|
- I only hope that there will be some Members left to vote.
- Tek umudum oy kullanacak bazı Üyelerin kalmasıdır.
- As a result, the only hope for global sustainability is to change methods of production and consumption.
- Sonuç olarak, küresel sürdürülebilirlik için tek umut üretim ve tüketim yöntemlerini değiştirmektir.
- In some cases, scientific and experimental research is their only hope.
- Bazı durumlarda bilimsel ve deneysel araştırmalar tek umutlarıdır.
- That's the only hope I have.
- Tek umudum bu.
- You're my only hope.
- Sen benim tek umudumsun.
- It may be our only hope.
- Bu bizim tek umudumuz olabilir.
- You're our only hope.
- Sen bizim tek umudumuzsun.
- It may be our only hope.
- Tek umudumuz bu olabilir.
- I'm your only hope.
- Tek umudunuz benim.
- It's our only hope.
- Tek umudumuz bu.
- You are our only hope.
- Tek umudumuz sensin.
- It might be our only hope.
- Tek umudumuz bu olabilir.
- I only hope that that is enough.
- Tek umudum bunun yeterli olması.
- It's our only hope.
- Bu bizim tek umudumuz.
- I'm your only hope.
- Ben senin tek umudunum.
- You're our only hope.
- Tek umudumuz sensin.
- You are our only hope.
- Sen bizim tek umudumuzsun.
- It might be our only hope.
- Bu bizim tek umudumuz olabilir.
- You're my only hope.
- Tek umudum sensin.
- Tom is our only hope.
- Tom bizim tek umudumuz.
- It's your only hope.
- Bu senin tek umudun.
- Tom is our only hope.
- Tom tek umudumuz.
- You are my only hope.
- Sen benim tek umudumsun.
- It's my only hope.
- O benim tek umudum.
- It's my only hope.
- Bu benim tek umudum.
- This is our only hope.
- Bu bizim tek umudumuz.
Show More (23)
|
