|
- It is the fourth version that the Commission is presenting to the Council.
- Bu, Komisyon'un Konsey'e sunduğu dördüncü versiyondur.
- One example of a very important issue is a fourth exemption regulation.
- Çok önemli bir konuya ilişkin bir örnek de dördüncü muafiyet yönetmeliğidir.
- Fourth and finally, I agree with the Commission on the need for more transparency.
- Dördüncü ve son olarak, daha fazla şeffaflık ihtiyacı konusunda Komisyon ile aynı fikirdeyim.
- The fourth point relates to young animals.
- Dördüncü nokta genç hayvanlarla ilgilidir.
- My fourth and final point has to do with intelligent energy.
- Dördüncü ve son olarak da akıllı enerji konusuna değinmek istiyorum.
- The fourth point I wanted to make today concerns how the regulation can be applied to agencies.
- Bugün belirtmek istediğim dördüncü husus, düzenlemenin ajanslara nasıl uygulanabileceğiyle ilgilidir.
- The fourth point is one to which the rapporteur has already alluded.
- Dördüncü nokta, sözcünün daha önce de değindiği bir noktadır.
- The Fourth Directive made great strides in dealing with these problems.
- Dördüncü Direktif bu sorunların ele alınmasında büyük adımlar atmıştır.
- My fourth point concerns the Community strategy for combating social exclusion.
- Dördüncü husus, sosyal dışlanma ile mücadeleye yönelik Topluluk stratejisi ile ilgilidir.
- My fourth point has to do with preparing the enlargement countries.
- Dördüncü husus, genişleme ülkelerinin hazırlanmasıyla ilgilidir.
- A fourth round of proximity talks was held in New York in September.
- Yakınlaşma görüşmelerinin dördüncü turu Eylül ayında New York'ta yapıldı.
- My fourth and final point has to do with intelligent energy.
- Dördüncü ve son noktam akıllı enerji ile ilgilidir.
- This is a tremendous boost a fortnight prior to the start of this Fourth Ministerial Conference.
- Bu, Dördüncü Bakanlar Konferansının başlamasından iki hafta önce muazzam bir destektir.
- We have already discussed it in the context of the Fourth Framework Programme.
- Bunu Dördüncü Çerçeve Programı bağlamında zaten tartışmıştık.
- The budget contains a perversion of solidarity, which in turn reveals a fourth deficit; a deficit of coherence.
- Bütçe dayanışmanın saptırılmasını içeriyor ve bu da dördüncü bir açığı ortaya çıkarıyor; tutarlılık açığı.
- My fourth comment is concerning the proposals and comments made by your rapporteur.
- Dördüncü yorumum raportörünüz tarafından yapılan öneri ve yorumlara ilişkindir.
- This is the fourth fisheries protocol with Greenland, and one which is of great value to both parties.
- Bu, Grönland ile yapılan dördüncü balıkçılık protokolüdür ve her iki taraf için de büyük değer taşımaktadır.
- Fourth, and finally, is the question of sectoral targets and benchmarks.
- Dördüncü ve son olarak da sektörel hedefler ve kıyaslamalar meselesi var.
- My fourth point is that we need multilateral cooperative relations and not unilateralism.
- Dördüncü husus, tek taraflılığa değil çok taraflı işbirliğine dayalı ilişkilere ihtiyacımız olduğudur.
- The EU has the fourth largest fishing capacity in the world.
- AB dünyanın en büyük dördüncü balıkçılık kapasitesine sahiptir.
- The fourth pillar - equal opportunities - has been warmly praised.
- Dördüncü sütun - fırsat eşitliği - övgüyle karşılanmıştır.
- Israel's fourth enemy - I would like to point out - is its - great - mistrust of the European Union.
- İsrail'in dördüncü düşmanı - belirtmek isterim ki - Avrupa Birliği'ne olan büyük güvensizliğidir.
- Yes, a Fourth Protocol has now been in operation since January 2001.
- Evet, Dördüncü Protokol Ocak 2001'den bu yana yürürlüktedir.
- The Prestige disaster is now the fourth to have occurred off the coast of Galicia in recent years.
- Prestige faciası, son yıllarda Galiçya açıklarında meydana gelen dördüncü facia oldu.
- This is the fourth attempt.
- Bu dördüncü girişim.
- My fourth point has to do with preparing the enlargement countries.
- Dördüncü husus, genişleme ülkelerinin hazırlanması ile ilgilidir.
- The fourth point concerns competitiveness.
- Dördüncü nokta rekabet gücü ile ilgilidir.
- Lastly, the fourth principle is that of food safety.
- Son olarak dördüncü ilke gıda güvenliğidir.
- The fourth demand would then have to be to avoid abrupt changeovers between programming periods in future.
- Bu durumda dördüncü talep, gelecekte programlama dönemleri arasında ani geçişlerden kaçınmak olacaktır.
- This is, I believe, the third or fourth debate on Chechnya in one year.
- Sanırım bu, bir yıl içinde Çeçenistan üzerine yapılan üçüncü ya da dördüncü tartışma.
- A fourth characteristic would be the approximation of polices on health at work.
- Dördüncü bir özellik de iş sağlığı ile ilgili politikaların yakınlaştırılması olacaktır.
- The fourth conclusion of the report is more effective evaluation and monitoring of the Structural Funds.
- Raporun dördüncü sonucu Yapısal Fonların daha etkin bir şekilde değerlendirilmesi ve izlenmesidir.
- The fourth objective is to define a common risk analysis model for controlling our external borders.
- Dördüncü hedef, dış sınırlarımızın kontrolü için ortak bir risk analizi modeli tanımlamaktır.
- The fourth series of measures involves air safety.
- Dördüncü önlemler dizisi hava güvenliği ile ilgilidir.
- On this issue the Fifth Directive rounds off the Fourth very well indeed.
- Bu konuda Beşinci Direktif, Dördüncü Direktifi çok iyi bir şekilde tamamlamaktadır.
- The fourth idea is that we have to fight hard against illegal immigration.
- Dördüncü fikir ise yasadışı göçe karşı sıkı bir şekilde mücadele etmemiz gerektiğidir.
- We have already discussed it in the context of the Fourth Framework Programme.
- Bu konuyu Dördüncü Çerçeve Programı bağlamında zaten tartışmıştık.
- With regard to the fourth case, that of milk, there are no proposals for modification.
- Dördüncü durum olan süt ile ilgili olarak ise herhangi bir değişiklik önerisi bulunmamaktadır.
- The fourth area is research work for future technologies and energy systems.
- Dördüncü alan ise geleceğin teknolojileri ve enerji sistemlerine yönelik araştırma çalışmalarıdır.
- We have the Beijing Platform for Action adopted by the Fourth UN World Conference on Women in 1995.
- 1995 yılında Dördüncü BM Dünya Kadın Konferansı tarafından kabul edilen Pekin Eylem Platformu'na sahibiz.
- I do not believe that a fourth period will be necessary, because its drawing-up is now at an advanced stage.
- Dördüncü bir dönemin gerekli olacağına inanmıyorum, zira bu dönemin hazırlanması artık ileri bir aşamadadır.
- The Fourth Directive made great strides in dealing with these problems.
- Dördüncü Direktif bu sorunlarla başa çıkma konusunda büyük adımlar atmıştır.
- Our fourth set of priorities concerns a matter which has already taken up a great deal of our time and energy.
- Dördüncü öncelikler dizimiz, halihazırda zamanımızın ve enerjimizin büyük bir kısmını alan bir konuyla ilgilidir.
- This is the fourth public debate in the European Parliament on the Employment Strategy.
- Bu, Avrupa Parlamentosunda İstihdam Stratejisine ilişkin dördüncü kamuoyu tartışmasıdır.
- The assessment of the first and fourth pillars was favourable.
- Birinci ve dördüncü sütunlara ilişkin değerlendirme olumludur.
- The fourth group is legal certainty.
- Dördüncü grup yasal kesinliktir.
- One example of a very important issue is a fourth exemption regulation.
- Çok önemli bir konuya örnek olarak dördüncü muafiyet yönetmeliği verilebilir.
- It is the fourth version that the Commission is presenting to the Council.
- Bu, Komisyon'un Konsey'e sunduğu dördüncü versiyon.
- The fourth objective for Barcelona is to take stock of the progress made in the area of sustainable development.
- Barselona'nın dördüncü hedefi sürdürülebilir kalkınma alanında kaydedilen ilerlemeyi değerlendirmektir.
- On this issue the Fifth Directive rounds off the Fourth very well indeed.
- Bu konuda Beşinci Direktif, Dördüncü Direktif'i çok iyi bir şekilde tamamlamaktadır.
- My fourth and final point has to do with intelligent energy.
- Değinmek istediğim dördüncü ve son nokta, akıllı enerji ile ilgilidir.
- Until the fourth day, each cell is totipotent, and contains all the genetic information of a potential human being.
- Dördüncü güne kadar her bir hücre totipotenttir ve potansiyel bir insanın tüm genetik bilgisini içerir.
- The fourth and final area is that of resources.
- Dördüncü ve son alan ise kaynaklarla ilgili.
- The fourth goal just wasn't nice at all.
- Dördüncü gol hiç hoş değildi.
- The fourth month is called April.
- Dördüncü ayın adı Nisan.
- Plasma is the fourth state of matter.
- Plazma maddenin dördüncü halidir.
- Today is the fourth day of Ramadan.
- Bugün ramazan'ın dördüncü günü.
- His house is somewhere about Fourth Street.
- Evi Dördüncü Cadde civarında bir yerde.
- And the evening and morning were the fourth day.
- Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.
- He's in the fourth year.
- Dördüncü yılında.
- Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
- Zülfikar, İslam'ın dördüncü halifesi Hazret-i Ali'nin ünlü kılıcıydı,
- Write your surname on the fourth line.
- Dördüncü satıra soyadınızı yazın.
- Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
- Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
- Mars, the red planet, is the fourth planet.
- Mars, kızıl gezegen, dördüncü gezegen.
- And the evening and morning were the fourth day.
- Akşam ve sabahla dördüncü gün oldu.
- Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
- Zülfikar, İslam'ın dördüncü halifesi Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
- His house is somewhere about Fourth Street.
- Onun evi Dördüncü Cadde civarında bir yerde.
- Tom placed fourth and did not win a medal.
- Tom dördüncü oldu ve madalya kazanamadı.
- I'm in my fourth month.
- Dördüncü ayımdayım.
- Bryant is the fourth all-time leading scorer.
- Bryant tüm zamanların en skorer dördüncü ismi.
- Bryant is the fourth all-time leading scorer.
- Bryant tüm zamanların en skorer dördüncü oyuncusu.
- He's in the fourth year.
- O, dördüncü yılında.
- Mars, the red planet, is the fourth planet.
- Kızıl Gezegen Mars, dördüncü gezegendir.
- His last album garnered him a fourth Grammy award.
- Son albümü ona dördüncü Grammy ödülünü kazandırdı.
- This is the fourth year of King John's reign.
- Bu Kral John'un hükümdarlığının dördüncü yılı.
- His last album garnered him a fourth Grammy award.
- Onun son albümü, ona dördüncü Grammy ödülünü kazandırdı.
- Let's rehearse the fourth scene.
- Dördüncü sahneyi prova edelim.
- The fourth month is called April.
- Dördüncü aya nisan denilir.
- Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
- Zülfikar, İslam'ın dördüncü halifesi Hazret-i Ali'nin ünlü kılıcıydı.
- Mars is the fourth planet from the Sun.
- Mars, Güneş'ten en uzak dördüncü gezegendir.
- This is the fourth year of King John's reign.
- Bu, Kral John'un saltanatının dördüncü yılı.
- Let's rehearse the fourth scene.
- Dördüncü sahneyi prova yapalım.
- Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.
- Bazıları tüm vücut tarayıcılarının Dördüncü Değişikliği ihlal ettiğini iddia ediyor.
Show More (80)
|
