|
- How, then, is a change in traditional male thinking to be effected in board rooms, for example?
- O halde, örneğin yönetim kurulu odalarında geleneksel erkek düşüncesinin değişmesi nasıl sağlanacaktır?
- The final panel discussion will be taking place in our rooms tomorrow.
- Son panel tartışması yarın odalarımızda gerçekleşecek.
- The final panel discussion will be taking place in our rooms tomorrow.
- Son panel tartışması yarın odalarımızda yapılacaktır.
- It concerns electronic guidance, computer workstations and directions to rooms.
- Elektronik rehberlik, bilgisayar iş istasyonları ve oda yönlendirmeleri ile ilgilidir.
- Even on popular cruise lines, space in the rooms are limited.
- Popüler gemi seyahati hatlarında bile odalardaki alan sınırlıdır.
- Even on popular cruise lines, space in the rooms are limited.
- Popüler tekne turu hatlarında bile odalardaki alan sınırlı.
- There's a conviction that advanced rooms are cold and need character.
- Modern odaların soğuk ve kişiliksiz olduğuna dair bir inanış var.
- It's all commanded remotely from rooms like these.
- Her şey bu gibi odalardan uzaktan yönetiliyor.
- Even on popular cruise lines, space in the rooms are limited.
- Popüler kruvaziyer hatlarında bile odalardaki alan sınırlıdır.
- They have three double rooms left.
- Üç çift kişilik odaları kaldı.
- This house has six rooms.
- Bu evin altı odası var.
- In this hotel there are only rooms for non-smokers.
- Bu otelde sadece sigara içmeyenler için odalar var.
- The rooms in this hotel are not as clean as the rooms in that hotel.
- Bu oteldeki odalar o oteldeki odalar kadar temiz değil.
- Both of the rooms are open.
- İki oda da açık.
- Several rooms in the hotel were ransacked.
- Oteldeki birkaç oda yağmalanmış.
- This house has eleven rooms.
- Bu evin on bir odası vardır.
- My children don't have their own rooms.
- Çocuklarımın kendi odaları yok.
- The rooms are all occupied.
- Odaların hepsi dolu.
- Could I change rooms?
- Odaları değiştirebilir miyim?
- We need three rooms.
- Üç odaya ihtiyacımız var.
- Are there still available rooms in your hotel?
- Otelinizde hala uygun odalarınız var mı?
- There were several rooms still vacant.
- Hâlâ boş birkaç oda vardı.
- We have two unused rooms in our house.
- Evimizde kullanmadığımız iki oda var.
- My children don't have their own rooms.
- Çocuklarım kendi odalarına sahip değiller.
- Thanks to television, we can enjoy watching baseball games in our rooms.
- Televizyon sayesinde, beyzbol maçlarını odalarımızda keyifle izleyebiliyoruz.
- At what time did you lock the rooms?
- Ne zaman odaları kilitledin?
- They make good use of their rooms.
- Onlar odalarını iyi kullanıyorlar.
- Tom disappeared into one of the other rooms.
- Tom diğer odalardan birinde kayboldu.
- There are three rooms in the apartment?
- Dairede üç oda mı var?
- He has a house which has two rooms.
- İki odalı bir evi var.
- What time did you lock the rooms?
- Odaları ne zaman kilitledin?
- There are many rooms.
- Bir sürü oda var.
- Tom has a house with two rooms.
- Tom'un iki odalı bir evi var.
- Children don't need their own rooms.
- Çocukların kendi odalarına ihtiyacı yoktur.
- How many rooms do you have?
- Kaç tane odan var?
- Tom made the children clean their rooms.
- Tom çocuklara odalarını temizletti.
- I told them to clean their rooms.
- Onlara odalarını temizlemelerini söyledim.
- Could you exchange rooms with me?
- Benimle odaları değiştirebilir misin?
- Is there a clock in one of the rooms?
- Odalardan birinde bir saat var mı?
- How many rooms are there in your house?
- Evinizde kaç oda var?
- What are the rooms like?
- Odalar neye benziyor?
- She made the children clean up their own rooms.
- Çocuklara kendi odalarını temizletti.
- Where are fitting rooms?
- Deneme odaları nerede?
- The apartment consists of three small rooms and a bath.
- Daire üç küçük oda ve bir banyodan oluşuyor.
- Miss, are there any available rooms for tonight?
- Hanımefendi, bu gece için boş oda var mı?
- I'd like you to get two adjacent rooms.
- Yan yana iki oda almanı istiyorum.
- The rooms are heated only when they are used.
- Odalar sadece kullanıldıkları zaman ısıtılır.
- I want you to go to your rooms and lock the doors.
- Odalarınıza gidip kapıları kilitlemenizi istiyorum.
- The first two rooms were dark, in the third there was a light.
- İlk iki oda karanlıktı, üçüncüsünde ise bir ışık vardı.
- Sami and Layla slept in separate rooms.
- Sami ve Leyla ayrı odalarda uyudular.
- There are four rooms in my house.
- Benim evimde dört oda var.
- Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
- Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı.
- Tom and Mary are in their rooms.
- Tom ve Mary odalarında.
- Can we change rooms?
- Odaları değiştirebilir miyiz?
- In this hotel there are only rooms for non-smokers.
- Bu otelde yalnızca sigara içmeyenler için odalar vardır.
- The manager ordered all the rooms to be swept clean as soon as possible.
- Müdür tüm odaların bir an önce süpürülüp temizlenmesini emretti.
- This house has eleven rooms.
- Bu evin on bir odası var.
- Several rooms in the hotel were ransacked.
- Oteldeki birkaç oda alt üst edilmiş.
- Fred's house has five rooms.
- Fred'in evinin beş odası var.
- We still have available rooms.
- Hâlâ boş odalarımız var.
- He has bought a house which has six rooms.
- Altı odalı bir ev aldı.
- She made the children clean up their own rooms.
- O, çocuklara kendi odalarını temizletti.
- Tom bought a house with six rooms.
- Tom altı odalı bir ev aldı.
- What rooms are there in your house?
- Evinizde hangi odalar var?
- They're in separate rooms.
- Ayrı odalardalar.
- There are many rooms.
- Birçok oda var.
- He has bought a house which has six rooms.
- Altı odalı bir ev satın aldı.
- Children don't need their own rooms.
- Çocukların kendi odalarına ihtiyacı yok.
- How many rooms are there in this hotel?
- Bu otelde kaç tane oda var?
- Thanks to television, we can enjoy watching baseball games in our rooms.
- Televizyon sayesinde, kendi odamızda beyzbol maçlarını seyretmenin keyfine varabiliyoruz.
- The rooms in this hotel are pretty basic.
- Bu otelin odaları oldukça basit.
- Tom's parents sleep in separate rooms.
- Tom'un anne ve babası ayrı odalarda uyuyor.
- How many rooms are there on the second floor of your house?
- Evinizin ikinci katında kaç oda var?
- Tom has bought a house which has six rooms.
- Tom, altı odaya sahip bir ev satın aldı.
- Do you have any cheaper rooms?
- Daha ucuz odanız var mı?
- My house is comprised of these four rooms.
- Benim evim bu dört odadan oluşur.
- They're in separate rooms.
- Onlar farklı odalardalar.
- Tom's parents sleep in separate rooms.
- Tom'un anne ve babası ayrı odalarda uyuyorlar.
- There are three rooms in the apartment?
- Dairede üç oda var mı?
- None of the rooms is ready.
- Odaların hiçbiri hazır değil.
- Three of the rooms face the street.
- Odaların üçü sokağa bakıyor.
- No matter how cold it is outside, the rooms are heated to a comfortable temperature.
- Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun, odalar rahat bir sıcaklığa kadar ısıtılır.
- How many rooms do you have?
- Kaç odanız var?
- My house is comprised of these four rooms.
- Evim bu dört odadan oluşuyor.
- The first two rooms were dark, in the third there was a light.
- İlk iki oda karanlıktı, üçüncüsünde ışık vardı.
- Tom will be angry since we didn't stay in our rooms like he told us to.
- Tom bize söylediği gibi odalarımızda kalmadığımız için kızacak.
- None of the rooms is ready.
- Odalardan hiçbiri hazır değil.
- I am just checking the rooms.
- Sadece odaları kontrol ediyorum.
- They make good use of their rooms.
- Odalarını iyi kullanıyorlar.
- Our flat has five rooms.
- Bizim dairemizin beş tane odası var.
- Tom has bought a house which has six rooms.
- Tom altı odalı bir ev satın aldı.
- Tom has a house which has two rooms.
- Tom'un iki odalı bir evi var.
- Tom bought a house with six rooms.
- Tom altı odalı bir ev satın aldı.
- Fred's house has five rooms.
- Fred'in evinde beş oda bulunmaktadır.
- Our flat has five rooms.
- Dairemizde beş oda var.
- I want to rent an apartment with two rooms.
- İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.
- Are there still available rooms in your hotel?
- Otelinizde hala boş odalar var mı?
- Do you have any rooms with a shower and toilet?
- Hiç duşlu ve tuvaletli odanız var mı?
- All the rooms are taken.
- Bütün odalar dolu.
- There are eleven rooms in this house.
- Bu evde on bir oda vardır.
- Both of the rooms are open.
- Odaların her ikisi de açık.
- There were several rooms still vacant.
- Hâlâ boş olan birkaç oda vardı.
- No matter how cold it is outside, the rooms are comfortably heated.
- Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun, odalar konforlu bir şekilde ısıtılıyor.
- They have three double rooms left.
- Üç tane çift kişilik odaları kaldı.
- Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
- Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak biraz daha fazla para kazandı.
- We have two spare rooms upstairs, neither of which has been used for years.
- Üst katta iki boş odamız var, ikisi de yıllardır kullanılmıyor.
- I'm not closing off your rooms.
- Odalarınızı kapatmıyorum.
- There are eleven rooms in this house.
- Bu evde on bir oda var.
- The rooms are all clean.
- Odaların hepsi temiz.
- Rooms are single occupancy.
- Odalar tek kişilik.
- We have two spare rooms upstairs, neither of which has been used for years.
- Üst katta iki yedek odamız var, bunlardan hiçbiri yıllardır kullanılmıyor.
- At what time did you lock the rooms?
- Odaları saat kaçta kilitlediniz?
- I'd like you to get two adjacent rooms.
- Yan yana iki oda almanızı istiyorum.
- On Friday night, three men came into Mr White's hotel and asked for rooms.
- Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.
- Do you have any rooms with a shower and toilet?
- Duş ve tuvaleti olan odanız var mı?
- There are four rooms in my house.
- Evimde dört oda var.
- The rooms are heated only when they are used.
- Odalar sadece kullanıldığı zaman ısıtılırlar.
- Could I change rooms?
- Oda değiştirebilir miyim?
- We're supposed to be in our rooms.
- Odalarımızda olmamız gerekiyordu.
- Could you exchange rooms with me?
- Benimle oda değiştirebilir misin?
- I am just checking the rooms.
- Odaları kontrol ediyorum.
- The rooms are deserted.
- Odalar terk edilmiş.
- Tom owns a house with two rooms.
- Tom'un iki odalı bir evi var.
- How many rooms are there in this hotel?
- Bu otelde kaç oda var?
- Is there a clock in one of the rooms?
- Odalardan birinde saat var mı?
- What time did you lock the rooms?
- Odaları ne zaman kilitlediniz?
- Tom owns a house with two rooms.
- Tom iki odalı bir eve sahiptir.
- We have two unused rooms in our house.
- Evimizde kullanılmayan iki odamız var.
- What are the rooms like?
- Odalar nasıl?
- All the rooms are taken.
- Tüm odalar tutuldu.
- Sami and Layla slept in separate rooms.
- Sami ve Layla ayrı odalarda uyuyorlardı.
- Three of the rooms face the street.
- Odalardan üçü sokağa bakıyor.
- Rooms are single occupancy.
- Odalar tek kişiliktir.
- Their rooms are always clean.
- Odaları her zaman temizdir.
Show More (131)
|