir durumda Sayıştay ve Parlamento ile tartışmak zorunda kalacağımdan şüpheleniyorum. I suspect that, if this were so, I would have to argue with the Court of Auditors and with Parliament. Öyle olsaydı, Sayıştay ve Parlamento ile tartışmak zorunda kalacağımdan şüpheleniyorum. I suspect that one of the less agreeable aspects of European civilisation is being debated outside! Avrupa medeniyetinin daha az kabul edilebilir yönlerinden birinin dışarıda tartışıldığından şüpheleniyorum! I suspect that I was over the limit on Monday on the bus from Basle Airport to Strasbourg! Pazartesi günü Basle Havaalanı'ndan Strazburg'a giden otobüste sınırı aştığımdan şüpheleniyorum! Or will we, as the United States suspects, not be willing to take the actions that will give reality to our ambitions? Yoksa ABD'nin şüphelendiği gibi, emellerimize gerçeklik kazandıracak adımları atmaya istekli olmayacak mıyız? I suspect that we will not get very far this year on the issues of agriculture and fisheries policy. Bu yıl tarım ve balıkçılık politikası konularında çok fazla ilerleme kaydedemeyeceğimizden şüpheleniyorum. One of the parties in the dispute always suspects the other of being biased. Uyuşmazlıktaki taraflardan biri her zaman diğerinin önyargılı olduğundan şüphelenir. We suspect your wife Karzai might be a drug addict. Eşiniz Karzai'nin de uyuşturucu bağımlısı olabileceğinden şüpheleniyoruz. Tom began to suspect that Mary was cheating on him. Tom Mary'nin onu aldattığından şüphelenmeye başladı. I suspect Tom didn't need to be there. Tom'un orada olmasına gerek olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom will eventually do that. Tom'un eninde sonunda bunu yapacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary have lived in Boston. Tom ve Mary'nin Boston'da yaşadığından şüpheleniyorum. The police suspected that Tom was a drug dealer. Polis Tom'un bir uyuşturucu satıcısı olduğundan şüphelendi. I knew they would suspect him. Ondan şüpheleneceklerini biliyordum. The policeman suspected the man was guilty. Polis, adamın suçlu olduğundan süphelendi. I suspect you've already done that. Bunu çoktan yaptığından şüpheleniyorum. I suspect that what Tom said wasn't true. Tom'un söylediğinin doğru olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom will do whatever you ask. Tom'un ne istersen yapacağından şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary were right. Tom ve Mary'nin haklı olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that he is lying. Yalan söylediğinden şüpheleniyorum. I always suspected that Tom was a little paranoid. Tom'un biraz paranoyak olduğundan hep şüphelenmişimdir. Everybody suspected him of taking a bribe. Herkes onun rüşvet aldığından şüpheleniyordu. I suspected Tom was unhappy. Tom'un mutsuz olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary don't want to be there. Tom ve Mary'nin orada olmak istemediklerinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom didn't do it. Tom'un yapmadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom is in Boston. Tom'un Boston'da olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary want to get married. Tom ve Mary'nin evlenmek istediğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom is interested. Tom'un ilgilendiğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are in there. Tom ve Mary'nin orada olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom is likely to do that. Tom'un bunu yapmasının muhtemel olduğundan şüpheleniyorum. I knew they would suspect you. Senden şüpheleneceklerini biliyordum. Tom suspects that Mary and I are plotting something. Tom, Mary ve benim bir şeyler planladığımızdan şüpheleniyor. I suspect Tom is a spy. Tom'un bir casus olduğundan şüpheleniyorum. Tom began to suspect that Mary was cheating on him. Tom, Mary'nin kendisini aldattığından şüphelenmeye başladı. I suspect Tom was tired. Tom'un yorgun olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary don't want to be there. Tom ve Mary'nin orada olmak istemediğinden şüpheleniyorum. People suspected Fadil right away. İnsanlar hemen Fadıl'dan şüphelendi. I suspect that Tom is at home, sleeping. Tom'un evde uyuduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom doesn't speak French. Tom'un Fransızca konuşmadığından şüpheleniyorum. Why do you suspect it was Tom who did that? Bunu yapanın Tom olduğundan neden şüpheleniyorsunuz? I suspect that Tom didn't do it. Tom'un bunu yapmadığından şüpheleniyorum. The happy young wife suspected nothing of it. Mutlu genç eş hiçbir şeyden şüphelenmedi. No one suspected us. Kimse bizden şüphelenmedi. Tom said he suspected Mary wouldn't do that. Tom, Mary'nin bunu yapmayacağından şüphelendiğini söyledi. I suspect Tom is wrong. Tom'un yanıldığından şüpheleniyorum. I suspect Tom is planning to be there. Tom'un orada olmayı planladığından şüpheleniyorum. After a bit of googling, I suspect that what you said may not be true. Biraz araştırdıktan sonra, söylediklerinin doğru olmayabileceğinden şüpheleniyorum. Sabotage was suspected. Sabotajdan şüphelenildi. We suspect him of telling a lie. Biz onun yalan söylediğinden şüpheleniyoruz. I suspect they water down the beer in that pub. O barda birayı sulandırdıklarından şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary have already left Boston. Tom ve Mary'nin çoktan Boston'dan ayrıldığından şüpheleniyorum. I suspect Tom isn't ready to do that yet. Tom'un bunu yapmaya henüz hazır olmadığından şüpheleniyorum. Tom didn't leave a suicide note, so the police suspect murder. Tom intihar notu bırakmadı, bu yüzden polis cinayetten şüpheleniyor. I suspect Tom and Mary aren't happy here. Tom ve Mary burada mutlu olmadığından şüpheleniyorum. Tom didn't suspect a thing. Tom hiçbir şeyden şüphelenmedi. Detectives don't suspect foul play. Dedektifler suikastten şüphelenmiyor. I suspect that Tom and Mary have to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmak zorunda olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom is over thirty. Tom'un otuzunu geçtiğinden şüpheleniyorum. Tom said he suspected Mary would do that. Tom, Mary'nin bunu yapacağından şüphelendiğini söyledi. I suspect that Tom is up to his old tricks again. Tom'un eski hilelerini yine yaptığından şüpheleniyorum. The police suspect that the burglar got in through an unlocked window. Polis, hırsızın kilitli olmayan bir pencereden girdiğinden şüpheleniyor. I suspect Tom won't wait very much longer. Tom'un çok fazla beklemeyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom won't want to do that tomorrow. Tom'un bunu yarın yapmak istemeyeceğinden şüpheleniyorum. It was just as you suspected. O tam senin şüphelendiğin gibiydi. I suspect that Tom knows this already. Tom'un bunu zaten bildiğinden şüpheleniyorum. Mary had no reason to suspect that Tom was two-timing her. Mary'nin Tom'un onu aldattığından şüphelenmesi için hiçbir sebebi yoktu. I suspected that Tom was the one who did that. Bunu yapan kişinin Tom'un olduğundan şüphelendim. I suspect Tom is discouraged. Tom'un cesaretinin kırıldığından şüpheleniyorum. I suspect Tom has to go to Boston next week. Tom'un önümüzdeki hafta Boston'a gitmesi gerektiğinden şüpheleniyorum. Sami didn't suspect a thing. Sami bir şeyden şüphelenmedi. I suspect that Tom won't want to do that with us. Tom'un bunu bizimle yapmak istemeyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom will never do that. Tom'un bunu asla yapmayacağından şüpheleniyorum. The police will suspect that he is the murderer. Polis onun katil olduğundan şüphelenecektir. Be careful that they don't suspect you. Senden şüphelenmemelerine dikkat et. I suspect Tom did it. Tom'un yaptığından şüpheleniyorum. Tom suspects that Mary is the one who stole his bicycle. Tom, Mary'nin bisikletini çalan kişi olduğundan şüpheleniyor. Nobody suspected anything like this. Kimse böyle bir şeyden şüphelenmemişti. I suspect you're wrong. Yanıldığından şüpheleniyorum. I suspect Tom won't do that. Tom'un bunu yapmayacağından şüpheleniyorum. The teacher suspected the student was cheating. Öğretmen, öğrencinin kopya çektiğinden şüpheleniyordu. I suspect Tom has done that. Tom'un bunu yaptığından şüpheleniyorum. I knew that Tom would suspect me. Tom'un benden şüpheleneceğini biliyordum. I suspect Tom is likely to do that. Tom'un bunu yapacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom won't wait very much longer. Tom'un daha fazla beklemeyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are bluffing. Tom ve Mary'nin blöf yaptığından şüpheleniyorum. No one suspected us. Hiç kimse bizden şüphelenmedi. I suspect Tom isn't the one who did this. Bunu yapanın Tom olmadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom is wrong. Tom'un yanıldığından şüpheleniyorum. I suspected that Tom was just being sarcastic. Tom'un sadece alay ettiğinden şüpheleniyorum. I suspect you know why I'm here. Neden burada olduğumu bildiğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom is downstairs. Tom'un alt katta olduğundan şüpheleniyorum. I suspected that Tom wouldn't be able to do that. Tom'un bunu yapamayacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are in Boston now. Tom ve Mary'nin şu an Boston'da olduklarından şüpheleniyorum. I suspect Tom is downstairs, watching TV. Tom'un aşağıda televizyon izlediğinden şüpheleniyorum. Everybody suspected him of bribery. Herkes onun rüşvet aldığından şüphelendi. Tom had no reason to suspect that Mary was lying. Tom'un Mary'nin yalan söylediğinden şüphelenmesi için hiçbir neden yoktu. Tom said that he suspected Mary would do that. Tom, Mary'nin bunu yapacağından şüphelendiğini söyledi. I suspect Tom will be there tonight. Tom'un bu gece orada olacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom isn't planning to go to Boston with you. Tom'un seninle Boston'a gitmeyi planlamadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary are healthy. Tom ve Mary'nin sağlıklı olduğundan şüpheleniyorum. Everybody suspected him of bribery. Herkes ondan rüşvet aldığından şüpheleniyordu. She didn't suspect anything. O hiçbir şeyden şüphelenmedi. I suspect Tom and Mary are planning on doing that together. Tom ve Mary'nin bunu birlikte yapmayı planladıklarından şüpheleniyorum. Tom suspected that his father was dyslexic. Tom babasının disleksik olduğundan şüpheleniyordu. I suspected Tom was worried. Tom'un endişelendiğinden şüphelendim. I suspect that Tom and Mary have already left Boston. Tom ve Mary'nin Boston'dan çoktan ayrıldıklarından şüpheleniyorum. I suspect Tom would agree to do that. Tom'un bunu yapmayı kabul edeceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary have done that. Tom ve Mary'nin bunu yaptığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary are exhausted. Tom ve Mary'nin yorgun olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom got what he wanted. Tom'un istediğini aldığından şüpheleniyorum. If we suspect others, others will suspect us just as much. Eğer biz başkalarından şüphelenirsek, başkaları da bizden aynı oranda şüphelenecektir. The police suspect that he was lying. Polis onun yalan söylediğinden şüphelendi. I suspect Tom is in Boston now. Tom'un şu anda Boston'da olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom cheated. Tom'un hile yaptığından şüpheleniyorum. He suspects me of telling a lie. O, benim yalan söylediğimden şüpheleniyor. I suspect that Tom and Mary are home. Tom ve Mary'nin evde olduğundan şüpheleniyorum. The policeman suspected the man was guilty. Polis, adamın suçlu olduğundan şüpheleniyordu. I suspect that Tom expects me to help Mary. Tom'un Mary'ye yardım etmemi beklediğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary have never done that together. Tom ve Mary'nin bunu birlikte hiç yapmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom can do that. Tom'un bunu yapabileceğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom will be furious. Tom'un öfkeli olacağından şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary are both single. Tom ve Mary'nin her ikisinin de bekar olduklarından şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary have both been arrested. Tom ve Mary'nin her ikisinin de tutuklandığından şüpheleniyorum. I suspect you won't need that. Buna ihtiyacın olmayacağından şüpheleniyorum. I can see why you suspected Tom. Neden Tom'dan şüphelendiğini anlayabiliyorum. I suspect Tom is in Boston now. Tom'un şu an Boston'da olduğundan şüpheleniyorum. We suspect that someone murdered Tom and just made it look like suicide. Birinin Tom'u öldürdüğünden ve intihar süsü verdiğinden şüpheleniyoruz. I suspect Tom is prepared. Tom'un hazır olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom doesn't have to do that. Tom'un bunu yapmak zorunda olmadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary are afraid to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmaktan korktuğundan şüpheleniyorum. No one suspected a thing. Kimse bir şeyden şüphelenmedi. Sami started suspecting Layla was seeing other men. Sami, Layla'nın başka erkeklerle görüştüğünden şüphelenmeye başladı. I suspect that Tom and Mary would be reluctant to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmakta isteksiz olacağından şüpheleniyorum. Who do you suspect? Kimden şüpheleniyorsun? I suspect Tom and Mary studied French together. Tom ve Mary'nin birlikte Fransızca çalıştıklarından şüpheleniyorum. I suspect that account belongs to Bora's horde. Bu hesabın Bora'nın sürüsüne ait olduğundan şüpheleniyorum. Mary had no reason to suspect that Tom was two-timing her. Mary'nin Tom'un onu aldattığından şüphelenmesi için bir neden yoktu. The police suspect that Tom poisoned Mary's food. Polis, Tom'un Mary'nin yemeğini zehirlediğinden şüpheleniyor. Why should you suspect me? Neden benden şüpheleniyorsun? No one suspected her. Hiç kimse ondan şüphelenmedi. Nobody suspected anything. Hiç kimse bir şeyden şüphelenmedi. Tom suspected that Mary was lying. Tom, Mary'nin yalan söylediğinden şüpheleniyordu. Tom suspected something was wrong. Tom bir şeylerin yanlış gittiğinden şüpheleniyordu. I knew Tom suspected us. Tom'un bizden şüphelendiğini biliyordum. The police suspected the truck's cargo. Polis kamyonun yükünden şüphelendi. I suspect Tom is upset. Tom'un üzgün olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom went to Boston. Tom'un Boston'a gittiğinden şüpheleniyorum. I knew that Tom suspected us. Tom'un bizden şüphelendiğini biliyordum. I suspect that Tom is unaware of what Mary has done. Tom'un Mary'nin ne yaptığından haberi olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom is still in love with you. Tom'un hala sana aşık olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom needs to do that sometime this week. Tom'un bu hafta bir ara bunu yapması gerektiğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom is unaware of what's happening in Boston. Tom'un Boston'da olanlardan haberi olmadığından şüpheleniyorum. Why do you suspect it was Tom who did that? Neden bunu yapanın Tom olduğundan şüpheleniyorsun? I suspect Tom wants to get married. Tom'un evlenmek istediğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom is homeless. Tom'un evsiz olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom will probably have to do that. Tom'un muhtemelen bunu yapmak zorunda kalacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom was the one who did that. Tom'un bunu yapan kişi olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom is concerned. Tom'un endişeli olduğundan şüpheleniyorum. No one suspected it. Kimse bundan şüphelenmedi. I suspect that Tom and Mary are alone. Tom ve Mary'nin yalnız olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom has lied to us. Tom'un bize yalan söylediğinden şüpheleniyorum. The police suspected that Tom was a drug dealer. Polis Tom'un uyuşturucu satıcısı olduğundan şüpheleniyor. I suspect Tom didn't need to be there. Tom'un orada olması gerekmediğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary have both done that. Tom ve Mary'nin ikisinin de bunu yaptığından şüpheleniyorum. Sami didn't suspect a thing. Sami hiçbir şeyden şüphelenmedi. I suspect Tom is still in love with you. Tom'un hâlâ sana aşık olduğundan şüpheleniyorum. I knew they would suspect her. Ondan şüpheleneceklerini biliyordum. I suspect that Tom and Mary were afraid to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmaktan korktuğundan şüpheleniyorum. I suspected Tom and Mary were planning on doing that together. Tom ve Mary'nin bunu birlikte yapmayı planladıklarından şüphelendim. We suspected him of lying. Biz onun yalan söylediğinden şüphelendik. I suspected Tom was planning to do that. Tom'un bunu yapmayı planladığından şüphelendim. I suspect Tom and Mary know something. Tom ve Mary'nin bir şeyler bildiğinden şüpheleniyorum. I suspected Tom was wrong. Tom'un yanıldığından şüphelendim. I suspect Tom and Mary are busy. Tom ve Mary'nin meşgul olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are discouraged. Tom ve Mary'nin cesaretinin kırıldığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary did that together. Tom ve Mary'nin bunu birlikte yaptığından şüpheleniyorum. I think Tom suspects me. Bence Tom benden şüpheleniyor. I suspect that Tom did that just to get some attention. Tom'un bunu sadece biraz ilgi çekmek için yaptığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom will be here tomorrow. Tom'un yarın burada olacağından şüpheleniyorum. No one suspected it. Kimse şüphelenmedi. I suspect that Tom is the one who stole the money. Parayı çalan kişinin Tom olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom wasn't really sick. Tom'un gerçekten hasta olmadığından şüpheleniyorum. I suspected nothing. Hiçbir şeyden şüphelenmedim. Do you think they suspect me? Sence benden şüpheleniyorlar mı? Why do you suspect me? Niçin benden şüpheleniyorsun? I never suspected anything. Hiçbir şeyden şüphelenmedim. I suspect Tom and Mary have to leave tomorrow. Tom ve Mary'nin yarın ayrılmak zorunda olduklarından şüpheleniyorum. I suspect that Tom went to Boston last weekend. Tom'un geçen hafta sonu Boston'a gittiğinden şüpheleniyorum. Tom didn't suspect anything. Tom bir şeyden şüphelenmedi. I suspect that Tom is the one who did that. Tom'un bunu yapan kişi olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom has to do that. Tom'un bunu yapması gerektiğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom shouldn't have done that. Tom'un onu yapmaması gerektiğinden şüpheleniyorum. It's just as I suspected. Tam da şüphelendiğim gibi. I suspect that you won't like it. Hoşunuza gitmeyeceğinden şüpheleniyorum. Tom knows the police suspect Mary. Tom polisin Mary'den şüphelendiğini biliyor. I suspect Tom would never do that. Tom'un bunu asla yapmayacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom won't wait for us. Tom'un bizi beklemeyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom doesn't do his homework by himself. Tom'un, ev ödevini kendi başına yapmadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom went to Boston last weekend. Tom'un geçen haftasonu Boston'a gittiğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom will want to go with us. Tom'un bizimle gitmek isteyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom isn't doing that now. Tom'un şu anda bunu yapmadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom will need to do that. Tom'un bunu yapmak zorunda kalacağından şüpheleniyorum. Tom will never suspect a thing. Tom asla bir şeyden şüphelenmez. I knew they would suspect Tom. Onların Tom'dan şüpheleneceğini biliyordum. I suspect that Tom didn't want to do that with Mary. Tom'un bunu Mary ile yapmak istemediğinden şüpheleniyorum. The police suspect that he robbed the bank. Polis, bankayı onun soyduğundan şüpheleniyor. Tom suspects nothing. Tom hiçbir şeyden şüphelenmez. Tom will never suspect a thing. Tom asla bir şeyden şüphelenmeyecek. I didn't suspect a thing. Hiçbir şeyden şüphelenmedim. I knew they would suspect Tom. Tom'dan şüpheleneceklerini biliyordum. I suspect that Tom and Mary would be reluctant to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmaya isteksiz olacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are planning to eat together. Tom ve Mary'nin birlikte yemek yemeyi planladıklarından şüpheleniyorum. Tom began to suspect Mary would leave him. Tom, Mary'nin onu terk edeceğinden şüphelenmeye başladı. The police have no suspects. Polisin şüphelendiği kimse yok. No one suspected him. Kimse ondan şüphelenmedi. Be careful that they don't suspect you. Dikkat et de senden şüphelenmesinler. I suspect that Tom has to do that. Tom'un bunu yapmak zorunda olduğundan şüpheleniyorum. He wasn't someone you'd suspect. O, şüpheleneceğin bir kimse değildi. Tom suspected that Mary had a crush on him. Tom, Mary'nin kendisine aşık olduğundan şüpheleniyordu. I suspect it was Tom who broke the window. Camı kıranın Tom olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom left early. Tom'un erken ayrıldığından şüpheleniyorum. Tom suspected it might be a trap. Tom bunun bir tuzak olabileceğinden şüphelendi. I suspect Tom and Mary are puzzled. Tom ve Mary'nin şaşkın olduklarından şüpheleniyorum. I suspect that Tom was sick. Tom'un hasta olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom needs to do that. Tom'un bunu yapması gerektiğinden şüpheleniyorum. Doctors suspect smoking has lot to do with cancer. Doktorlar sigara içmenin kanserle çok ilgisi olduğundan şüpheleniyorlar. Tom said he suspected that Mary would do that. Tom, Mary'nin bunu yapacağından şüphelendiğini söyledi. I suspect Tom and Mary both have to leave tomorrow. Tom ve Mary'nin ikisinin de yarın ayrılmaları gerektiğinden şüpheleniyorum. When did you first suspect it was Tom who stole your money? Paranı çalanın Tom olduğundan ilk ne zaman şüphelendin? They must have suspected me of stealing. Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar. I suspected that Tom was the one who did that. Bunu yapanın Tom olduğundan şüphelendim. Tom never suspected that Mary was the one who had stolen his wallet. Tom, cüzdanını çalanın Mary olduğundan hiç şüphelenmedi. I suspect Tom and Mary don't speak French. Tom ve Mary'nin Fransızca konuşmadığından şüpheleniyorum. Tom suspected that Mary had cheated on the test. Tom, Mary'nin sınavda kopya çektiğinden şüpheleniyordu. I suspect Tom and Mary are eager to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmaya hevesli olduklarından şüpheleniyorum. Sami never suspected anything. Sami hiçbir şeyden şüphelenmedi. I suspect that Tom and Mary are intoxicated. Tom ve Mary'nin sarhoş olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are anxious to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmak için endişelendiğinden şüpheleniyorum. I knew you would suspect us. Bizden şüpheleneceğini biliyordum. We suspected him of lying. Yalan söylediğinden şüphelendik. When did you first suspect it was Tom who stole your money? Paranı çalanın Tom olduğundan ilk kez ne zaman şüphelendin? I suspect Tom didn't do that. Tom'un bunu yapmadığından şüpheleniyorum. Tom suspected that Mary came to the party to steal something. Tom, Mary'nin partiye bir şey çalmak için geldiğinden şüpheleniyordu. I suspect that Tom and Mary don't like you. Tom ve Mary'nin senden hoşlanmadığından şüpheleniyorum. I didn't suspect anything. Bir şeyden şüphelenmedim. I suspect that Tom does that from time to time. Tom'un bunu zaman zaman yaptığından şüpheleniyorum. I suspect Tom isn't here. Tom'un burada olmadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom is telling the truth. Tom'un doğruyu söylediğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom is downstairs, watching TV. Tom'un alt katta, televizyon izlediğinden şüpheleniyorum. You suspect Tom, don't you? Tom'dan şüpheleniyorsun, değil mi? I suspect that Tom doesn't speak French. Tom'un Fransızca bilmediğinden şüpheleniyorum. I suspected Tom was lying. Tom'un yalan söylediğinden şüphelendim. I suspect Tom has to go to Boston next week. Tom'un gelecek hafta Boston'a gitmesi gerektiğinden şüpheleniyorum. I suspected as much. Ben de şüpheleniyordum. The police suspected there was a connection between the abandoned car and the dead body found three miles away. Polis, terk edilmiş araba ile üç mil ötede bulunan ceset arasında bir bağlantı olduğundan şüpheleniyordu. I suspect Tom and Mary are the ones who did that. Bunu yapanların Tom ve Mary olduğundan şüpheleniyorum. My parents didn't suspect anything. Annemle babam hiçbir şeyden şüphelenmedi. Tom never suspected anything. Tom hiçbir şeyden şüphelenmedi. I suspect that Tom will need to do that. Tom'un bunu yapması gerekeceğinden şüpheleniyorum. No one suspected you. Kimse senden şüphelenmedi. He began to suspect something was wrong when the seller didn't allow him to test the item before buying it. Satıcı, ürünü satın almadan önce test etmesine izin vermeyince bir şeylerin ters gittiğinden şüphelenmeye başladı. I always suspected that Tom was a little paranoid. Ben her zaman, Tom'un biraz paranoyak olduğundan şüphelendim. I suspect Tom can't understand French. Tom'un Fransızca anlamadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom is doing that now. Tom'un bunu şimdi yaptığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are in Boston now. Tom ve Mary'nin şu anda Boston'da olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary aren't in Boston. Tom ve Mary'nin Boston'da olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are engaged. Tom ve Mary'nin nişanlı olduğundan şüpheleniyorum. I knew you would suspect us. Bizden şüpheleneceğinizi biliyordum. I suspected nothing. Ben hiçbir şeyden şüphelenmedim. I suspect Tom can do that on his own. Tom'un bunu kendi başına yapabileceğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom is up to his old tricks again. Tom'un yine eski numaralarını yaptığından şüpheleniyorum. I suspect they're all gone. Hepsinin gittiğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom is nearby. Tom'un yakında olduğundan şüpheleniyorum. The police will suspect that he is the murderer. Polis onun katil olduğundan şüphelenecek. I suspect Tom doesn't have to do that anymore. Tom'un artık bunu yapmak zorunda olmamasından şüpheleniyorum. I suspect Tom is planning on being there. Tom'un orada olmayı planladığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom is in love with Mary. Tom'un Mary'ye aşık olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom will probably regret doing that. Tom'un muhtemelen bunu yaptığına pişman olacağından şüpheleniyorum. Tom never suspected that Mary was the one who had stolen his wallet. Tom cüzdanını çalan kişinin Mary olduğundan hiç şüphelenmedi. I suspected that Tom was confused. Tom'un kafasının karıştığından şüphelendim. I suspect Tom was the one who did that. Bunu yapanın Tom olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom needs to do that sometime this week. Tom'un bunu bu hafta içinde yapması gerektiğinden şüpheleniyorum. I don't think anyone suspected you weren't Tom. Hiç kimsenin senin Tom olmadığından şüphelendiğini sanmıyorum. I suspect Tom won't help Mary do that. Tom'un Mary'ye yardım etmeyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary don't have to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmak zorunda olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are planning on eating together. Tom ve Mary'nin birlikte yemek yemeyi planladıklarından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary have to go to Boston. Tom ve Mary'nin Boston'a gitmesi gerektiğinden şüpheleniyorum. They must have suspected me of stealing. Hırsızlık yaptığımdan şüphelenmiş olmalılar. No one suspected you. Hiç kimse senden şüphelenmedi. I suspect that Tom is doing that now. Tom'un şu anda bunu yaptığından şüpheleniyorum. Does Tom suspect anything? Tom bir şeyden şüpheleniyor mu? I suspect Tom was the only one who did that. Bunu yapan tek kişinin Tom olduğundan şüpheleniyorum. I never suspected anything. Asla hiçbir şeyden şüphelenmedim. I suspect Tom doesn't have to do that anymore. Tom'un artık bunu yapmak zorunda olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom had nothing to do with this. Tom'un bununla bir ilgisi olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom didn't leave when he was supposed to. Tom'un gitmesi gereken zamanda gitmediğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are doing that now. Tom ve Mary'nin bunu şimdi yaptıklarından şüpheleniyorum. I suspected that Tom had fallen in love with Mary. Tom'un Mary'ye âşık olduğundan şüphelendim. I suspect Tom knows why Mary doesn't like him. Tom'un Mary'nin ondan neden hoşlanmadığını bildiğinden şüpheleniyorum. Tom suspects that Mary is the one who stole his bicycle. Tom bisikletini Mary'nin çaldığından şüpheleniyor. I suspect he is ill. Hasta olduğundan şüpheleniyorum. Tom suspected Mary was kidding. Tom, Mary'nin şaka yaptığından şüphelendi. Tom suspected it might be a trap. Tom bunun bir tuzak olabileceğindan şüphelendi. I suspected Tom and Mary were planning to do that together. Tom ve Mary'nin bunu birlikte yapmayı planladıklarından şüphelendim. I suspect there was an intruder who got into the bedroom. Yatak odasına giren davetsiz bir misafir olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are pleased. Tom ve Mary'nin memnun olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom can't do that very well. Tom'un bunu çok iyi yapamayacağından şüpheleniyorum. I suspect him to be a liar. Onun bir yalancı olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary were able to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapabileceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary were the ones who did that. Bunu yapanların Tom ve Mary olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom is asleep. Tom'un uyuduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom was just being sarcastic. Tom'un sadece alaycı davrandığından şüpheleniyorum. That's what you suspected, wasn't it? Şüphelendiğin şey buydu, değil mi? I suspect that Tom is a cold-blooded murderer. Tom'un soğukkanlı bir katil olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary have gone to Boston. Tom ve Mary'nin Boston'a gittiğinden şüpheleniyorum. Tom began to suspect that Mary was planning a surprise birthday party. Tom Mary'nin sürpriz bir doğum günü partisi planladığından şüphelenmeye başladı. Do they suspect me? Benden şüpheleniyorlar mı? No one suspected Tom. Kimse Tom'dan şüphelenmedi. I suspected Tom was embarrassed. Tom'un utandığından şüphelendim. They suspected nothing. Hiçbir şeyden şüphelenmediler. I suspect Tom and Mary don't like me very much. Tom ve Mary'nin benden pek hoşlanmadığından şüpheleniyorum. I suspected that Tom had fallen in love with Mary. Tom'un Mary'ye aşık olduğundan şüpheleniyordum. I suspect Tom has finished doing that by now. Tom'un şimdiye kadar bunu yapmayı bitirdiğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom is going to be there tonight. Tom'un bu gece orada olacağından şüpheleniyorum. Turkish warships intercepted a Greek boat which was suspected to carry illegal immigrants. Türk savaş gemileri kaçak göçmen taşıdığından şüphelenilen bir Yunan teknesini durdurdu. I suspect Tom didn't go to Boston. Tom'un Boston'a gitmediğinden şüpheleniyorum. That's the person they suspect killed Tom. Tom'u öldürdüğünden şüphelendikleri kişi bu. I suspect Tom and Mary have both been sick. Tom ve Mary'nin ikisinin de hasta olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are prejudiced. Tom ve Mary'nin önyargılı olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom is in Boston. Tom'un Boston'da olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom knows more. Tom'un daha fazlasını bildiğinden şüpheleniyorum. People suspected Fadil right away. İnsanlar hemen Fadil'den şüphelendi. I suspect Tom and Mary are both unhappy. Tom ve Mary'nin ikisinin de mutsuz olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are incorrect. Tom ve Mary'nin hatalı olduğundan şüpheleniyorum. That's the person they suspect killed Tom. Tom'u öldürdüğünden şüphelendikleri şahıs bu. I suspected Tom was unhappy. Tom'un mutsuz olduğundan şüphelendim. I suspect Tom didn't do this. Tom'un bunu yapmadığından şüpheleniyorum. Mary suspects that there is something unnatural about Tom's passion for stoats. Mary, Tom'un geyiklere olan tutkusunda doğal olmayan bir şeyler olduğundan şüpheleniyor. We suspect that someone murdered Tom and just made it look like suicide. Birinin Tom'u öldürüp intihar süsü verdiğinden şüpheleniyoruz. I suspect that Tom and Mary are both single. Tom ve Mary'nin ikisinin de bekar olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom is intoxicated. Tom'un sarhoş olduğundan şüpheleniyorum. Nobody suspected anything. Kimse bir şeyden şüphelenmedi. Tom began to suspect that Mary was planning a surprise birthday party. Tom, Mary'nin sürpriz bir doğum günü partisi planladığından şüphelenmeye başladı. I suspect Tom is over thirty. Tom'un otuzunu aştığından şüpheleniyorum. I suspect that account belongs to Bora's horde. O hesabın Bora'nın sürüsüne ait olduğundan şüpheleniyorum. I suspected Tom was wrong. Tom'un hatalı olduğundan şüphelendim. I suspect Tom and Mary are both lonely. Tom ve Mary'nin ikisinin yalnız olduklarından şüpheleniyorum. I suspect Tom has finished doing that by now. Tom'un bunu yapmayı şimdiye kadar bitirdiğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom doesn't do his homework by himself. Tom'un ödevlerini kendi başına yapmadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom is reluctant to do that. Tom'un bunu yapmakta isteksiz olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom has already left for Boston. Tom'un Boston'a çoktan gittiğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom will do that next week. Tom'un bunu gelecek hafta yapacağından şüpheleniyorum. People suspected Fadil right away. İnsanlar hemen Fadıl'dan şüphelenmiş. I suspect Tom and Mary have lived in Boston. Tom ve Mary'nin Boston'da yaşadıklarından şüpheleniyorum. Tom suspected that Mary had a crush on him. Tom Mary'nin ona aşık olduğundan şüphelendi. I suspect that Tom and Mary are biased. Tom ve Mary'nin önyargılı olduğundan şüpheleniyorum. Tom suspects nothing. Tom hiçbir şeyden şüphelenmiyor. They didn't suspect anything. Hiçbir şeyden şüphelenmediler. I suspected she was dangerous. Tehlikeli olduğundan şüphelenmiştim. I suspect that Tom may have to do that. Tom'un bunu yapmak zorunda olabileceğinden şüpheleniyorum. I can see why you suspected Tom. Tom'dan neden şüphelendiğinizi anlayabiliyorum. I suspect Tom is puzzled. Tom'un kafasının karıştığından şüpheleniyorum. Nobody suspected. Kimse bundan şüphelenmedi. We suspect poisoning. Zehirlenmeden şüpheleniyoruz. I suspect Tom will do anything you ask. Tom'un istediğin her şeyi yapacağından şüpheleniyorum. I knew they would suspect you. Onların senden şüpheleneceğini biliyordum. She suspected that it was too late. O çok geç olduğundan şüphelendi. I don't think anyone suspected you weren't Tom. Kimsenin senin Tom olmadığından şüphelendiğini sanmıyorum. I suspect that Tom wants to get married. Tom'un evlenmek istediğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom won't want to go with us. Tom'un bizimle gelmek istemeyeceğinden şüpheleniyorum. He suspects me of telling a lie. Yalan söylediğimden şüpheleniyor. I suspect Tom is lost. Tom'un kaybolduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom will probably regret doing that. Tom'un muhtemelen bunu yapmasından pişman olacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom is bluffing. Tom'un blöf yaptığından şüpheleniyorum. I suspect Tom can't speak French very well. Tom'un çok iyi Fransızca konuşamadığından şüpheleniyorum. They suspected nothing. Onlar hiçbir şeyden şüphelenmedi. I suspect Tom is afraid. Tom'un korktuğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom will want to go with us. Tom'un bizimle gelmek isteyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom didn't have to be there. Tom'un orada olmak zorunda olmadığından şüpheleniyorum. Turkish warships intercepted a Greek boat which was suspected to carry illegal immigrants. Türk savaş gemileri yasadışı göçmenleri taşıdığından şüphelenilen bir Yunan teknesini durdurdu. I suspect Tom and Mary don't speak French. Tom ve Mary'nin Fransızca bilmediğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are in Boston. Tom ve Mary'nin Boston'da olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom lied. Tom'un yalan söylediğinden şüpheleniyorum. I suspected Tom was interested. Tom'un ilgilendiğinden şüphelendim. I suspect Tom has already left for Boston. Tom'un çoktan Boston'a gittiğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary were disappointed. Tom ve Mary'nin hayal kırıklığına uğradıklarından şüpheleniyorum. They suspected something was about to happen. Bir şeyler olacağından şüpheleniyorlardı. I suspect Tom and Mary are planning to eat together. Tom ve Mary'nin birlikte yemeyi planladıklarından şüpheleniyorum. I suspect Tom knows why Mary doesn't like him. Tom'un Mary'nin neden ondan hoşlanmadığını bildiğinden şüpheleniyorum. Do you have any other reasons to suspect Tom? Tom'dan şüphelenmek için herhangi başka nedenlerin var mı? I suspect that Tom and Mary were afraid to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmaktan korktuklarından şüpheleniyorum. I knew you would suspect them. Onlardan şüpheleneceğinizi biliyordum. Tom suspected Mary was the one who had spilled coffee on his computer. Tom, bilgisayarına kahve döken kişinin Mary olduğundan şüphelendi. I suspect Tom is home. Tom'un evde olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom wasn't the one who did that. Bunu yapanın Tom olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom wasn't the only one who did that. Bunu yapanın sadece Tom olmadığından şüpheleniyorum. They'll suspect me. Benden şüphelenecekler. Does Tom suspect anything? Tom bir şeylerden mi şüpheleniyor? I suspected that Tom wouldn't be able to do that. Tom'un bunu yapamayacağından şüphelendim. I suspect that Tom wants to do that. Tom'un bunu yapmak istediğinden şüpheleniyorum. I suspected that Tom had gone to Boston. Tom'un Boston'a gittiğinden şüphelendim. I suspect Tom won't help Mary do that. Tom'un Mary'nin bunu yapmasına yardım etmeyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom will hate this. Tom'un bundan nefret edeceğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom did that on purpose. Tom'un bunu bilerek yaptığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary know something. Tom ve Mary'nin bir şey bildiğinden şüpheleniyorum. No one suspected them. Kimse onlardan şüphelenmedi. I suspect Tom is prejudiced. Tom'un önyargılı olduğundan şüpheleniyorum. Tom suspected that Mary was lying. Tom Mary'nin yalan söylediğinden şüphelendi. I suspect that Tom is the one who did that. Bunu yapanın Tom olduğundan şüpheleniyorum. I think Tom suspects me. Sanırım Tom benden şüpheleniyor. I suspect Tom and Mary are doing that now. Tom ve Mary'nin şu anda bunu yaptığından şüpheleniyorum. She suspected that it was too late. Çok geç olduğundan şüpheleniyordu. Do they suspect me? Onlar benden şüpheleniyor mu? I suspect Tom and Mary are both retired. Tom ve Mary'nin ikisinin de emekli olduğundan şüpheleniyorum. Do you suspect me? Benden şüpheleniyor musun? We all suspect him of murder. Hepimiz onun cinayet işlediğinden şüpheleniyoruz. I suspect Tom and Mary are both lonely. Tom ve Mary'nin yalnız olduklarından şüpheleniyorum. I suspect Tom is up to something. Tom'un bir şeylerin peşinde olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary are afraid to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmaktan korktuklarından şüpheleniyorum. I suspect Tom probably won't do that. Tom'un muhtemelen bunu yapmayacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom wasn't the only one who did that. Tom'un bunu yapan tek kişi olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom didn't want to be there. Tom'un orada olmak istemediğinden şüpheleniyorum. After a bit of googling, I suspect that what you said may not be true. Google'da biraz araştırdıktan sonra, söylediklerinin doğru olmayabileceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom will have to do that next week. Tom'un bunu gelecek hafta yapmak zorunda kalacağından şüpheleniyorum. Tom didn't leave a suicide note, so the police suspect murder. Tom bir intihar notu bırakmadı, bu yüzden polis cinayetten şüpheleniyor. It's just as I suspected. Aynen şüphelendiğim gibi. Tom doesn't suspect a thing. Tom hiçbir şeyden şüphelenmiyor. I suspect that Tom and Mary were anxious to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmak için endişelendiğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary have finished doing that. Tom ve Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğinden şüpheleniyorum. The police suspect Tom poisoned Mary. Polis Tom'un Mary'yi zehirlediğinden şüpheleniyor. I suspect Tom and Mary have both agreed to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmayı kabul ettiklerinden şüpheleniyorum. Nobody suspected anything like this. Kimse böyle bir şeyden şüphelenmedi. I am beginning to suspect that I am the love of my life. Hayatımın aşkı olduğumdan şüphelenmeye başlıyorum. Nobody suspected. Kimse şüphelenmedi. I didn't suspect anything. Ben hiçbir şeyden şüphelenmedim. I suspect Tom and Mary don't like me much. Tom ve Mary'nin beni pek sevmediğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom is waiting for us. Tom'un bizi beklediğinden şüpheleniyorum. Tom said that he suspected Mary wouldn't do that. Tom, Mary'nin bunu yapmayacağından şüphelendiğini söyledi. Tom didn't suspect a thing. Tom bir şeyden şüphelenmedi. I suspect Tom and Mary are sympathetic. Tom ve Mary'nin sempatik olduğundan şüpheleniyorum. The police suspect Tom poisoned Mary. Polis Mary'yi Tom'un zehirlediğinden şüpheleniyor. I suspect Tom and Mary are hiding something. Tom ve Mary'nin bir şeyler sakladığından şüpheleniyorum. I suspected Tom was worried. Tom'un endişeli olduğundan şüphelendim. Why do you suspect that Tom was the one who did that? Neden bunu yapan kişinin Tom olduğundan şüpheleniyorsun? I suspect Tom and Mary aren't happy here. Tom ve Mary'nin burada mutlu olmadıklarından şüpheleniyorum. No one suspected them. Hiç kimse onlardan şüphelenmedi. I suspect that Tom will be furious. Tom'un öfkeleneceğinden şüpheleniyorum. No one suspected him. Hiç kimse ondan şüphelenmedi. Everybody suspected him of taking a bribe. Herkes onun rüşvet aldığından şüphelendi. I suspect you're right. Haklı olduğundan şüpheleniyorum. He wasn't someone you'd suspect. O, şüpheleneceğin biri değildi. Why do you suspect me? Neden benden şüpheleniyorsun? Tom doesn't suspect a thing. Tom bir şeyden şüphelenmiyor. Tom suspected Mary was the one who had spilled coffee on his computer. Tom bilgisayarına kahve döken kişinin Mary olduğundan şüphelenmektedir. I suspect what Tom said wasn't true. Tom'un söylediğinin doğru olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary have both agreed to do that. Tom ve Mary'nin ikisinin de bunu yapmayı kabul ettiğinden şüpheleniyorum. Who do you suspect? Kimden şüpheleniyorsunuz? Tom suspected Mary and John were dating each other. Tom, Mary ve John'un birbirleriyle çıktıklarından şüpheleniyordu. I suspect that Tom may have to do that. Tom'un bunu yapmak zorunda kalabileceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom doesn't like you. Tom'un senden hoşlanmadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary want to get married. Tom ve Mary'nin evlenmek istediklerinden şüpheleniyorum. Tom said he suspected that Mary wouldn't do that. Tom, Mary'nin bunu yapmayacağından şüphelendiğini söyledi. I suspect Tom is being sarcastic. Tom'un alaycı olduğundan şüpheleniyorum. I suspect that Tom and Mary don't really enjoy doing that. Tom ve Mary'nin bunu yapmaktan gerçekten hoşlanmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are drunk. Tom ve Mary'nin sarhoş olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are planning to do that together. Tom ve Mary'nin bunu birlikte yapmayı planladıklarından şüpheleniyorum. I suspect that Tom has agreed to do that. Tom'un bunu yapmayı kabul ettiğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are both unmarried. Tom ve Mary'nin evli olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are both retired. Tom ve Mary'nin emekli olduklarından şüpheleniyorum. I suspect Tom isn't eager to do that. Tom'un bunu yapmaya hevesli olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary don't want to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmak istemediğinden şüpheleniyorum. Tom suspects that Mary and I are plotting something. Tom, Mary ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor. I suspect that Tom is depressed. Tom'un depresyonda olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom will probably need to do that. Tom'un muhtemelen bunu yapmak zorunda kalacağından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary weren't the ones who did that. Bunu yapanların Tom ve Mary olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary aren't busy. Tom ve Mary'nin meşgul olmadığından şüpheleniyorum. Do you have any other reasons to suspect Tom? Tom'dan şüphelenmek için başka bir nedeniniz var mı? I suspect Tom shouldn't be here. Tom'un burada olmaması gerektiğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary want us to help them. Tom ve Mary'nin onlara yardım etmemizi istediklerinden şüpheleniyorum. I suspect Tom has been injured. Tom'un yaralandığından şüpheleniyorum. I suspect Tom won't go to Boston next week. Tom'un gelecek hafta Boston'a gitmeyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom would never do that. Tom'un asla bunu yapmayacağından şüpheleniyorum. Tom suspected Mary and John were dating each other. Tom, Mary ve John'un birbirleriyle çıktıklarından şüphelendi. I suspect that Tom has lied to us. Tom'un bize yalan söylediğinden şüpheleniyorum. Why do you suspect sabotage? Neden sabotajdan şüpheleniyorsun? He didn't suspect anything. O hiçbir şeyden şüphelenmedi. I knew you would suspect me. Benden şüpheleneceğinizi biliyordum. Police suspect that the kidnappers could be armed. Polis, kaçıranların silahlı olabileceğinden şüpheleniyor. I suspect that Tom will do that. Tom'un bunu yapacağından şüpheleniyorum. I suspect that Tom is embarrassed. Tom'un utandığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom can do that by himself. Tom'un bunu kendi başına yapabileceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom is involved. Tom'un bu işe karıştığından şüpheleniyorum. I suspect Tom had nothing to do with that. Tom'un bununla bir ilgisi olmadığından şüpheleniyorum. Sabotage was suspected. Sabotajdan şüpheleniliyordu. They didn't suspect anything. Onlar hiçbir şeyden şüphelenmediler. I suspect that Tom isn't telling the truth. Tom'un doğruyu söylemediğinden şüpheleniyorum. I suspect that Tom is right. Tom'un haklı olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom won't want to go with us. Tom'un bizimle gitmek istemeyeceğinden şüpheleniyorum. I suspect Tom has to leave. Tom'un gitmek zorunda olduğundan şüpheleniyorum. Be careful that they don't suspect you. Senden şüphelenmemeleri için dikkatli ol. I suspect that Tom shouldn't have done that. Tom'un bunu yapmaması gerektiğinden şüpheleniyorum. Tom suspected that his father was dyslexic. Tom babasının disleksik olduğundan şüphelendi. The police suspect that he robbed the bank. Polis onun bankayı soyduğundan şüpheleniyor. No one suspected me. Kimse benden şüphelenmedi. I suspected that something like this might happen. Böyle bir şey olabileceğinden şüpheleniyordum. It was just as you suspected. Tam da şüphelendiğin gibiydi. I suspect that Tom cheated on the test. Tom'un sınavda kopya çektiğinden şüpheleniyorum. I know that the police suspect me. Polisin benden şüphelendiğini biliyorum. I suspect that Tom did that just to get some attention. Tom'un bunu biraz dikkat çekmek için yaptığından şüpheleniyorum. I suspect Tom is prepared to do that. Tom'un bunu yapmaya hazır olduğundan şüpheleniyorum. Tom didn't suspect anything. Tom hiçbir şeyden şüphelenmedi. I suspect Tom doesn't want to get married. Tom'un evlenmek istemediğinden şüpheleniyorum. Why do you suspect that Tom was the one who did that? Bunu yapanın Tom olduğundan neden şüpheleniyorsun? I suspect that Tom is being sarcastic. Tom'un alaycı olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom is hiding something from me. Tom'un benden bir şey sakladığından şüpheleniyorum. Detectives don't suspect foul play. Dedektifler cinayetten şüphelenmiyor. The police suspect that Tom poisoned Mary's food. Polis Tom'un Mary'nin yemeğini zehirlediğinden şüpheleniyor. I suspect Tom and Mary have both been sick. Tom ve Mary'nin her ikisinin de hasta olduğundan şüpheleniyorum. I knew Tom would suspect me. Tom'un benden şüpheleneceğini biliyordum. No one suspected me. Hiç kimse benden şüphelenmedi. I suspect that Tom is nearby. Tom'un yakınlarda olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are up to something. Tom ve Mary'nin bir şeyler çevirdiğinden şüpheleniyorum. He wasn't someone you'd suspect. Şüpheleneceğin biri değildi. I suspect that Tom is uncomfortable. Tom'un rahatsız olduğundan şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are hiding something. Tom ve Mary'nin bir şey sakladığından şüpheleniyorum. I suspect they water down the beer in that pub. O barda biraya su kattıklarından şüpheleniyorum. The police suspect that he was lying. Polisler, onun yalan söylediğinden şüpheleniyorlar. Tom suspected that Mary came to the party to steal something. Tom, Mary'nin partiye bir şey çalmak için geldiğinden şüphelendi. I suspect that Tom and Mary aren't very hungry. Tom ve Mary'nin çok aç olmadığından şüpheleniyorum. I suspect Tom and Mary are waiting for us. Tom ve Mary'nin bizi beklediğinden şüpheleniyorum. No one suspected her. Kimse ondan şüphelenmedi. We suspect him of telling a lie. Yalan söylediğinden şüpheleniyoruz. I suspect Tom can't do that very well. Tom'un bunu pek iyi yapamadığından şüpheleniyorum. I suspect that Tom is reluctant to do that. Tom'un bunu yapmaya isteksiz olduğundan şüpheleniyorum. Show More (544)
2	suspect	şüpheli	adj., n.
	Most of the suspects are either Hindus themselves or Hindu sympathisers. Şüphelilerin çoğu ya Hinduların kendileri ya da Hindu sempatizanları. It will be essential, however, to keep the suspects under observation and to take further precautions. Bununla birlikte şüphelilerin gözlem altında tutulması ve ilave önlemlerin alınması elzem olacaktır. The torture and abuse of suspects are also common practice. Şüphelilere işkence ve kötü muamele de yaygın bir uygulamadır. The US is prepared to remove American suspects by force. ABD, Amerikalı şüphelileri güç kullanarak ortadan kaldırmaya hazırdır. Most of the suspects are either Hindus themselves or Hindu sympathisers. Şüphelilerin çoğu ya kendileri Hindu ya da Hindu sempatizanı. It is not the Presidency that deserves to be criticised here, but the usual suspects who feel their plans may be upset. Burada eleştirilmeyi hak eden Cumhurbaşkanlığı değil, planlarının altüst olabileceğini düşünen olağan şüphelilerdir. This strikes us as rather suspect. Bu bize oldukça şüpheli geliyor. Most of the suspects are either Hindus themselves or Hindu sympathisers. Şüphelilerin çoğu ya Hindu ya da Hindu sempatizanı. The method of calculation of the premium is complicated and statistically suspect. Prim hesaplama yöntemi karmaşık ve istatistiksel olarak şüphelidir. As is generally known, the rights of suspects are not generally adequately protected in the United States. Genel olarak bilindiği üzere, Birleşik Devletler'de şüphelilerin hakları genellikle yeterince korunmamaktadır. The administration of justice in the United States does not provide sufficient guarantees for the rights of suspects. Amerika Birleşik Devletleri'nde adalet yönetimi şüphelilerin hakları için yeterli güvence sağlamamaktadır. The five suspects are also silent. Beş şüpheli de sessizliğini koruyor. Other large countries would then be suspect from the very start. Diğer büyük ülkeler de en başından itibaren şüpheli olacaktır. Hopefully, again it is only a suspect case and will remain so. Umarım, bu sadece şüpheli bir durumdur ve öyle kalacaktır. Other large countries would then be suspect from the very start. Bu durumda diğer büyük ülkeler en başından itibaren şüpheli olacaktır. There should, for example, be a limit on the length of time suspects may be remanded in custody before trial. Örneğin, şüphelilerin yargılanmadan önce gözaltında tutulabilecekleri süreye bir sınır getirilmelidir. Although we doubted it at first, the suspect's story checked out. Her ne kadar ilk başta şüphe etsek de şüphelinin hikayesi doğru çıktı. She questioned a suspect. O bir şüpheliyi sorguladı. Tom is a suspect in a homicide investigation. Tom bir cinayet soruşturmasında şüpheli. Police raced to the suspect's house. Polis hızla şüphelinin evine gitti. Tom and Mary are the main suspects. Tom ve Mary baş şüpheliler. You're a suspect. Şüphelisin. He excluded the woman from the suspects. Kadını şüphelilerin dışında bıraktı. The suspect had to lay all his personal effects on the table. Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masanın üzerine koymak zorunda kaldı. The suspect had a nervous disposition, was a chain smoker and had bitten his nails down to the quick. Şüphelinin sinirli bir mizacı vardı, sigara tiryakisiydi ve tırnaklarını yemişti. I suspect Tom has done that. Tom'un bunu yaptığından şüpheliyim. I suspect Tom got what he wanted. Tom'un istediğini aldığından şüpheliyim. The fingerprints left on the weapon match the suspect's. Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor. The suspect refused to cooperate. Şüpheli işbirliği yapmayı reddetti. The suspect was revealed to be a young teenager named Dan Anderson. Şüphelinin Dan Anderson adında bir genç ergen olduğu ortaya çıkarıldı. Tom is the only suspect. Tom tek şüpheli. The suspect was last seen wearing paint-splattered carpenter pants. Şüpheli en son boya lekeli marangoz pantolonu giyerken görülmüş. Sami gave police a description of the suspect. Sami polise şüphelinin bir eşkalini verdi. She interrogated a suspect. O bir şüpheliyi sorguya çekti. The police are looking for suspects. Polis şüphelileri arıyor. I suspect Tom was the only one who did that. Tom'un bunu yapan tek kişi olduğundan şüpheliyim. Both suspects fled on foot. Her iki şüpheli de yürüyerek kaçtı. Three suspects have been arrested. Üç şüpheli tutuklandı. This man's behaviour is mysterious and suspect. Bu adamın davranışları gizemli ve şüpheli. The suspect was taken into custody. Şüpheli gözaltına alındı. I suspect Tom isn't eager to do that. Tom'un bunu yapmak için istekli olmadığından şüpheliyim. She questioned a suspect. Bir şüpheliyi sorguladı. Sami was a suspect. Sami bir şüpheliydi. I suspect that he is lying. Ben onun yalan söylediğinden şüpheliyim. Tom and Mary were both suspects. Tom ve Mary her ikisi de şüpheliydi. The suspect's name hasn't been released. Şüphelinin adı yayınlanmadı. The suspects fled the scene. Şüpheliler olay yerinden kaçtı. Who were the other suspects? Diğer şüpheliler kimdi? Tom hasn't yet been eliminated as a suspect. Tom henüz şüpheli olmaktan çıkarılmadı. The suspect is a black male. Şüpheli siyah bir erkek. Everybody now is a suspect. Artık herkes şüpheli. Tom isn't a suspect anymore, is he? Tom artık bir şüpheli değil, değil mi? I suspect Tom did it. Bunu Tom'un yaptığından şüpheliyim. Tom and Mary were both suspects. Tom ve Mary şüpheliydi. Did you advise the suspect of his rights? Şüpheliye haklarını bildirdiniz mi? Tom has been eliminated as a suspect. Tom bir şüpheli olarak yok edildi. Layla was the only suspect in Sami's brutal murder. Layla, Sami'nin vahşi cinayetinin tek şüphelisiydi. Tom realized he was a suspect. Tom onun bir şüpheli olduğunu fark etti. I suspect Tom and Mary were able to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapabildiğinden şüpheliyim. No charges have been filed against the suspect. Şüpheliye karşı herhangi bir suçlamada bulunulmadı. The police officer put handcuffs on the suspect. Polis, şüpheliyi kelepçeledi. You're the most obvious suspect. En bariz şüpheli sensin. The police arrested a suspect in connection with the robbery. Polis soygunla ilgili olarak bir şüpheliyi tutukladı. I suspect what Tom said wasn't true. Tom'un söylediklerinin doğru olmadığından şüpheliyim. He was arrested as a suspect in a criminal case. Bir ceza davasında şüpheli olarak tutuklandı. The police arrested a suspect yesterday. Polis dün bir şüpheliyi tutukladı. I'm a suspect. Ben bir şüpheliyim. Police arrested three suspects. Polis üç şüpheliyi tutukladı. Everybody's a suspect. Herkes bir şüphelidir. There's no shortage of possible suspects. Olası şüphelilerin kıtlığı yok. The police arrested Tom because he looked a little like the suspect. Polis Tom'u tutukladı çünkü şüpheliye biraz benziyordu. The suspect has dark hair. Şüphelinin koyu renk saçları var. The police investigated the suspects' past. Polis şüphelilerin geçmişini araştırdı. The sheriff beat the suspect until he was almost dead. Şerif, şüpheliyi neredeyse ölene kadar dövdü. Two detectives followed the suspect. İki dedektif şüpheliyi takip etti. Both suspects fled on foot. İki şüpheli de yaya olarak kaçtı. I suspect Tom and Mary are anxious to do that. Tom ve Mary'nin bunu yapmak için endişeli olduğundan şüpheliyim. You're a suspect. Sen bir şüphelisin. The suspect had to lay all his things on the table. Şüpheli tüm eşyalarını masanın üzerine koymak zorunda kaldı. I could be a suspect. Bir şüpheli olabilirim. Everybody now is a suspect. Şimdi herkes bir şüpheli. Tom is a suspect, isn't he? Tom bir şüpheli, değil mi? The suspect is a man in his late thirties. Şüpheli, otuzlu yaşlarının sonunda bir adam. All of the suspects have solid alibis. Tüm şüphelilerin sağlam mazeretleri var. Tom and Mary are suspects. Tom ve Mary şüpheliler. The suspect was identified quickly after being recorded on closed-circuit television. Şüpheli, kapalı devre televizyonda kaydedildikten sonra hemen tespit edildi. The police were inquiring into the suspect's past. Polisler şüphelinin geçmişini araştırıyordu. The fingerprints left on the weapon match the suspect's. Silahtaki parmak izleri şüphelininkilerle uyuşuyor. She locked up a suspect. Bir şüpheliyi kilit altına aldı. This man's behaviour is mysterious and suspect. Bu adamın davranışı gizemli ve şüphelidir. The police consider Tom a suspect. Polis Tom'u şüpheli olarak görüyor. Most of the suspects have been arrested. Şüphelilerin çoğu tutuklandı. The police ordered the suspect to drop his gun. Polis şüpheliye silahını bırakmasını emretti. Right now there are two suspects. Şu anda iki şüpheli var. Fadil gave the police the name of a suspect. Fadıl, polise bir şüphelinin adını verdi. I suspect Tom and Mary are up to something. Tom ve Mary'nin bir şeylerin peşinde olduğundan şüpheliyim. The police have a sketch of the suspect. Polisin elinde şüphelinin robot resmi var. She described the suspect. O, şüpheliyi tanımladı. Tom Jackson is our only suspect. Tom Jackson tek şüphelimiz. I suspect Tom and Mary are the ones who did that. Tom ve Mary'nin bunu yapan kişiler olduğundan şüpheliyim. The police arrested the suspect yesterday. Polis şüpheliyi dün tutukladı. The suspects fled on foot. Şüpheliler yürüyerek kaçtılar. I suspect that what Tom said wasn't true. Tom'un söylediklerinin doğru olmadığından şüpheliyim. The police don't have a suspect. Polisin elinde bir şüpheli yok. The suspect began to confess at last. Şüpheli sonunda itiraf etmeye başladı. We're suspects. Biz şüpheliyiz. Tom was arrested as a suspect in a criminal case. Tom bir ceza davasında şüpheli olarak tutuklandı. The suspect was told not to leave town. Şüpheliye şehri terk etmemesi söylendi. The police arrested a suspect in connection with the robbery. Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı. I'm not a suspect. Şüpheli değilim ben. Tom is a suspect. Tom bir şüpheli. The police ordered the suspect to drop his gun. Polis şüphelinin silahını bırakmasını emretti. The suspect had to lay all his personal effects on the table. Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı. The suspect was told not to leave town. Şüpheliye kasabadan ayrılmaması söylendi. Apart from his parents, nobody would defend the suspect. Anne ve babasının dışında, hiç kimse şüpheliyi savunmadı. The suspect has dark hair. Şüphelinin koyu renkli saçları var. He's our only suspect. Tek şüphelimiz o. The policeman wouldn't let go of the suspect. Polis şüpheliyi bırakmadı. I was surprised that Tom was among the suspects in the murder. Tom'un cinayet şüphelileri arasında olmasına şaşırdım. Tom wasn't a suspect. Tom bir şüpheli değildi. You're not a suspect. Şüpheli değilsin. The suspects fled on foot. Şüpheliler yaya olarak kaçtı. The suspect reportedly stole computers. Şüphelinin bilgisayar çaldığı bildirildi. The police detained several suspects for questioning. Polis birkaç şüpheliyi sorgulamak üzere gözaltına aldı. Sami was a potential suspect. Sami potansiyel bir şüpheliydi. The suspect committed an act of industrial espionage. Şüpheli bir sanayi casusluğu eylemi gerçekleştirdi. The suspect was last seen wearing blue jeans and an orange sweatshirt. Şüpheli en son mavi kot pantolon ve turuncu bir kazak giyerken görüldü. She locked up a suspect. O bir şüpheliyi kilitledi. Fadil gave the police the name of a suspect. Fadıl polise bir şüphelinin adını verdi. Police raced to the suspect's house. Polis şüphelinin evine koştu. There's no shortage of possible suspects. Olası şüphelilerin sayısı hiç de az değil. Two detectives followed the suspect. İki dedektif şüpheliyi izledi. The police officer put handcuffs on the suspect. Polis memuru şüpheliye kelepçe taktı. The police officer said he believes the suspect has a direct connection to the crime. Polis memuru, şüphelinin suçla doğrudan bağlantılı olduğuna inandığını söyledi. One suspect has been identified. Bir şüphelinin kimliği belirlendi. Tom isn't a suspect. Tom bir şüpheli değil. Tom is not a suspect anymore. Tom artık bir şüpheli değil. The suspects fled the scene. Şüpheliler olay yerinden kaçtılar. When a woman is murdered, the husband or boyfriend is always the number one suspect. Bir kadın öldürüldüğünde, kocası veya sevgilisi bir numaralı şüphelidir. The police officer said he believes the suspect has a direct connection to the crime. Polis memuru, şüphelinin suçla doğrudan bir bağlantısı olduğuna inandığını söyledi. I suspect Tom is planning to be there. Tom'un orada olmayı planladığından şüpheliyim. She interrogated a suspect. Bir şüpheliyi sorguladı. I suspect that Tom was sick. Tom'un hasta olduğundan şüpheliyim. Sami's wife was the prime suspect. Sami'nin karısı asıl şüpheliydi. The police have a suspect in custody. Polisin gözaltında bir şüphelisi var. There were a dozen suspects in the case. Davada bir düzine şüpheli vardı. I suspect Tom and Mary are puzzled. Tom ve Mary'nin şaşkın olduğundan şüpheliyim. I suspect Tom and Mary were the ones who did that. Tom ve Mary'nin bunu yapan kişiler olduklarından şüpheliyim. You're the most obvious suspect. Sen en açık şüphelisin. Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty. Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır. The suspect confessed. Şüpheli itiraf etti. The suspect has confessed. Şüpheli itiraf etti. No suspects have been arrested. Hiçbir şüpheli tutuklanmadı. I suspect Tom is up to something. Tom'un bir şeyin peşinde olduğundan şüpheliyim. Tom Jackson is our only suspect. Tom Jackson bizim tek şüphelimiz. Tom is no longer a suspect. Tom artık bir şüpheli değil. The suspect is armed and dangerous. Şüpheli silahlı ve tehlikeli. Both Tom and I were suspects. Hem Tom hem de ben şüpheliydik. I suspect Tom isn't ready to do that yet. Tom'un bunu yapmaya hazır olmadığı konusunda şüpheliyim. I suspect Tom and Mary studied French together. Tom ve Mary'nin birlikte Fransızca çalıştığı konusunda şüpheliyim. The police were inquiring into the suspect's past. Polis, şüphelinin geçmişini soruşturuyordu. The suspect is armed and dangerous. Şüpheli, silahlı ve tehlikelidir. We've got a suspect in custody. Gözaltında bir şüphelimiz var. Am I a suspect? Şüpheli miyim? Layla was the only suspect in Sami's brutal murder. Sami'nin acımasızca öldürülmesindeki tek şüpheli Leyla'ydı. We have three divers now searching for a gun that we believed that the suspect threw off the bridge. Şüphelinin köprüden attığına inandığımız bir silahı şu an arayan üç dalgıcımız var. You're not a suspect. Sen bir şüpheli değilsin. The whereabouts of the suspect is still unknown. Şüphelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor. Tom is a suspect in a homicide investigation. Tom bir cinayet soruşturmasında bir şüphelidir. I suspect Tom can do that. Tom'un onu yapabileceğinden şüpheliyim. There are no suspects in custody. Gözaltında hiç şüpheli yok. The suspect wanted to avoid being arrested. Şüpheli tutuklanmaktan kaçınmak istedi. The suspect was last seen wearing blue jeans and an orange sweatshirt. Şüpheli en son üzerinde mavi kot pantolon ve turuncu sweatshirt ile görülmüş. The suspect had to lay all his things on the table. Şüpheli tüm eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı. The police have found no trace of the suspect yet. Polis şüphelinin izine henüz rastlamadı. Sami gave police a description of the suspect. Sami polise şüphelinin eşkalini verdi. There are no suspects in custody. Gözaltında şüpheli yok. Do the police have any suspects? Polisin elinde hiç şüpheli var mı? Tom isn't a suspect. Tom şüpheli değil. He was detained as a suspect. Şüpheli olarak gözaltına alındı. I suspect Tom left early. Tom'un erken ayrıldığından şüpheliyim. I could be a suspect. Şüpheli olabilirim. I'm not a suspect. Ben bir şüpheli değilim. The suspect is a caucasian female. Şüpheli beyaz bir kadın. One suspect has been identified. Bir şüpheli tanımlandı. The police investigated the suspects' past. Polis, şüphelilerin geçmişini araştırdı. Sami described the suspect. Sami şüpheliyi tarif etti. Tom realized he was a suspect. Tom şüpheli olduğunu fark etti. I was surprised that Tom was among the suspects in the murder. Tom'un cinayetin şüphelileri arasında olduğuna şaşırmıştım. We have three divers now searching for a gun that we believed that the suspect threw off the bridge. Şu anda üç dalgıcımız şüphelinin köprüden attığına inandığımız silahı arıyor. Tom was detained as a suspect. Tom şüpheli olarak gözaltına alındı. I suspect Tom and Mary want us to help them. Tom ve Mary'nin onlara yardım etmemizi istediğinden şüpheliyim. Half the suspects were white. Şüphelilerin yarısı beyazdı. What does the suspect look like? Şüpheli neye benziyor? Tom was the lead suspect. Tom baş şüpheliydi. Apart from his parents, nobody would defend the suspect. Şüpheliyi ailesi dışında kimse savunmadı. The suspect was revealed to be a young teenager named Dan Anderson. Şüphelinin Dan Anderson adında bir genç olduğu ortaya çıktı. We're suspects. Şüphelileriz. When a woman is murdered, the husband or boyfriend is always the number one suspect. Bir kadın öldürüldüğünde, kocası ya da erkek arkadaşı her zaman bir numaralı şüpheli olur. The suspect's name hasn't been released. Şüphelinin ismi henüz açıklanmadı. There are two suspects at this time. Şu anda iki şüpheli var. Tom wasn't a suspect. Tom şüpheli değildi. Is Tom a suspect? Tom bir şüpheli mi? Am I a suspect? Ben bir şüpheli miyim? The sheriff beat the suspect until he was almost dead. Şerif şüpheliyi öldüresiye dövmüş. Tom has been eliminated as a suspect. Tom şüpheli olarak elendi. She described the suspect. Şüpheliyi tarif etti. He excluded the woman from the suspects. Kadını şüphelilerin dışında tuttu. I suspect Tom and Mary have both done that. Tom ve Mary'nin ikisinin de bunu yaptığından şüpheliyim. Everybody's a suspect. Herkes şüpheliydi. Both Tom and I were suspects. Tom da ben de şüpheliydik. Tom is no longer a suspect. Tom artık şüpheli değil. Show More (209)
3	suspect	kuşkulanmak	v.
	People suspected Fadil right away. İnsanlar hemen Fadıl'dan kuşkulandı. I suspect you've already done that. Bunu önceden yaptığınızdan kuşkulanıyorum. I suspect that Tom isn't telling the truth. Tom'un gerçeği söylemediğinden kuşkulanıyorum. I suspected she was dangerous. Onun tehlikeli olduğundan kuşkulandım. I suspect that Tom cheated on the test. Tom'un testte kopya çektiğinden kuşkulanıyorum. I never suspected anything. Hiçbir şeyden asla kuşkulanmadım. They'll suspect me. Benden kuşkulanacaklar. I am beginning to suspect that I am the love of my life. Hayatımın aşkı olduğumdan kuşkulanmaya başlıyorum. I suspect they're all gone. Onların hepsinin gitmiş olduğundan kuşkulanıyorum. I suspect that Tom is in love with Mary. Tom'un Mary'ye âşık olduğundan kuşkulanıyorum. I suspect that Tom is at home, sleeping. Tom'un evde uyuduğundan kuşkulanıyorum. I suspect that Tom is the one who stole the money. Parayı çalan kişinin Tom olduğundan kuşkulanıyorum. People suspected Fadil right away. İnsanlar hemen Fadil'den kuşkulandı. Show More (10)
4	suspect	tahmin etmek	v.
	It is difficult to quote an actual figure but we suspect that it is much higher than we can possibly imagine. Gerçek bir rakam vermek zor ancak tahmin edebileceğimizden çok daha yüksek olduğundan şüpheleniyoruz. This idea was firmly opposed by some countries, as you suspected. Bu fikre, tahmin ettiğiniz gibi bazı ülkeler tarafından şiddetle karşı çıkıldı. This idea was firmly opposed by some countries, as you suspected. Tahmin ettiğiniz gibi bu fikre bazı ülkeler tarafından şiddetle karşı çıkıldı. As I suspected, it was not exactly a procedural motion, but more a closing of the debate. Tahmin ettiğim gibi, bu tam olarak usule ilişkin bir önerge değil, daha ziyade tartışmanın kapatılmasıydı. It's just as I suspected. Tam tahmin ettiğim gibi. Show More (2)
5	suspect	şüphe duymak	v.
	I suspect that Tom knows this already. Tom bunu önceden biliyor olduğundan şüphe duyuyorum. I suspect you know why I'm here. Neden burada olduğumu bildiğinden şüphe duyuyorum. Show More (-1)
6	suspect	sanmak	v.
	I suspect it was Tom who broke the window. Pencereyi kıranın Tom olduğunu sanıyorum. I suspect he is ill. Ben onun hasta olduğunu sanıyorum. Show More (-1)
7	suspect	şüpheyle bakmak	v.
	People often look askance at unanimous decisions, suspecting a degree of inattention. İnsanlar genellikle oybirliğiyle alınan kararlara şüpheyle bakar ve bir dereceye kadar dikkatsizlikten şüphelenirler. Show More (-2)
8	suspect	kuşkulu	adj.
	I suspect Tom will do that next week. Tom'un onu önümüzdeki hafta yapacağından kuşkuluyum. Show More (-2)
9	suspect	sanık	n.
	The suspect reportedly stole computers. Söylendiğine göre sanık bilgisayarları çalmış. Show More (-2)
10	suspect	zanlı	n.
	The suspect was identified quickly after being recorded on closed-circuit television. Zanlı, kapalı devre televizyon sistemine kaydedildikten sonra hızla tespit edildi. Show More (-2)