park - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
park park n.
  • I screamed and called for help and chased the perpetrators as far as the park.
  • Bağırdım, yardım çağırdım ve failleri parka kadar kovaladım.
  • I screamed and called for help and chased the perpetrators as far as the park.
  • Çığlık atıp yardım istedim ve failleri parka kadar kovaladım.
  • This is our one opportunity to rid the park of this villain.
  • Bu, parkı bu hainden kurtarmak için elimizdeki tek şans.
Show More (948)
park park etmek v.
  • Last summer in Austria I, myself, unintentionally parked illegally and felt dreadfully guilty.
  • Geçen yaz Avusturya'da istemeden de olsa hatalı park ettim ve kendimi çok suçlu hissettim.
  • There, showing themselves to be fully in charge, they parked it.
  • Orada, kendilerini tamamen yetkili göstererek, onu park ettiler.
  • Since then, the car has claimed a large proportion of these for driving and parking.
  • O zamandan bu yana araba, sürüş ve park etme için bunların büyük bir bölümünü talep etti.
Show More (481)
park parketmek v.
  • Tom parked as close to Mary's apartment building as he could.
  • Tom mümkün olduğu kadar Mary'nin apartmanına yakın parketti.
  • He parked his car behind the building.
  • O, arabasını binanın arkasına parketti.
  • My car's parked out front.
  • Arabam önde parketti.
Show More (0)
park luna park n.
  • Tom and Mary went to the Luna Park.
  • Tom ve Mary Luna Park'a gittiler.
Show More (-2)
park koymak v.
  • Don't park your books on the table.
  • Kitaplarınızı masanın üzerine koymayın.
Show More (-2)
park park etme v.
  • I am parking my car near the office.
  • Arabamı ofisin yakınına park ediyorum.
Show More (-2)
Inglés Turco
park park n.
  • I screamed and called for help and chased the perpetrators as far as the park.
  • Bağırdım, yardım çağırdım ve failleri parka kadar kovaladım.
  • I screamed and called for help and chased the perpetrators as far as the park.
  • Çığlık atıp yardım istedim ve failleri parka kadar kovaladım.
  • This is our one opportunity to rid the park of this villain.
  • Bu, parkı bu hainden kurtarmak için elimizdeki tek şans.
Show More (948)
parking park n.
  • He was fined for illegal parking.
  • Yasa dışı parktan dolayı ceza yedi.
  • All the parking spots are taken.
  • Park yapılabilecek bütün yerler dolmuş.
  • Do you have your parking permit?
  • Park iznin var mı?
Show More (0)
playground park n.
  • The ball flew over the playground wall and landed in the river.
  • Top park duvarını aşıp nehre düştü.
Show More (-2)