|
- Democratic investments have to be made to preserve a democratic post office.
- Demokratik bir postaneyi korumak için demokratik yatırımlar yapılmalıdır.
- Liberalisation is not the only potential threat to post office services.
- Serbestleşme, postane hizmetlerine yönelik tek potansiyel tehdit değildir.
- One urban district post office after another is being closed down.
- Kentsel bölge postaneleri birbiri ardına kapatılıyor.
- I'm going to the post office now to get a few stamps.
- Şimdi birkaç pul almak için postaneye gidiyorum.
- I have been to the post office.
- Postanedeydim.
- This straight road will lead you to the post office.
- Bu düz yol sizi postaneye götürecek.
- Tom saw Mary leaving the post office.
- Tom, Mary'yi postaneden çıkarken görmüş.
- There used to be a post office on the corner.
- Köşede bir postane vardı.
- I'll meet you in front of the post office.
- Postanenin önünde buluşuruz.
- I've been to the post office.
- Postaneye gittim.
- The crowd assembled in front of the post office.
- Kalabalık postanenin önünde toplandı.
- The post office is closed on Sundays.
- Postane pazar günleri kapalıdır.
- Is there a post office near here?
- Buraya yakın bir postane var mı?
- Go to the post office and ask what's our new postal code.
- Postaneye gidip yeni posta kodumuzun ne olduğunu sorun.
- I've just been to the post office to send a package.
- Az önce bir paket göndermek için postaneye gittim.
- This package must be brought to the post office.
- Bu paket postaneye getirilmeli.
- He went to the post office to mail the letter.
- Mektubu postalamak için postaneye gitti.
- I am going to the post office to buy stamps.
- Ben pul satın almak için postaneye gidiyorum.
- Turning to the left, you will find the post office.
- Sola dönerseniz, postaneyi bulursunuz.
- I often buy bread from the bakery next to the post office.
- Postanenin yanındaki fırından sık sık ekmek alırım.
- A young boy, who couldn't have been more than five years old, asked Tom how to get to the post office.
- Beş yaşından büyük durmayan küçük bir çocuk Tom'a postaneye nasıl gideceğini sordu.
- Do you go to the post office often?
- Postaneye sık sık gider misin?
- Do you have to go to the post office?
- Postaneye gitmen gerekiyor mu?
- Is the post office open on Sunday?
- Postane pazar günleri açık mı?
- This is a post office and that is a bank.
- Bu bir postane, şu ise bir bankadır.
- When does the post office open?
- Postane ne zaman açılıyor?
- The post office is just across from that store over there.
- Postane şuradaki dükkanın hemen karşısında.
- Please mail this letter the next time you go to the post office.
- Lütfen bir dahaki sefere postaneye gittiğinizde bu mektubu postalayın.
- Are you going to the post office?
- Postaneye gidiyor musun?
- The post office is closed on Christmas day and mail will not be delivered.
- Postane Noel günü kapalı ve posta teslim edilmeyecek.
- My house is near the post office.
- Benim evim postaneye yakın.
- I have been to the post office.
- Postaneye gittim.
- There was a post office on this corner once.
- Bir zamanlar bu köşede bir postane varmış.
- The post office is near the bookstore.
- Postane kitapçının yanında.
- You will find the post office on your left.
- Postaneyi solunda bulacaksın.
- Tom used to work at the post office.
- Tom eskiden postanede çalışırdı.
- The post office is closed today.
- Postane bugün kapalı.
- Please take that baggage to the post office.
- Lütfen o bavulu postaneye götür.
- The nearest post office is in Cavendon Road.
- En yakın postane Cavendon Yolu'nda.
- The post office is just across from that store over there.
- Postane oradaki mağazanın sadece karşısında.
- What's the fastest way to get to the post office?
- Postaneye gitmenin en hızlı yolu nedir?
- I need you to go to the post office for me.
- Benim için postaneye gitmenizi istiyorum.
- This is a post office, and that's a bank.
- Burası postane, şurası da banka.
- I just got back from the post office.
- Postaneden yeni döndüm.
- The post office is a good five kilometers away from here.
- Postane buradan en az beş kilometre uzakta.
- Tom saw Mary leaving the post office.
- Tom, Mary'yi postaneden ayrılırken gördü.
- Tom went straight to the post office.
- Tom doğruca postaneye gitti.
- I'm just going to drop by the post office.
- Postaneye uğrayacağım.
- I'll stop by the post office on the way home.
- Eve giderken postaneye uğrayacağım.
- There's a post office in the vicinity.
- Bu çevrede bir postane var.
- Since you're going to the post office anyway, could you mail these for me?
- Madem postaneye gidiyorsun, bunları benim için postalayabilir misin?
- Is the nearest post office far from here?
- En yakın postane buradan uzakta mı?
- Can you please take this package to the post office?
- Lütfen bu paketi postaneye götürebilir misiniz?
- I've just returned from the post office.
- Postaneden yeni döndüm.
- The post office is on the other side of the river.
- Postane nehrin diğer tarafında.
- Where's the post office?
- Postane nerede?
- Please take this parcel to the post office.
- Lütfen bu koliyi postaneye götür.
- My house is near the post office.
- Evim postanenin yanında.
- Is there any chance that you'll go to the post office today?
- Bugün postaneye gitme şansın var mı?
- The bank is next to the post office.
- Banka postanenin yanındadır.
- On the way home I'll stop by the post office.
- Eve dönerken postaneye uğrayacağım.
- The post office is near the bookstore.
- Postane kitapçıya yakındır.
- Tom works at the post office.
- Tom postanede çalışıyor.
- This isn't a post office.
- Burası postane değil.
- Tom used to work at the post office.
- Tom postanede çalışırdı.
- Is that a post office?
- Orası postane mi?
- He took the package to the post office.
- Paketi postaneye götürdü.
- The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
- Tom is at the post office.
- Tom postanede.
- He took the package to the post office.
- O, paketi postaneye götürdü.
- I have just returned from the post office.
- Postaneden yeni döndüm.
- I worked in a post office during the summer vacation.
- Yaz tatili boyunca bir postanede çalıştım.
- The post office is about three miles past the high school.
- Postane liseden yaklaşık üç mil ötede.
- Go to the post office and ask what's our new postal code.
- Postaneye git ve yeni posta kodumuzun ne olduğunu sor.
- Excuse me, which way is the post office?
- Affedersiniz, postane ne tarafta?
- I'm looking for the post office.
- Postaneyi arıyorum.
- Tom said to meet him at the little restaurant across from the post office.
- Tom postanenin karşısındaki küçük bir restoranda onunla buluşacağını söyledi.
- I need you to go to the post office and mail this letter.
- Postaneye gidip bu mektubu postalamanı istiyorum.
- Must you go to the post office?
- Postaneye gitmek zorunda mısın?
- There is a post office in front of my house.
- Evimin önünde bir postahane var.
- His name is Tom and he lives next to the post office.
- Adı Tom ve postanenin yanında yaşıyor.
- As soon as I have written the letter I will rush to the post office.
- Mektubu yazar yazmaz hemen postaneye gideceğim.
- His house is just across from the post office.
- Evi postanenin tam karşısında.
- I went as far as the post office.
- Postaneye kadar gittim.
- There used to be a post office on the corner.
- Köşe başında postahane vardı.
- There is a post office at the end of the street.
- Sokağın sonunda bir postane var.
- Tom said to meet him at the little restaurant across from the post office.
- Tom onunla postanenin karşısındaki küçük restoranda buluşmasını söyledi.
- Do you still work at the post office?
- Hala postanede mi çalışıyorsun?
- I went to the post office.
- Postaneye gittim.
- Is there a post office nearby?
- Yakında bir postane var mı?
- Please tell me how to get to the post office from here.
- Lütfen bana buradan postanenin yolunu tarif edin.
- Tom saw Mary enter the post office.
- Tom, Mary'nin postaneye girdiğini gördü.
- This is a post office, and that's a bank.
- Bu bir postane, şu da bir banka.
- Are you going to the post office?
- Postaneye mi gidiyorsun?
- Is the post office still closed?
- Postane hala kapalı mı?
- The post office is to the right.
- Postane sağ tarafta.
- Tom wanted Mary to buy him some stamps while she was at the post office.
- Tom Mary'den postanedeyken ona bazı pullar satın almasını istedi.
- I often buy bread from the bakery next to the post office.
- Çoğunlukla postanenin yanındaki fırından ekmek alırım.
- Please tell me how to get to the post office from here.
- Lütfen bana buradan postaneye nasıl gideceğimi söyle.
- Did you inform the post office of the change of your address?
- Adres değişikliğin için postaneyi bilgilendirdin mi?
- Excuse me, but could you tell me where the post office is?
- Affedersiniz ama postanenin nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?
- How can I get to the nearest post office?
- En yakın postaneye nasıl gidebilirim?
- I am going to the post office to buy stamps.
- Pul almak için postaneye gidiyorum.
- When was the last time you went to the post office?
- En son ne zaman postaneye gittin?
- Let's stop by the post office.
- Postaneye uğrayalım.
- Go to the post office and ask what's our new ZIP code.
- Postaneye gidin ve yeni zip kodumuzun ne olduğunu sorun.
- Go to the post office and ask what's our new ZIP code.
- Postaneye git ve yeni posta kodumuzun ne olduğunu sor.
- As soon as I have written the letter I will rush to the post office.
- Mektubu yazar yazmaz postaneye koşacağım.
- We always walk by the post office on the way to work.
- İşe giderken hep postanenin önünden geçeriz.
- Go along this street and you'll come to the post office on the left.
- Bu cadde boyunca ilerleyin, soldaki postaneye geleceksiniz.
- I don't think the post office is open yet.
- Postanenin henüz açık olduğunu sanmıyorum.
- Tom saw Mary enter the post office.
- Tom, Mary'nin postaneye girdiğini görmüş.
- The crash at the intersection in front of the post office killed three people.
- Postanenin önündeki kavşakta meydana gelen kazada üç kişi öldü.
- The post office is within walking distance.
- Postane yürüme mesafesindedir.
- Tom drove to the post office.
- Tom postaneye gitti.
- This package must be brought to the post office.
- Bu paket postaneye götürülmeli.
- You can buy stamps at any post office.
- Herhangi bir postaneden pul satın alabilirsiniz.
- How late does the post office stay open?
- Postane kaça kadar açık kalıyor?
- There is a post office in front of my house.
- Evimin önünde bir postane var.
- What's the fastest way to get to the post office from here?
- Buradan postaneye gitmenin en hızlı yolu nedir?
- Do you have to go to the post office?
- Postaneye gitmek zorunda mısın?
- The nearest post office is in Cavendon Road.
- En yakın postane, Cavendon Road'dadır.
- It was less than one kilometer to the village post office.
- Köy postanesine bir kilometreden daha az bir mesafe vardı.
- This isn't a post office.
- Bu bir postane değil.
- He went by the post office.
- Postanenin önünden geçti.
- Tom went to the post office.
- Tom postaneye gitti.
- The post office isn't far from here.
- Postane buradan çok uzakta değil.
- I want you to go to the post office.
- Postaneye gitmeni istiyorum.
- He lives three doors from the post office.
- Postaneden üç kapı ötede oturuyor.
- Is the post office far from here?
- Postane buradan uzakta mı?
- He went to the post office to mail the letter.
- Mektubu göndermek için postaneye gitti.
- He lives three doors from the post office.
- Postaneden üç kapı ötede yaşıyor.
- The post office is just past the bank.
- Postane bankanın hemen ilerisinde.
- There is a post office at the end of the street.
- Caddenin sonunda bir postane var.
- I'll drop by the post office on the way home.
- Eve dönerken postaneye uğrayacağım.
- Is the nearest post office far from here?
- En yakın postane buradan uzak mı?
- Is there a post office around here?
- Buralarda postane var mı?
- Tom wanted Mary to go to the post office for him.
- Tom, Mary'nin onun için postaneye gitmesini istedi.
- The post office is in the town centre.
- Postane şehir merkezinde.
- Do you still work at the post office?
- Hâlâ postanede mi çalışıyorsun?
- Tell Tom to meet me in front of the post office.
- Tom'a postanenin önünde beni karşılamasını söyle.
- Is there any chance that you'll go to the post office today?
- Bugün postaneye gitmen için bir şansın var mı?
- There is a post office close by.
- Yakında bir postane var.
- I need you to go to the post office for me.
- Benim için postaneye gitmeni istiyorum.
- Tom wanted Mary to buy him some stamps while she was at the post office.
- Tom Mary'den postanedeyken ona pul almasını istedi.
- Is the post office near here?
- Postane buraya yakın mı?
- Did you inform the post office of the change of your address?
- Adres değişikliğini postaneye bildirdin mi?
- I don't think the post office is open yet.
- Postanenin hâlâ açık olduğunu sanmıyorum.
- The post office is not too far from here.
- Postane buradan çok uzakta değil.
- The post office is closed.
- Postane kapalı.
- The post office isn't very far from here.
- Postane buradan çok uzakta değil.
- Tom has just returned from the post office.
- Tom az önce postaneden döndü.
- I need you to go to the post office and mail this letter.
- Postaneye gitmeni ve bu mektubu postalamanı istiyorum.
- I don't think Tom knows where the post office is.
- Tom'un postanenin nerede olduğunu bildiğini sanmıyorum.
- The post office is just next to the bank.
- Postane bankanın hemen yanındadır.
- Where's the nearest post office?
- En yakın postane nerede?
- The post office isn't far from here.
- Postane buradan uzak değil.
- Please mail this letter on your next trip to the post office.
- Lütfen bu mektubu bir sonraki postane ziyaretinizde postalayın.
- What time does the post office close?
- Postane saat kaçta kapanır?
- Tom has just returned from the post office.
- Tom postaneden yeni döndü.
- I'll drop by the post office on the way home.
- Eve giderken postaneye uğrayacağım.
- Is the post office open on Sunday?
- Postane pazar günü açık mı?
- The post office is just next to the bank.
- Postane bankanın hemen yanında.
- There was a post office on this corner once.
- Bu köşede bir postane vardı.
- There's a post office in the vicinity.
- Yakınlarda bir postane var.
- Where can I find the post office?
- Postaneyi nerede bulabilirim?
- The village does not have a post office.
- Köyün bir postanesi yok.
- Excuse me, but would you please tell me the way to the post office?
- Affedersiniz, ama lütfen bana postaneye giden yolu gösterebilir misiniz?
- Tell Tom to meet me in front of the post office.
- Tom'a benimle postanenin önünde buluşmasını söyle.
- Is that a post office?
- Bu bir postane mi?
- Tom went to the post office to mail a letter.
- Tom bir mektup postalamak için postaneye gitti.
- Do you go to the post office often?
- Postaneye sık gider misin?
- The post office is just around the corner.
- Postane hemen köşeyi dönünce.
- Excuse me, but I'm looking for the post office.
- Afedersiniz, ama postaneyi arıyorum.
- Is there a post office around here?
- Bu civarda bir postane var mıdır?
- It was less than one kilometer to the village post office.
- Köy postanesi bir kilometreden daha az mesafedeydi.
- Can we stop at the post office?
- Postanede durabilir miyiz?
- I've just returned from the post office.
- Postaneden az önce döndüm.
- There is a post office in front of the station.
- İstasyonun önünde bir postane bulunuyor.
- What time does the post office open?
- Postane saat kaçta açılıyor?
- The post office is a good five kilometers away from here.
- Postane buradan beş kilometre uzakta.
- I'm just going to drop by the post office.
- Ben sadece postaneye uğrayacağım.
- Tom worked in a post office.
- Tom bir postanede çalışıyordu.
- What's the fastest way to get to the post office?
- Postaneye giden en hızlı yol nedir?
- He went by the post office.
- O, postaneye kadar gitti.
- Can we stop at the post office?
- Biz postanede durabilir miyiz?
- His house is just across from the post office.
- Onun evi postanenin tam karşısında.
- Please take that baggage to the post office.
- Lütfen o bagajı postaneye götürün.
- The post office is just around the corner.
- Postane tam köşede.
- Excuse me, but I'm looking for the post office.
- Affedersiniz ama postaneyi arıyorum.
- The post office is about three miles past the high school.
- Postane lisenin 3 mil ötesinde.
- I'll stop by the post office on the way home.
- Eve dönerken postaneye uğrayacağım.
- Is there a post office nearby?
- Yakınlarda bir postane var mı?
- Where is the post office?
- Postane nerede?
- The post office is closed on Sundays.
- Postane pazar günleri kapalı.
- Is the post office still open?
- Postane hâlâ açık mı?
- I'm in the post office.
- Ben postanedeyim.
- Excuse me, but would you please tell me the way to the post office?
- Affedersiniz, postanenin yolunu tarif eder misiniz?
- When does the post office open?
- Postane ne zaman açılır?
- How do I get to the post office from here?
- Buradan postaneye nasıl gidebilirim?
- Turning to the left, you will find the post office.
- Sola döndüğünüzde postaneyi bulacaksınız.
- You'll take this to the post office, won't you?
- Bunu postaneye götüreceksin, değil mi?
- Are you going to the post office today?
- Bugün postaneye gidecek misin?
- I work at the post office.
- Postanede çalışıyorum.
- I work in a post office during the summer holidays.
- Yaz tatili sırasında bir postanede çalıştım.
- The post office is within walking distance.
- Postane yürüme mesafesinde.
- Is there a post office anywhere around?
- Buralarda bir postane var mı?
- There is a post office close by.
- Yakınlarda bir postane var.
- The post office is not too far from here.
- Postane buradan çok uzak değil.
- Please take this parcel to the post office.
- Lütfen bu paketi postaneye götürün.
- Is the post office still open?
- Postane hala açık mı?
- Tom wanted Mary to go to the post office for him.
- Tom kendisi için Mary'nin postaneye gitmesini istedi.
- Do you know what time the post office opens?
- Postanenin ne zaman açıldığını biliyor musun?
- You can buy stamps at any post office.
- Pulları herhangi bir postaneden satın alabilirsiniz.
- I work in a post office during the summer holidays.
- Yaz tatillerinde bir postanede çalışıyorum.
- What time does the post office open?
- Postane ne zaman açılıyor?
- Tom told us he'd be waiting in front of the post office.
- Tom bize postanenin önünde bekleyeceğini söyledi.
- This is a post office and that is a bank.
- Bu bir postane ve o da bir banka.
- There is a post office in front of the station.
- İstasyonun önünde bir postane var.
- The post office is closed on Christmas day and mail will not be delivered.
- Postane Noel günü kapalıydı ve postalar teslim edilmeyecekti.
- The post office is to the right.
- Postane sağda.
- Can you please take this package to the post office?
- Lütfen bu paketi postaneye götürebilir misin?
- Can you tell me the way to the nearest post office?
- Bana en yakın postanenin yolunu söyleyebilir misiniz?
- What time does the post office close?
- Postane saat kaçta kapanıyor?
- The bank is next to the post office.
- Banka postanenin yanında.
Show More (222)
|
